Gazda dışa bağımlılıktan kurtulmalı

TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
HAZIRLAYAN: Emin KORAMAZ

TMMOB, Ukrayna hattında yaşanan doğalgaz sorunundan ders alınarak, doğalgaza bağımlı enerji politikalarından bir an önce vazgeçilerek yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklara yatırımlar yapılmasını istedi.

TMMOB’a bağlı Makina Mühendisleri Odası’nın yaptığı açıklama aynen şöyle;

“Ukrayna hattında yaşanan bir sorun açıkça ülkemizi de etkileyecek ve enerji alanında sorunlarla karşılaşılabilecektir.Yetkililerin ‘sorun yaşamayız çünkü biz gazı mavi akımdan alıyoruz’ açıklamaları gerçekleri yansıtmamaktadır.

Özellikle 19. yüzyılla başlayan ve 20. yüzyılda hızla gelişen enerji alanı uluslararası tekellerin ve emperyal güçlerin ele geçirmek istedikleri vazgeçilmez alanların başında gelmektedir. Dün olduğu gibi, bu günde emperyal güçler teknoloji, enerji, su, petrol ve doğalgaz kaynaklarının paylaşım ve denetimi için birbirleriyle kıyasıya mücadele ediyorlar.

Dünyada enerji alanında yaşanan sorunlardan bir tanesi özünde Rusya-Ukrayna arasında yaşanıyor gibi görünmesine rağmen özellikle Avrupa ve ülkemizi sonuçta ise tüm dünya enerji piyasalarını etkilemektedir. Rusya–Ukrayna doğalgaz krizi uzun dönemdir yaşanan enerji alanındaki egemenlik savaşlarının yeni bir boyutudur. Bu günlerde yaşanan doğalgaz krizi bize bir kez daha ulusal bir enerji politikası oluşturularak yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın kullanılmasının önemini göstermiştir.
Yıllardır uygulanan ithal doğalgaza dayalı dışa bağımlı enerji politikaları sonucu ülkemiz elektrik enerjisi üretiminde yüzde  45 oranında doğalgaza bağımlı kılınmıştır. Üretimde yap işlet devret ve yap işlet modelleri ve yüksek fiyatlı yüzde yüz alım garantili sözleşmelerle enerji maliyetleri sürekli artmaktadır. Türkiye elektriği en pahalıya tüketen ülkelerden biri haline gelmiştir.

Ülkemiz doğalgaz ihtiyacının yüzde 65’ini Rusya’dan karşılamaktadır. 2005 yılı toplam doğalgaz ithalatımız yaklaşık 24 milyar m3‘dür. Bu ithalatın yaklaşık 14 milyar m3’ü (yüzde 58,3’ü) Rusya batı hattından yani Ukrayna hattından yapılmaktadır. Ukrayna hattında yaşanan bir sorun açıkça ülkemizi de etkileyecek ve enerji alanında sorunlarla karşılaşılabilecektir. Yetkililerin “sorun yaşamayız çünkü biz gazı mavi akımdan alıyoruz’ açıklamaları gerçekleri yansıtmamaktadır. Mavi akımdan gelen gaz kademeli olarak gelmektedir. BOTAŞ ile Rusya arasında yapılan sözleşmelerde 2006 yılında mavi akımdan gönderilebilecek gaz miktarı 8 milyar m3 olarak bağıtlanmıştır. Bugün mavi akımdan gelen gaz miktarı ise 5 milyar m3 civarındadır. Ukrayna hattında yaşanabilecek herhangi bir sorun ülkemizi de yakından etkileyecektir.

Kaldı ki mevcut alt yapı ile mavi akımdan gelen gazın tamamının enerji tüketiminin yoğun olduğu batı bölgelerimizde kullanılması teknik olarak mümkün değildir. Ukrayna hattından gelen gazın dağıtımı batıdan doğuya, mavi akımdan gelen gazın dağıtımı ise doğudan batıya doğru yapılmaktadır. Mavi akımdan batıya gaz dağıtımının yapılabilmesi için şebekede ek yatırımların yapılması, pompa istasyonları ile ilave kompresörlerin tesis edilmesi gerekmektedir.

Ülkemizin enerji sorunu ile karşılaşmaması ve yaşanan bu tür uluslararası sorunlardan etkilenmemesi için her zaman yinelediğimiz önerilerimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

Elektrik enerjisi üretiminde ulusal ve kamusal kaynaklar ile yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilmelidir. Özel olarak elektrik enerjisi üretiminde genel olarak tüm enerji kaynaklarının temin ve kullanımında, ülke ölçeğinde geçerli olacak bir “Master Plan’ uygulamasına geçilmelidir. Ülkemizin enerji politikalarında temel kıstas kamusal planlamaya dayalı  temiz, ucuz, bol ve yerli enerji olmalıdır.

Doğalgaz konusundaki Rusya’ya bağımlılığımızın azaltılması konusunda çalışmalar yürütülmeli, bu alandaki “al ya da öde’ koşullarını içeren abartılı projeksiyonlara dayalı anlaşmalar gözden geçirilmeli, kaynak çeşitlemesine gidilmeli, ülke karasında ve denizinde doğalgaz ve petrol aramalarına hız verilmelidir. Herhangi bir nedenle gaz kesilmesine karşı Trakya mevcut depolama tesislerinde doğalgaz depolaması yapılmalı, 2000 yılından bugüne kadar mühendislik projesi bitirilemeyen Tuz gölü depolama tesislerinin projesi tamamlanarak yatırımına ivedilikle başlanmalıdır.

Doğalgaza bağımlı enerji politikalarından bir an önce vazgeçilerek yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımıza yatırımlar yapılmalıdır. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımız ülke ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayacak potansiyeldedir. Bugün ülkemizde mevcut ekonomik hidrolik kaynaklı 128 Milyar kWh enerji potansiyelimizin yüzde 57’si; rüzgarda 10 bin MW ekonomik potansiyelimizin yüzde 85’i; jeotermal kaynak potansiyelimizin yüzde 95’i; sınırsız enerji kaynağı olan ve ülkemizin her bölgesinin sahip olduğu güneş enerjisi değerlendirilmemektedir. Yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızın kullanımının özendirilmesi, yaygınlaştırılması ve bu kaynakların kullanımı ile elektrik enerjisi üretim sistemlerini oluşturan malzeme, cihaz ve ekipmanların yerli üretim koşullarının oluşturulması ve bu alanda teknoloji üretebilir bir seviyeye ulaşmamız sağlanmalıdır.

Termik santrallerimizde çevre kirliliğini önleyecek önlemler alınmalı, gerekli yatırımlarla geliştirilerek tam kapasitede çalıştırılmalıdır. 150 MW’tan büyük kömür santralleri esas alındığında, 16.000-17.000 MW kurulu güce tekabül eden linyit potansiyelimiz değerlendirilmelidir.

Kamusal planlama, kamusal üretim ve yerli kaynak kullanımını reddeden, bu alandaki yatırımların aksamasının, gerilemesinin  ve gecikmesinin temel nedenini  oluşturan özelleştirme uygulamalarından vaz geçilmelidir.

 

1090090cookie-checkGazda dışa bağımlılıktan kurtulmalı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.