Gazete ve gazeteciye saldırı

24 yıllık gazeteciyim… Çok şey görüp geçirdim. Her gazeteci gibi insanların kendilerini ifade özgürlüğü için mücadele ettim. “İşinize gelsin gelmesin; hakaret ve kişisel haklara tecavüzü içermediği süreçte herkes her şeyi düşünebilir ve düşündüğünü de her türlü iletişim araçlarıyla aktarabilmeli” ilkesini savundum. Hatta bir adım öteye de geçip, Türkiye’de gazetecilik ve etik konusunda araştırmalar yapıp, konferanslara katıldım.

 

Neyse ki artık Türkiye, mesleğe ilk başladığım günlerin Türkiyesi değil. Ne yazık ki Londra’daki Türkçe konuşan toplum, her konuda Türkiye ortalamasının çok gerisinde…

 

Olay’a yapılan saldırıya bakın… Posta kutusundan bez sarkıtıp ateşe veriyorlar… Gazete bu. Yazıların sahibi açıkca ortada. Rahatsız oluyorsanız, gocunuyorsanız yasal başvuruda bulunur, yargıda hesaplaşırsınız. Gece kimse yokken sinsice saldırmak korkaklık değil mi?

 

Olay’da editörlük yaptığım dönemde yazdığım bir kaç haberden rahatsız olanların sözlü saldırılarına uğramıştım. Bir keresinde sattığı sahte içkide içeni öldürecek kadar kimyasal bulunan “off licence”cı bir vatandaş, telefonu açıp hakaret etmişti. Kendisi üç pence için insan hayatını hice sayıyor. Utanmadan da belediyenin bütün gazetelere gönderdiği basın bültenini yayınlıyoruz diye bize hakaret ediyor. Üstelik dernek dernek dolaşıp işi Kürtlük Türklük meselesine de dökmeye çalışıyor… Burası eski Türkiye değil, basına yani direk düşünceye yapılan saldırının cezası of aman off…  “Off licence”cıyı bu konuda uyaran olmalı ki anında U dönüşü yaptı.

 

Son köşe yazımda her aydın gibi ben de 12 Eylülcü faşist generallerin yargılanmasını açıkca istemiştim. Adının Hasan Tambayır olduğunu yazan bir okur yorum gönderiyor. Aslında yorum değil hakaret… Babası o dönemin generalleri arasındaymış. “O günkü Generallerin idamını istiyorsunuz ve bunun Demokrasi icin yapılmasını arzu ediyorsunuz” diyor. Ben oldu bitti idama karşıyım general çocuğu. O dönemdeki darbeci faşist generaller, ‘hastanenin, kemik sayarak küçüktür asılamaz dediği’ 17 yaşındaki arkadaşım Erdal Eren’i idam ettirdiler. Ben o generallerin bile idamını istemiyorum. Yalnızca yaptıkları yanlarına kalmasın, Yunanistan ve Arjantin’deki gibi yargılansın istiyorum. Bunu da sevgili Erdal için değil Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesi ve üzerindeki anti demokratik ipoteği kaldırması için istiyorum.

 

Doğru ya da yanlış. Ben böyle düşünüyorum. Düşüncemi de ifade özgürlüğüm sınırları içinde tartarak, kimseye özel hakarette bulunmadan aktarıyorum… Sonra Tambayır gaza geliyor ve hakarete başlıyor ve bana kendince “halkı ayağa kaldırmak isteyen bir komünist” suçlaması yapıyor. (Tabii ona göre komünizm suç.) Sonra bağrı açık, topuğu basık delikanlı havasına giriyor ve “Sapına kadar erkek olunuz ve gercek duygularınızı okurlardan esirgemeyiniz. Bu yazımı da yapılan yorumlar arasında almazsanız ben de yorumlarımı baska kanaldan diger basın kuruluslarına aktaracagım. Haberiniz ola” diyor.

 

Tambayır’ın tamgaz hakaretinden tam bir dakika sonra gönderilen yorumda da adının Ayşe Merter olduğunu yazan bir okur, (yazımın son derece net olmasına rağmen) hangi generalleri kasdettiğimi soruyor ve tehdit kokun şu cümleyi ekliyor, “Aksi takdirde üstü kapalı yanlış yorumlarla halkı yanlış yolda ateşlemeyiniz sonra size yazik olur.”

 

Ayşe hanım, Allahaşkına mübarek ramazan günü beni bırakınız da arkadaşınız (ya da kardeşiniz) Tambayır’ın, “Sapına kadar erkek olunuz” sözündeki kadınlara hakareti eleştiriniz. Londra’daki kadınların derneği İMECE bu konuda size her türlü desteği seve seve verecektir. Hem İMECE’deki kadınlardan demokrasi hakkında pek çok şey de öğrenebilirsiniz.

 

Gizlice kapıdan benzin dökmek ya da adres vermeden hakaret etmek kolay.

 

Efendi ol general çocuğu.

1082120cookie-checkGazete ve gazeteciye saldırı
Önceki haberOlay’ a alçak saldırı
Sonraki haberTürk toplumuna büyük görev
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.