Fisk’ten zehir zemberek yorum

Eşi Ermeni olan Fisk’in yetimhanede kalanların anılarından örnekler verdiği yazısında “Amerikan Kongresi’nin soykırımı kabul etmesini engellemek için mücadele veren Barack Obama ve uysal Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Beyrut’taki bu köye gelip, başlarını utanç içinde eğmeli” yorumunu yaptı.

Yazar şöyle devam etti:

“Birinci Dünya Savaşı sırasında aileleri Türk kuvvetlerince öldürülen ve Türkleştirilmeye çalışılan bu çocuklar, açlık nedeniyle, ölen arkadaşlarının kemiklerini öğütüp çorba yapıyorlardı. Türk adları verilen bu çocuklar zorla Müslümnan yapıldı ve Ermenice konuştukları için dövüldü.”

“Şimdiye kadar Ermenilerin soykırıma uğradıkları argümanı katliamlara dayandırılıyordu” diyen yazar, “Ama 1951 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına ilişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin ikinci maddesi, soykırımı ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubun tümünü ya da bir bölümünü yok etmek olarak tanımlıyor. Bu tanım, çocukların bu niyetle bir gruptan başka bir gruba aktarılmasını da içeriyor. Türklerin Beyrut’ta yaptıkları da buydu” diye devam etti…

ROBERT FİSK?

Robert Fisk, The Independent’in Ortadoğu muhabiri. Bir kaç kez Ortadoğu’da ölümle burun buruna gelmiş, tarih bilgisi derin, deneyimli bir gazeteci…

Fisk’in yazdıkları ülkesi İngiltere’nin işine gelmese de hukuk devletinin sağladığı demokratik ortamda hiç bir şiddeti övmeden, şiddete başvurmadan yazılarını yazıyor…

Fisk’in bir özelliği de çağdaş bir gazeteci olması. Öyle röportaj ya da demeç alarak yan gelip yatanlardan değil. Yaptığı araştırmaları tarih bilgisiyle özümseyip öngörülerde bulunuyor… Doğru yanlış ama düşüncesini salçalamadan, uzatmadan, Ezop dili kullanmadan direk söyleyen bir gazeteci…

Açık Gazete olarak Fisk’in pek çok haberini çevirerek okurlarımıza aktardık. Fisk’in görüşlerini aşağıda da aktarıyoruz…

İRAN’A BAKIŞI

Geçen aylarda İran’ın eline düşen Irak’taki İngiliz askerleri için İngiltere ve özellikle ABD’deki İran’a karşı “vuralım kıralım, bizimkileri kurtaralım” edebiyatının tersine empati yaparak İran’ın mantığını çözmeye çalıştı. Fisk yazısında, İkinci Dünya Savaşı yıllarında İran’ın işgal edildiğini, dönemin şahının tahttan indirildiğini, demokratik şekilde seçilmiş başbakan Muhammed Musaddık’ın da CIA ve İngiliz istihbaratından kişilerin planlarıyla devrildiğini, İranlıları işkenceye gönderen ‘şahların şahı”nın İngiltere’nin ‘polisi’ sayıldığını ve bunların İranlıların belleğine işlemiş aşağılanmalar olduğunu anımsattı…

İSRAİL’E BAKIŞI

İngiltere’nin ve haliyle ABD’nin kadim dostu İsrail’e karşı ise hep çok sert eleştirilerde bulundu. İsrail Lübnan’da uranyumlu bomba kullanararak savaş suçu işlediğini öne sürdü… (O dönemde Bilim adamları Lübnan’daki Khiam ve At-Tiri’de oluşan bomba kraterlerinden aldığı toprak örneklerinde yüksek radyoaktivite saptamıştı) İsrail’in aslında ABD ve İngiltere adına savaştığını kaleme alarak asıl suçlular arasında kendi ülkesi İngiltere’yi de adres olarak gösterdi…

IRAK’A BAKIŞI

Irak’ın kendi ülkesi İngiltere ve ABD tarafından işgalini aslında demokrasi değil petrol için emperyalist bir amaç taşıdığını açık bir dille söyledi. Ülkesinin sürekli mazlum ülkeleri “böl yönet” politikasıyla sömürdüğünü yazdı. “Bush’un son Irak kumarı…” başlıklı yazısında Başkomutan George Bush, Irak mezarlığına 20 bin asker daha gönderdiğini vurgulayarak, “Aptalca akın devam edecek. Her çaresiz adam kumar oynamaya devam eder, tercihen de başkalarının hayatıyla. Bush da Blair de, savaşı sadece televizyondan ve Hollywood filmlerinden gördüler. Hayal dünyasında olmaları buradan kaynaklanıyor” yorumunu yaptı.

TÜRKİYE’YE BAKIŞI

Eşi Ermeni olduğu için Türkiye’ye karşı önyargılı yaklaştığı öne sürülen yazar, Ermeni iddialarına ilişkin Londra’daki Türklerin organize ettiği pek çok toplantıya katılmayı da kabul etmedi.

Türkiye’yi İngiltere gibi bir imparatorluk geleneğinden gelen bir ülke olarak görmesine karşın hala Kopenhag Kriterlerine takılıp kalmasına şaşırdığını her fırsatta yazdı.

Türkiye’nin kendi kimliği ile uğraşmaktan ve iç politikası ile cebelleşmekten Ortadoğu da etkili bir politika yürütme fırsatını elde edemediğini söyledi…

Türkiye’nin Ermeni soykırımı iddialarına karşı tartışmaya hazır olduğunu belirtmesine karşın “Soykırım vardır” diyenleri 301’den vatan haini olarak yargılamasını hep yadırgadı.

Fisk, ‘Uygarlık İçin Büyük Savaş’ adlı son kitabının ‘Ermeni Soykırımı’na ilişkin bölümünün, Türkiye’de piyasaya çıkartacak yayıncıları kaygılandırdığını söyledi. Fisk, kitabı hakkında dava açılması durumunda mahkemede ifade vermeye hazır olduğunu da sözlerine ekledi…

Fisk Mayıs 2006’da köşesinde, Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Akın Alptuna’nın kendisine yolladığı Ermeni soykırımıyla ilgili mektubu eleştirerek ‘Saçma konuşuyorsunuz Sayın Büyükelçi’ başlığını attı. Alptuna’nın kendisine Ermeni soykırımına ilişkin bazı yanlış anlamalara sahip olduğunu önesürdü.

ÖNGÖRÜLERİ:

– Türkiye AB tam üyeliğinden önce Irak’a girecek.
– Türkiye AB’nin de yardımıyla Ermeni Soykırım iddialarını tanıyacak…
– ABD Irak’tan çekilecek. Kürtler’e desteğini de çekecek.
– ABD VE İngiltere İran’a saldırmayacak…

1236360cookie-checkFisk’ten zehir zemberek yorum

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.