Geçmiş ancak bugün yazılır!

Eğer geçmişe dönülme imkanı olursa, o zaman tarihi duygular ile öğrenme şansımız olacaktır. 


Bugün duyguları, tutkuları bize taşıyan müziktir. Geçmişten bugüne gelme şansına ulaşmış ezgileri belki bugün geçmişteki duygular ile dinlemiyoruz ama en azından geçmişten bugüne taşınan bir duygu ipuçları ya da dip notları ile karşı karşıyayız. Müzik geçmişin tarihini yazmaz, sadece duygularını taşır!


Bir insanın geçmişi, insanlık tarihi içinde bir nokta bile değildir. İnsan yaşamını mezar taşındaki iki rakam arası çizgi olarak gören şairimiz bile vardır. İnsan ömrü, duygusu, aşkları, tutkuları, hırsları işte bu çizgi içinde durmaktadır. Bir bilgisayar çipi gibidir. Gün geçtikçe küçülen ama küçüldükçe kapasitesi artan çipler. Yaşamda gün geçtikçe uzuyor, uzayan yaşamda daha çok değişimler ile karşı karşıyayız. Bizler hangi olayları yaşadık, neler gelişti geçmişte diye kısa dönüp bir baksak, son yüzyılın binyıllara bedel olduğunu görürüz, gelişme o kadar hızlı ki, daha öğrenemeden yenisi ile karşı karşıya kalıyoruz, sonra iki elimizi havaya kaldırıp teslim olmaktayız. Bizler gelişmeleri çocuklarımızdan öğreniyoruz, çocuklarımız torunlarımızdan. Tarih artık geriye döndü. Gelecek artık bugünden yazılır ise şaşmamak gereklidir!


Gelecekte olacak bir savaşın provaları bugün yapılıyor, tatbikatlar gelecekte olması gereken savaşa hazırlıktır. Ve savaşa tam hazır olunduğunda savaş başlar. Savaşların başlama düdüğünü çıkarlar belirler. İhtiyaçlar sonsuzdur, madde ise sınırlıdır. Ülkelerin enerji açıkları bu savaşların belirleyicisidir. Ulus adına yapılan savaşların yerini enerji için yapılan savaşlar almaktadır. Çünkü günümüzde enerji en önemli savaş nedenidir. Enerji kaynaklarını çoğaltırken insanoğlu, doğadaki dengeyi de yok etmektedir. Ekolojik dengenin bozulması her şeyin iç içe geçmesini beraberinde getirmektedir. Yeni salgın hastalıklar, toplu ölümler tesadüfi değildir. Çünkü dünya coğrafik olarak aynı kalırken, ulaşımdaki hızlı gelişme dünyayı küçültmüş ve evren; evrensel köy olmuştur. Savaşı başlatanlar, savaşın sonlanmasına da karar verirler, çünkü savaş artık meydanlarda yapılan kavgalar ile olmamaktadır, meydanlar sadece bir görüntüdür, asıl savaş masa başında olmaktadır. Ülkelerin çıkarları tavizler ve kazançlar üzerine kuruludur. Bir ülkenin parçalanması güçler dengesi karar verir, eğer güçler masa başında anlaşmışlarsa o ülke parçalanır, hiçbir güç o parçalanmayı engelleyemez.


Osmanlı masa başında parçalanmıştır önce. Osmanlı istese de istemese de savaşa bir tarafta girmek zorundaydı. İngiltere ve Fransa Osmanlı'nın Almanya yanında gireceğine karar verdiğinde, masa başında haritada kimin hangi parçayı kontrol edeceği de kararı verilmişti. Osmanlı savaşa girmeye zorlanması amacı ile boğazlar kapatılmasaydı, savaşa belki girmeyecektik, tıpkı ikinci dünya savaşında olduğu gibi. (Resmi tarih kitaplarında hayranlık sonucu savaşa girdiğimiz yazılıdır, fakat zorunlu olarak savaşa girdik.) Fransa, Belçika topraklarında Almanya karşısında üstünlüğünü kaybettiğinde Osmanlı savaşa dahil olmuştur. Bu sayede Almanya ordusu yetişmiş elemanlarını doğu cephesine kaydırmak zorunda kalmıştır. Çünkü Osmanlı ordusu henüz toparlanamamış, bozgun ve dağınık, malzemesiz konumdaydı. Osmanlı ordusu savaşa girdiğinde Almanya önemli bir gücünü Osmanlı topraklarına göndermek zorunda kalmış ve Belçika cephesinde binlerce evladını kaybetmesine sebep olmuştur. Savaş meydanlarda yol alırken, rotasını masa başında belirlenmiştir. Sonuç ortadadır, masa başında tasarlanan tam olarak yerine gelmemiş olabilir, ama büyük çoğunluğu gerçekleşmiştir. Tam olarak gerçekleşememesi sebebi güneyde Rusya'daki gelişmelerdir. Eğer Almanya Lenin'e geçiş izini vermeseydi, Rusya devrimi olduğu gibi gerçekleşemeyebilirdi. Almaya geçiş izni sayesinde kuzey doğu cephesi güven altına almıştır ama yeterli olmamıştır. Çıkar çatışması, kısaca paylaşım savaşında Almanya planları tutmamış, karşı taraf amacına ulaşmıştır.


Savaşlar yukarıda bahsettiğim gibi meydanlarda gelen olaylardan daha çok kağıt üzerinde çıkarını iyi koruyanların savaşıdır. Savaşlarda kahramanlar yaratılır, fakat cephede savaşanlar meçhul askerdir, bizde hepsi Mehmetçiktir. Kahramanları ise tarih kitapları yazar.


Geçmişte yapılan savaşlardan öğrendiğimiz şey, savaşlar ortaçağdaki gibi meydanlar değil, masa üzerinde çizilen ve yazılanların belirlediğini biliyoruz. Günümüzde ise teknolojinin getirmiş olduğu olanaklar içinde güçler birbirleri ile anlaşmadan bir yerde ne savaş, ne de barış olur. Güçlerin anlaşma koşuluda enerji paylaşımıdır. Bu paylaşım evrenseldir. Eskisi gibi sınır komşuluğu aranmamaktadır.


Gürcistan'ın parçalanması anlamına gelen son işgal tarafların anlaşması ile olmuştur. Habersiz adım dahi adım atamaz güçler. Burada tarafların nasıl bir anlaşma imzaladıkları gelecek günlerde daha çıplak olarak ortaya çıkacaktır. Güçler savaşında dünya yeniden biçimlenmektedir, yeni sınırlar Yugoslavya'nın paralanmasından beri oluşmaktadır. Yugoslavya'nın parçalanması 2. dünya savaşı sonrası yapılan üçlü liderin imzalarını taşıyan anlaşmanın feshedilmesidir, yırtılmasıdır.


Dünya bugünlerde yeni bir anlaşmanın oluşmuş olduğunu gösteren ipuçları ile doludur, fakat bu anlaşma neleri belirlediğini gelecek günlerde öğreneceğiz. Tarih yarını yazar konuma gelmiştir. Dünya ekonomisini, politik durumunu belirleyen G8'ler kulübü içinde neler olduğunu yaşayarak öğreneceğiz gibi. Evrensel köyde hiçbir şey uzun süreli olarak gizli kalmaz, fakat bu sırın ortadan kalkması bütün insanların öğreneceği anlamına gelmez, çünkü bilgi kirliliği gerçeklerin üzerini hep örtecektir, tarih yeniden yazılırken, geçmişte yeniden yazılacaktır. Bizler bugün doğru olarak bildiklerimizi gelecekte yanlış olduğunu öğreneceğiz. Çünkü güçler geleceği bugünden biçimlendirmekteler, geleceğin tarihini kağıt üzerinde yazmaya devam ediyorlar. Geleceğin tarihi, geçmişin yeniden yazılımı ile olur. Bizler sadece gelene alışmak zorunda kalacağız gibi…


Gelecekte insanlar bugün dinlediğimiz ve duygulandığımız müziği dinlerken neler düşünecek dersiniz? Bugünkü duygular onlara nasıl yansıyacak? Tarih kitapları duyguları yazacak mı dersiniz?


http://www.cemoezkan.de
http://cemoezkan.blogcu.com

709770cookie-checkGeçmiş ancak bugün yazılır!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.