Genetiği değiştirilmiş ürünler kuşku ve tereddütleri içinde barındırıyor ancak ticari getirisi dolayısıyla da kullanımı giderek yaygınlaşıyor.
Modern biyoteknoloji, geleneksel yöntemlerle yapılamayanı yapılabilir hale getiriyor.
Örneğin, tahılların böceklere, zararlı organizmalara karşı dayanıklılığını arttırıyor ya da bazı yiyecekleri daha besleyici, daha uzun ömürlü hale getiriyor.
Bu konuda düzenleyici çerçeveyi oluşturacak Ulusal Biyogüvenlik Kanun Taslağı çalışmaları da, bu soru işaretlerini gidermek için geniş katılımlı olarak yapılıyor.
Ulusal Biyogüvenlik Yasa Taslağı, genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünler ile ilgili faaliyetleri düzenlemek, denetlemek, izlemek üzere biyogüvenlik sistemini kurmayı amaçlıyor.
Genetiği değiştirilmiş organizmaların tüketim ve kullanımının hemen değil, 31 Aralık 2008’den itibaren yasaklanması Taslak’a yapılan en önemli eleştiri.
İşte bu ve benzeri eleştiriler konuyla ilgili düzenlenen “İstişare Toplantısı’nda” ele alındı.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, tarımsal üretimde yeterlilik ve devamlılığın sağlanmasının ülkelerin en temel amaçlarından biri olduğuna dikkat çekerek bu alandaki gelişmelere kayıtsız kalınamayacağının altını çizdi.
Güçlü şöyle konuştu: ” Bu teknolojiye hakim olma ve kullanma konusunda yaşayacağımız tereddütler, ülkemizi diğer ülkelerin pazarı konumuna düşürecektir. ”
İLGİLİ HABERLER
– Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara (GDO) Hayır
– ‘Gıdaların genleriyle oynanmasın!’
