Gazeteci özgür olabilir mi?

Gazeteci olmak için öncelikle muhalif olmak gereklidir, çünkü iktidarın penceresinden bakarsa eğer sadece bülten yazabilir. Bu önermeme karşı bir çok farklı görüş sürülebilinir, doğaldır, çünkü gerçek olarak kabul ettiğimiz şey, nerede durduğumuza bağlı olarak farklı algılanabilinir. Ben, muhalif olmayan birinin haber yazamayacağına inanıyorum, çünkü muhalif olmayan biri iktidarın gölgesi altında olmaktan mutlu olduğu için, iktidarın aleyhine haber yazamaz, yapamaz. Yaparmış gibi yapar sadece, iktidar rahatsız olduğunda onu anında gün ışığının altına iterek yalnızlaştırabilmektedir. Bu yalnızlaştırma elbette iktidar lehine haber bülteni yazanlara örnek olacaktır ve bülten yazıcıları hizaya getirecektir. Bunun bir çok örneğini yaşadığımız çok sesli medyamızda yaşadık.
Birbirine benzer gazetelerin yayınlanması, o ülkede birden fazla gazete yayınlandığı algısını yaratmasına rağmen, aslında tek bir gazete değişik biçimlerde okuyucuya sunmaktan başka bir anlam ifade etmiyor.
Haber yazmak muhaliflerin gözünden olaya bakmaktan geçiyor. Şimdi bu önermeyi okuduğunuzda düşüneceksiniz, peki ne olacak bağımsız gazetecilik, habercilik, yoksa hiç mi olmadı?
Her haber merkezinin belirli bir duruşu ve tercihi vardır, o tercihte bağlı bulundu sermaye grubunun ihtiyacına uygun olmak zorundadır, çünkü günümüzde medyayı ayakta tutan sermayedir. Eğer sermaye yok ise, ortada ne medya kalır ne de başka bir şey. Bağımsız olarak yayın yapan bir takım gazete denemeleri hep olmuştur ama bir süreliliğine amatör olarak yürütülen çalışmaların devamlılığı olmaz, en ufak bir dalgada buharlaşmak ve yerine küçük bir iz bırakarak yok olur.
Gazeteciler, yaşadıkları toplumun ve eğitimin biçimlendirdiği bireylerdir. Toplumun doğruları ve eğitimde öğrendikleri doğrular onun doğrularıdır ve o doğrular bakış açısı içinde olayları algılar ve haberleştirir. Bağımsız bir düşünce yapısına sahip değildir. İçlerinden istisna bireylerde çıkabilir, kendilerini geliştirmiş bireyler olabilir, fakat onlarında çalışma alanı çok dardır ve o dar alanda haber yapmaları istenir. Gerçek anlamda özgür, bağımsız gazeteci yoktur. Günümüzde gazeteciler haber müdürlerinin belirlediği haberleri yapmak için görevli bireylere dönüştürülmüştür, onlar adına basın toplantıları izlenir, onlara bülten olarak sunulur, onların denetimi sonrası gözlemleri gazetede yerini alır. Elbette yazdıkları biraz ya da tamamı ile değiştirilmiş olarak.
Gazeteci göreceli olarak özgürdür, patronun istediği haberi yapan, onun çıkarına dokunmayan yerlere bakan ve oralardan haber çıkaracak kadar özgürdür. Onlara her türlü konfor ve olanak verilir. Onun sınırını bilen gazeteci, o sınırlar içinde kategorize olmuş ve o sınırları zorlamadan mesleğini risksiz olarak yapar konumundadır. Gazetecilikte de gazetecileri kategorize edilmesi çok yenidir, bu yeni yapılanma bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır, o ihtiyacı yaratan ise yaşadığımız çağın tercihidir.
Toplum mühendisleri, toplumu daha iyi yönetebilmek ve kontrol edebilmek için toplumu değişik adlar ile kategorize etmekte ve o kategorizelere uygun ihtiyaç ve tüketim alışkanlıkları geliştirilmektedir. Medyanın bu durumdan etkilenmemesi imkansızdır, onlarda bu tercihe göre yapılanmıştır. Bu sayede haber yakalayan ve haber atlatan gazetecileri ortadan kaldırmış, haber müdürlerinin yönlendirmesi ile habere gidip gelen ve günde birden fazla haber yazan muhabirler oluşturulmuştur. Gazeteciden en çok verim nasıl alınır diye düşünmüş olan toplum mühendisleri, geliştirdiği yöntemler ile en az maliyet ile en çok verim alınması için gazetelerin iç işleyişi yapılandırılmış ve ona göre kategorilerden oluşturulmuştur. Bu sistem içinde özgür, bağımsız gazeteci olamaz, olduğunu sananlar ise göreceli özgürlükleri içinde yaşamaya devam ediyorlardır.
Eğer gazeteciler özgür olsalardı, satılan gazeteler ve medya ile birlikte satılan ve alınan birer meta görevi görmezlerdi. Medyamızda gazetecilerin özgürlüğünün sınırı bellidir, o sınırı aşan gazeteci işizdir ya da başka iş ile uğraşıyordur.
Gazeteci muhaliftir, hangi iktidar gelirse gelsin muhalif olmak zorundadır, eğer muhalefet yapmıyorsa iktidarın gör dediğini görür, o da iktidarın doğrularını halka dikte ediyordur. Muhalefet olmak demek, iktidarın görmediğini göstermek, topluma sunmak demektir. Bu sayede demokrasi ve yaşam kalitesinin daha yükselmesi anlamına gelir, çünkü eleştiri olmaz ise iktidar her şey yolunda diyerek sadece göstermelik birkaç iş yapar, o da toplumu, demokrasiyi geriye götürmekten başka anlam ifade etmez. Gazeteci eğer muhalif olamıyorsa o zaman gazetecilik mesleği bırakması gereklidir, çünkü iktidar çevresinde yeteri kadar onu alkışlayanlar vardır ve onu iktidara getirenlerde onu alkışlayanlardır. İktidarın yanında yer alan ve muhalif gibi gözükenler bana göre aslında mesleğe, insanlığa ihanet ediyorlardır, çünkü iktidarı olduğundan fazla güçlü göstermek, demokrasiye katkı olmadığı yaşadığımız günlerde daha iyi anlaşılmaktadır.
Elbette her iktidar kendi medyasını yaratmak ve yaşatmak zorundadır, bunu devlet eli ile zaten cumhuriyetimizde yasal olarak yapmaktadır. Gazetecilere hala ülkemizde basın kartını başbakanlığa bağlı bir birim vermektedir. Normalde basın kartını basın ile ilgili kitle örgütleri vermesi gerekmektedir. Çağdaş ülkelerde basın kartını devletin vermesi başka anlam ifade edeceğini söylemeye gerek var mı? Devletten basın kart alanın özgürlüğü ne kadar olduğunu söylemeye gerek var mı? Bu konuda geçmişte yaşanmış ve günlük politika ile hiç ilgisi olmayan spor yazarları ve yorumcularının İsviçre Milli Takımına karşı tavırları ve başlıkları unutulur gibi değildir. İşte bizde medyanın özgürlüğünün sınırı o kadardır.
Başta sorduğum soruya geri dönersem, ne yazık ki gazeteci özgür değildir.

1588350cookie-checkGazeteci özgür olabilir mi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.