Genelkurmay’dan son nokta

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, 12 Haziran 2009’da Taraf gazetesinde ”AKP ve Gülen’i bitirme Planı” başlıklı haberin yayımlanması ve haberde Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğünde hazırlandığı iddia edilen ve deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek imzalı ”İrticayla Mücadele Eylem Planı” başlıklı belgenin yer aldığının görülmesi üzerine, Genelkurmay Başkanlığınca aynı gün verilen soruşturma emri uyarınca askeri Savcılıkça başlatılan soruşturmanın bugün tarihiyle tamamlandığı bildirildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

”İncelemeler ve deliller kapsamında, habere konu olan belgenin Genelkurmay Başkanlığı Karargahında düzenlenmediği tespit edilmiş, böyle bir belgeyle ilgili olarak gerek elektronik ortamda, gerekse de yazılı kayıtlarda herhangi bir bilgi, belge, emir veya emareye rastlanılmamıştır.
Söz konusu belgenin Albay Çiçek tarafından hazırlanıp hazırlanmadığının, belgedeki imzanın Albay Çiçek’e ait olup olmadığının tespiti maksadıyla yapılan tüm kriminal incelemelerde, fotokopi belgeler üzerinde bulunan imzaların, kaligrafik ve karakteristik özellikleri, kalem baskısı, seyir ve sürati, başlangıç ve bitiş noktaları gibi özellikleri yeterince yansıtmaması, imzaların bu belgeler üzerine farklı yöntemler kullanılarak transfer edilebilme ihtimalinin bulunması nedeniyle kesin bir sonuca ulaşılamayacağı ortak bir görüş olarak belirtilmiştir.

Her ne kadar bir kısım kriminal raporlarda, bahse konu ortak açıklamaya da yer verildikten sonra sanki belge aslından inceleme yapılıyormuş gibi belgedeki imza ile Albay Çiçek’in mukayese imzaları arasında benzerlik görüldüğü veya bu imzanın Albay Çiçek’in eli ürünü olduğu yönünde kanaatler belirtilmiş ise de;

Tek başına fotokopi belgelerden hareketle, cezai ve hukuki sorumluluk doğuracak sonuçlara ulaşılamayacağına, bu tür belgeler üzerinde yapılacak incelemelerden sağlıklı sonuç alınamayacağına ve yapılan soruşturmalarda belge asıllarının mutlaka temin edilmesi gerektiğine ilişkin, Yüksek Mahkeme içtihatlarının bulunması,

Bilirkişilerin mütalaalarında, hatta imzalar arasında benzerlik veya aidiyet yönünde kanaat ifade eden raporlardan birinin içeriğinde de fotokopi belgelerden sağlıklı sonuçlara ulaşmanın mümkün olmadığının belirtilmesi,

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK 250. Madde ile Yetkili Bölüm) yürütülen bir soruşturmada elde edilen söz konusu belgenin fotokopi olması ve aslının elde edilemediğinin bildirilmesi,

Bilgisayar ve evrak kayıtlarında kapsamlı incelemeler yapılmasına, ilgili tüm personelin ifadesine başvurulmuş olmasına rağmen, soruşturma konusu olayla ilgili olarak iddiaları destekleyebilecek hiçbir yan delile ulaşılamaması,

Bunun aksine bilirkişiler tarafından yapılan inceleme neticesinde soruşturma konusu evrakın hiçbir şekilde karargah çalışması/askeri yazışma usullerine ilişkin mevzuat, emir ve yerleşik uygulamalar ile uyuşmadığının belirlenmesi üzerine soruşturma konusu olay hakkında ‘kovuşturmaya yer olmadığı kararı’ verilmiştir.

Ayrıca, Genelkurmay Başkanlığı ile ilgisinin bulunmadığı tespit edilen söz konusu belgenin; kim veya kimler tarafından üretildiği, üretenlerin amaçları, bu suretle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hedef alınıp alınmadığı, belgenin Taraf gazetesi muhabirine ulaştırılması ve aynı gazetede yayımlanması eylemlerinin adli yargının görev alanına giren muhtelif suçları oluşturabileceği anlaşıldığından, bu hususlarla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın ‘görevsizliğine’, soruşturma dosyasının bir suretinin görevli ve yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ‘gönderilmesine’ karar verilmiştir.”

CHP’DEN BELGE ELEŞTİRİ

Öte yandan – CHP Parti Sözcüsü ve Genel Sayman Mustafa Özyürek, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın Taraf gazetesinde yayınlanan belgeye ilişkin kararının ardından, ”Bu belgeye dayalı olarak Türkiye’de kıyameti koparanlar, darbe girişiminde bulunulduğunu iddia edenler şimdi kendilerini savunmak, açıklama yapmak veya söyledikleri nedeniyle özür dilemek durumundadırlar” dedi.

Özyürek, CHP Merkez Yönetim Kurulunun (MYK) Genel Başkan Deniz Baykal başkanlığında gerçekleştirdiği toplantıda, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının, Taraf gazetesindeki habere konu belgeye ilişkin kararını değerlendirdiklerini bildirdi.

Genel Başkan Baykal ve MYK’nın değerlendirmesini sunmak üzere gazetecilerle bir araya geldiğini ifade eden Özyürek, belgenin yayınlanmasının ardından yaşanan gelişmeleri ve yapılan açıklamaları hatırlattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti sözcülerinin belgenin sahte mi gerçek mi olduğu ortaya çıkmadan ve yargı süreci tamamlanmadan sert açıklamalar yapmalarını eleştiren Özyürek, CHP’nin ise konuya ihtiyatlı ve gelişmeleri bekleyen bir tavırla yaklaştığını söyledi.

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının, belgenin Genelkurmay Başkanlığında hazırlanmadığına ve belgede imzası bulunduğu iddia edilen Albay Dursun Çiçek hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdiğini anımsatan Özyürek, ”Böyle bir belge TSK içinden hazırlanmamışsa ki askeri savcılık yaptığı inceleme sonunda bu kanaate varmış ve bu görüşünü açıklamıştır, böyle bir belge yoksa, bu olmayan belgeye dayanarak 15 gündür yorum yapanlar, bu olmayan belgeyi gerçekmiş gibi sunarak Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) ve pek çok çevreyi suçlayanlar şimdi acaba ne diyeceklerdir?” diye sordu.

Özyürek, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Bu karardan sonra sorulması gereken şudur; Genelkurmay Başkanı açıklamasında ‘Eğer bu belge yoksa, sahteyse o zaman neler olacağını hep beraber görürüz’ demişti. Şimdi o aşamadayız. Acaba neler olacak, neler yapılacak, bu belgeye dayalı olarak kıyameti koparanlar, pek çok çevreyi ve TSK’yı suçlayanlar şimdi ne diyeceklerdir?

Eğer askeri savcılığın bu incelemesinden tatmin olmamışlarsa, istedikleri sonucu elde edememişlerse, her zaman hukukun bir temel kuralıdır, müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Yani iddiada bulunan o iddiasını kanıtlamak zorundadır. Şimdi eğer farklı bir iddiası olanlar varsa, ‘Bu belge gerçektir’ diyenler varsa bunun belgelerini, delillerini ortaya koymalıdırlar. Eğer koymuyorlarsa o zaman askeri savcılığın vardığı sonuçlara itibar etmek, onu kabullenmek durumundadırlar, zorundadırlar.”

”TÜRKİYE’Yİ DARBE PSİKOLOJİSİ İÇİNDE TUTANLAR HESAP VERMELİ”

Belgenin sahte olduğunun anlaşıldığını ve belgeyi hazırlamakla suçlanan Albay Dursun Çiçek’in görevinde olduğunu anlatan Özyürek, şunları kaydetti:

”Öyleyse bu belgeye dayalı olarak Türkiye’de kıyameti koparanlar, darbe girişiminde bulunulduğunu iddia edenler şimdi kendilerini savunmak, açıklama yapmak veya söyledikleri nedeniyle özür dilemek durumundadırlar. Sahte de olsa bu belgenin basına sızdırılması, manşetlerde kullanılması ve bu belgeye dayalı olarak 15 gündür Türkiye’yi bir darbe psikolojisi içinde tutanlar hesap vermelidirler. Eğer bunun hesabı sorulmazsa her zaman bu tip tertipler yapılır ve bu tip tertiplerle de Türkiye sürekli huzursuz edilir. Kurumlar birbiriyle çatıştırılır ve bir darbe havası yaratılarak kamuoyu huzursuz edilmeye devam edilir.

Onun için biz diyoruz ki bu belge sahteyse ki şu anda eldeki mevcut bir savcılığın ciddi incelemesi sonucu sahte olduğu sonucuna varılmıştır, bu sahte belgeyi kimler hazırlamıştır, hangi amaçla basına servis yapmışlardır ve o belge, o sahte belge savcılığın dosyasına, Ergenekon savcılığının dosyasına nasıl girmiştir? Kimler tarafından o belge savcılığa verilmiştir? Bunların şimdi açıklanması gerekiyor.”

Askeri Savcılığın, belgenin basına nasıl sızdırıldığı ve kimler tarafından organize edildiği konularını araştırmanın kendi görevi olmadığını belirttiğini ifade eden Özyürek, sivil savcıların konuyu araştırması gerektiğini vurguladı.

Gecikmiş olsa da konuya ilişkin bir karar verilmiş olmasından duydukları memnuniyeti dile getiren Özyürek, ”Bu sahte belgeyi kimlerin hazırladığı, hangi maksatla kullandığı ve kimlere hizmet ettiği bir an önce ortaya çıkmalı ve Sayın Başbakan bu konuda konuşmalı, Sayın Genelkurmay Başkanı bu konuda konuşmalıdır. ‘Savcılık görevini yaptı, kovuşturmaya yer olmadığını karar verdi, öyleyse olay kapanmıştır’ demek mümkün değildir” dedi.

”ERGENEKON İDDİANAMESİ TARTIŞMALI HALE GELMİŞTİR”

Özyürek, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin, Genel Başkan Deniz Baykal’ın geçen haftaki MYK toplantısında ”belgenin sahte çıkması durumunda Ergenekon iddianamesinin de çökeceğini” söylediğini belirterek, bu kararın ”Ergenekon” soruşturmasına yansımasını sorması üzerine Özyürek, ”Bu olay ortaya koydu ki büyük tartışmalara, büyük iddialara mesnet olan belgeler sahte olabiliyor. Öyleyse Ergenekon iddianamelerinin dayanağı olarak gösterilen pek çok belgenin de bu şekilde sahte, uydurma olması mümkündür. O nedenle o belgelere dayalı olarak yürüyen Ergenekon iddianamesi de ciddi şekilde tartışmalı hale gelmiştir” dedi.

Bir başka soru üzerine Özyürek, şöyle konuştu:

”Başbakan ‘Hayır, ben Askeri Savcılığın kararına itibar etmiyorum’ mu diyor yoksa ‘Askeri Savcılığın o kararı doğrudur, öyleyse bu belge sahtedir. Bu sahte belgeye dayalı olarak biz 15 gündür çeşitli suçlamalar yaptık, özür diliyoruz’ mu diyecek veya bu sahte belgeyi kimler hangi amaçla düzenlemiş, kimler bundan yararlanmış bunları açıklaması gerekir. Bu Başbakan’ın sorumluluğundadır, görevidir. Aynı zamanda Genelkurmay Başkanı da bu sahte belge hakkında ne düşünüyor onları da açıklaması icap ediyor.”

Baştan beri söz konusu belgenin ”bir düzmece olduğunu” düşündüğünü söyleyen Özyürek, ”Bu belgenin belli çevreler tarafından özellikle TSK’yı hırpalamak, TSK’ya belli çevrelerin duyduğu husumeti artırmak için servis edildiği, kullanıldığı ve bunun üzerine yorumlar yapıldığı düşüncesini ben şahsen taşıyorum, inanıyorum” dedi.

Özyürek, bu belgeyi kimlerin nerede hazırladığının ve hangi amaçla kullandığının ortaya çıkarılması gerektiğini bir kez daha vurgulayarak, belgenin ”Ergenekon” soruşturması kapsamında ortaya çıktığını, buradan yola çıkılarak izinin sürülebileceğini söyledi. Sivil savcıların bunu yapabileceklerini belirten Özyürek, ”Ergenekon savcılığında bulunduğuna göre bunu kim o dosyaya koymuştur, kim yazmıştır bunun belli olması lazım. Öyleyse oradan başlayarak bu sahte belgeyi kimler hazırladı kolaylıkla tespit edilebilir ve kimlerin bundan yararlandığı da ortaya konularak kamuoyu tatmin edilir. Biz de kişisel düşüncelerimizin, kanaatlerimizin ötesinde savcılık, mahkeme kararına dayanarak daha sağlıklı yorumlar yapabiliriz” diye konuştu.

1207940cookie-checkGenelkurmay’dan son nokta

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.