Fransa nereye koşuyor ?

oyların %17’sini alarak sosyalist başbakan Lionel Jospin’in önünde bitirmişti 2002 seçimlerinin 1. turunu.


Bu sefer ne oldu? Dışarıdan bakıldığında muhafazakarlarla sosyal demokratların klasik düellosu gibi görünen 2. tur aslında Fransa için çok önemli bir dönemeç.


Kamuoyuna yansıtmayı sevdiği sert ve kararlı imajıyla öne çıkan Sarkozy’nin icraatları ve vaatleri ise Fransa’nın geleceği açısından düşündürücü unsurlar içeriyor.


Spektaküler çıkışlarının dışında önemli icraatları var Nicolas Sarkozy’nin. FN’nin iç politika ve yabancılar ile ilgili 36 önerisinden 20’sini bakanlığı döneminde yürürlüğe giren iki yasa ve çeşitli kararnamelerle uygulamaya koyarak yabancılar konusundaki tutumunu net bir şekilde belli etti. Bu konuda eleştirildiğinde ise gazetecilere FN ile herhangi bir fikir birliğinde olmadığını söyleyerek, böyle bir fikir birliğini iddia edenleri ispata davet ettiğini 20 Ekim 2006 tarihli Le Parisien gazetesine verdiği röportajda beyan edebilmişti. Konu “Le Canard Enchainé” gazetesinde uzun uzun yazılarak ispat edildiğinde ise konuşmamayı tercih etti. Sarkozy’nin yabancı düşmanı aşırı sağa yakınlığına başka bir örnek ise, 1995 seçimlerinde FN’nin gençlik kollarının kullandığı, maalesef bize de yabancı olmayan, “Fransa’yı ya seversin, ya terk edersin” sloganını 2006 senesinin Nisan ayında partisi UMP’nin yeni üyelerine hoşgeldin toplantısı sırasında aynen tekrar etmesidir.


Dış politikada da önemli değişiklikler bekliyor Fransa’yı ve Fransızları. Sarkozy içişleri bakanlığı sırasındaki Amerika seyahatinde “kendi ülkemde [Amerika’ya olan desteğim yüzünden] yabancı gibi yaşıyorum” diyerek, De Gaulle döneminden beri Amerika’ya kafa tutmakla övünen Fransızlara yeni alışkanlıklar edinmeleri gerektiğinin sinyallerini verdi. Tabii Amerikancı dış politikanın olmazsa olmaz etabında da rengini çoktan belli etti Sarkozy. Fransa’nın geleneksel arap yanlısı dış politikasına da bir nokta koyacak gibi görünüyor. 2004 sonundaki İsrail ziyareti sırasında Ariel Sharon’la yaptığı uzun görüşme sonrasında, Fransa’nın dış politikasını gözden geçirmesi gerektiğini belirtmişti. Sonuç olarak Irak savaşı sırasındaki tutumuyla bütün Fransa’dan alkış alan Chirac’ın yerine, Bush ve Sharon’la samimi pozlar vererek desteğini açıklayan Sarkozy seçilecek gibi görünüyor.


Nicolas Sarkozy, ultraliberal bir ekonomik programla çıkıyor Fransız seçmeninin karşısına. Öncelikle sosyalist Jospin hükümetinin çıkardığı, büyük şirket çalışanlarının haftalık çalışma süresini 39’dan 35’e düşüren yasayı kaldırmayı planladığını belirtti Sarkozy. Bunun yanı sıra ek çalışma sürelerini serbest bırakıp patronlara işçileri üzerinde yeni baskı yolları yaratma olanağı sağlayacak. Şirketlerin ve yüksek gelirlilerin vergilendirme oranını düşürerek ekonomiye bir ivme kazandıraracağını iddia eden Sarkozy, böylece devletin en önemli gelir kaynağını kısarak ekonomik programında sosyal yardımlara yer olmadığını da açıkça belirtti. Sosyal yardımların, sosyal sağlık sigortasının artık daha az kişiyi kapsayacağını ve Fransa devleti’nin bir ‘yardım kurumu’ olmadığını ifade eden Sarkozy’nin bu çıkışları yakınlarını memnun etti.


Peki kimdir Sarkozy’nin yakınları? En yakınındaki isimler Fransa’nın en büyük holdinglerinin patronları. 1983 ile 2002 seneleri arasında Fransa’nın en zengin şehri Neuilly’nin Belediye başkanlığını yapan Sarkozy burada çok önemli ilişkiler kurmayı ihmal etmemiş. Fransa’nın en zengin aileleri ile yakın arkadaşlık ilişkileri bulunan Sarkozy’yi bugün Medya patronu Lagardère ailesi, telekomünikasyon ve inşaat devi Bouygues ailesi ve silah üreticisi Dassault ailesi gibi Fransa’nın önemli aileleri açık olarak destekliyorlar. Bu aileler sayesinde yazılı, sözlü ve görüntülü medyanın tam desteğini almış durumda Nicolas Sarkozy ve hakkında çıkabilecek hiçbir olumsuz habere de tahammülü yok Fransa’nın cumhurbaşkanı adayının. Bunun en önemli örneği 2005 senesinin Ağustos ayında, Lagardère grubunun ünlü magazin dergisi Paris Match’ın genel yayın yönetmeni Alain Genestar’ın, Sarkozy’nin eşi Cecilia ile reklamcı sevgilisinin fotoğraflarını yayınlaması nedeniyle, görevinden alınması oldu. Nicolas Sarkozy bu ‘operasyon’dan sonraki dönemlerde miras vergisinin kaldırılması gerektiğini beyan ederek minnettarlığını ifade etti Lagardère ailesine.


Bütün bu unsurlar bir araya geldiğinde karşımıza çıkan tablodan anladığımız, Fransız seçmeninin %31’inin ilk turda bu Nicolas Sarkozy’ye oy vermesinin, Le Pen’in yıllar önce söylediği “Belki ben hiçbir zaman iktidar olamayacağım ama fikirlerimin geleceğinden umutluyum, onlar bir gün iktidar olacaklar” sözünü haklı çıkarır nitelikte olmasıdır.    



Kerem Önen

699520cookie-checkFransa nereye koşuyor ?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.