Geçmişin yalanları ve geleceğin umutları

Sevgili Mete Hatay arkadaşım bir sosyal medya paylaşımında “Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisinin son bölümü hakkında bazı yorumlar yaptı. Yeni makalesi için “etnografik gözlem” yapma amacıyla seyretmiş son bölümü.

Hiç seyretme motivasyonu duymadığım dizinin Mete’nin yorumunu okuyunca, paylaşımında Samson’u oynayan oyuncunun fotoğrafını görünce gerçekten dediği gibi dizi giderek karikatürleştirilmiş durumda.

Ben de yorumumda “madem komediye dönüştü, belki de diziyi görmeye başlamalıyım” diye espri yaptım.

Aslında espri yapılacak bir durum değil. Belgesel değil, ama fantazi de olsa Kıbrıslıtürklerin çektikleri acıların kasıtlı olarak bu denli yanlış, bu denli çarpıtılmış bir şekilde aktarılması hepimize karşı yapılan büyük bir hakaret, büyük bir utanmazlıktır. 

Kıbrıs’ın tarihsel süreci sürekli olarak çeşitli nedenlerle çarpıtılmaktadır. Örneğin bahsedilen dizinin son bölümünde Muzaffer Gürkan’ın EOKA tarafından öldürüldüğü yalanı varmış. Rauf Denktaş, daha doğrusu o rolü oynayan aktör öyle söylemiş.

Bu yalanlara inananlar ve inanmak işlerine gelenler muhakkak bolca var. 

Ancak ne büyük şansdır ki son yıllarda yazılan kitaplar ezberletilmiş yalanlara ışık tutarak bizleri aydınlatıyor ve bu yalanları ifşa ediyor. 

Ahmet An’ın “TMT’nin Kurbanları”, Salih Öztoprak’ın “Kıbrıs’ta Hasır Altı Belgeler” ktaplarını okuyan bağımsız iradeye sahip kişiler gerçek tarihin ezberletilen tarihimiziden çok farklı olduğunu hemen anlar. 

Serhat İncirli’nin “Kıbrıslı Komünist Ferit Frank’ın Öyküsüdür” ve Remzi Halluma’nın yayına hazırladığı “Ayios Sipiridon’un Çanları – Mehmet Ali Tremeşeli’nin Anıları” kitapları da alternatif tarihimize ışık tutacak nitelikte. 

Hikmet Afif Mapolar’ın “Aslar – Bir Devre Adını Yazanlar -1987” kitabında okuduklarımız birçoklarının kahraman saydığı Dr. Küçük gibi liderlerimiz hakkındaki düşüncelerimizi sorgulayacak nitelikte. 

Bu kitabın Kıbrıs’lı Türklerinden tarihinde önemli bir isim olan ancak tarihimizden adeta silinen Necati Özkan’ın oğlu Ahmet Necati Özkan tarafından yayına hazırlanışı kitaba başka bir anlam katıyor. Ahmet Necati Özkan 2019 yılında yaşama gözlerini yumdu. 

Babası Necati Özkan bir zamanlar Kıbrıs Türk halkının peşinden “Geç öne doğru yol ver Necati /  Bağrımız yanıktır su ver Necati” diye yürüdüğü bir lider idi. 

Birkaç ay önce Londra’da yaşama gözlerini yuman mücadele adamı Hulus İbrahim Çağlar’ın “Mücadele Yılları” kitabını sık sık kitaplığımdan alıp okurum. Bu ibret verici kitap ve onun gibi kitaplar okul çağımızda ezberletilmiş tarih kitaplarından çok daha değerli, çok daha önemlidir. 

Tabii daha birçok kitap daha var aynı şekilde gerçek tarihimize ışık tutan. Örneğin değerli dostlarım Yaşar İsmailoğlu’nun, Dr. Nazım Beratlı’nın kitapları. 

Kıbrıslılar, gerek Türk gerekse Rum çeşitli oyunlarla yıllarca uyutuldular, horlandılar, aşağılandılar. Ama artık içinde bulunduğumuz teknolojik dönemde gerçeklerin gizlenmesine olanak kalmadı.

En otokratik devletler bile halklarından artık gerçekleri gizleyemiyorlar. 

Kıbrıs sorunu geçtiğimiz gün Cenevre’de yapılan toplantıda çözümsüzlük kuyusuna daha çok battı. Ancak bu geçicidir. 

Belki de bizim nesil ileride Kıbrıslıların huzur içinde, kardeşçe, eşit toplumlar olarak yaşayacağı dönemi göremeyecek. Ancak gün geçtikçe iki toplumun geçmişin yalanlarından etkilenmeyen gençlerinin türediğini görmek geleceğe umut vadediyor.

2511470cookie-checkGeçmişin yalanları ve geleceğin umutları

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.