G20 gölgesinde kalanlar

Yaklaşık 20 ülkenin politik lider ve temsilcisinin katılımlarıyla gerçekleştirilen görüşmelerde, ele alınan ve tüm dünya ülkelerini ilgilendiren ekonomik kriz ve diğer küresel sorunlar, böylece bir kez daha kamuoyu gündemine getirildi. Geçtiğimiz yıldan bu yana tekrar tekrar gerçekleştirilen ve uluslararası arenada ‘çözüm önerileriyle sunulan’ bu ve benzeri toplantılarda gündem, şu andakinden pek de farklı değildi aslında: ‘Global alandaki ekonomik krizin sonuçlandırılması, uluslararası finans sisteminin iyileştirilmesi, IMF gelir kaynaklarının arttırılması; çevre sağlığı ve nihayet bir köşeye sıkıştırılan dünya barışı…’

İçimde kalan son bir ümit ışığıyla, Sağır Sultan’ın bile duyduğu, Londra’nın bu meşhur toplantısından yansıtılan haberleri hevesle izlerken; aynı zamanda da dünyanın diğer bölgelerinde, G20’ye dahil olmayan ülke ve politik liderlerinin gerçekleştirdiği ‘küresel faydalar sunacak’ toplantıları da yakından takib etmeden geçemiyorum.

Asya, Afrika ve Arap camialarında gerçekleştirilen ve uluslararası sosyo-ekonomik alanda yapıcı çözüm önerileri sunan bu toplantılar, malesef G20 gölgesinde kaldığı halde, sessizce ulaştıkları başarıyla da kapsanan bölge vatandaşlarına iyileştirici imkanlar garantisini daha şimdiden sunmaya erişiveriyor.

Örneğin, Rusya ve Birleşik Arap Emirliği’nin Dubai’si arasında henüz gerçekleştirilen ‘ekonomik kalkındırma ve işbirliği anlaşması’ bölgesel alanda başlayıp, küresel etkiler yaratacak cazip fırsat olanakları sunan kayda değer bir adım. Buna göre Rusya ve Dubai, aralarındaki ‘sosyo-kültürel, ticari ve ekonomik alanda planlanan işbirliğini arttıracak; bununla birlikte uluslararası alanda yaşanan ekonomik krizin yumuşatılması amaçlanarak, piyasalara yeni finans kaynak ve imkanları sunulacak; işsizlik oranının hızla düşürüleceği yeni iş imkanları yaratılacak’!

Diğer taraftan, Arap ülkelerinin, Arap Birliği adı altında, Mısır’da düzenli aralıklarla gerçekleştirdiği toplantılarını da dikkatlerden kaçırmamak gerekli. Mesela, Arapların, AB oluşumunu örnek alarak ‘sosyo-kültürel,ticari ve ekonomik alanda’ uygulamayı amaçladığı planlarının usulca ilerlediğini hatırlamamızda fayda var. Hatta, Arap Birliği’nin, AB’ nin Euro’sunu örnek alarak ‘tek bir nakit çatısı altında toplamayı amaçladığı para birimi’ ile ilgili mevcut çalışmaları usulca da olsa, su altından hala devam ediyor. Bu konuyla ilgili ortaya çıkacak bir oluşumun, ekonomik alanda tüm dünyayı etkileyecek uzantıları ise çelişkili bir sürprizle çıkıyor karşımıza: Sudi Arabistan’ın G20’ye dahil olduğunu hatırlayacak olursak,böyle bir durumda ortaya çıkacak tabloyu daha bir çırpıda ‘farklı grupların aldığı iyi niyet kararlarının çelişki ve çakışması’ saptamasıyla değerlendirebiliriz.

Tüm bunların yanında, Londra’daki malum meşhur toplantı devam ederken, Asya kıtasından yükselen müjdeli finans haberlerinin ardından ise ‘keşke bu topraklardaki diğer başarılı memleketler de bizim G toplantısına dahil edilseydi’ diye düşünmeden edemiyorum. Hani hiç değilse, mağdur vatandaşlara dayatılan global kalkınma ve iyileştirme kavramları adına olsa bile(!)….

….Uzun lafın kısası…Farklı ülkelerin ‘birlik’ adı altında yarattığı ayrı ayrı grup ve oluşumlarla, birbirlerini bazen kapsayan ve bazen de dışlayan toplantılarında, dikkatli kararlar alınmadığı sürece ‘herkese faydası dokunacak global’ yapıcı çözümlere ulaşılması mümkün değil. Birinci…üçüncü dünya ülkesi ya da doğu-batı vb. ayrımları yapılmnaksızın, şahsi çıkarlar ön plana alınmaksızın, sosyal aşşağılık/üstünlük komplekslerine girilmeksizin…. politik liderlerin, katılacakları tüm uluslararası toplantılara eşit düzeyde önem vermesi lazımken; aynı zamanda, burada alınacak kararların da uluslararası uygulamada çelişkiler yaratmayacak nitelikte olması gerekli.

738570cookie-checkG20 gölgesinde kalanlar

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.