Gerçekte ölen kim? Denizler mi?

68 kuşağını bilmeyenimiz yoktur. Bu kuşağın önde gelen bütün isimleri hâlâ genç insanlara esin kaynağı oluyor. Yılın bir çok günü 71 hareketinde toprağa düşenleri anma günleri olarak akıllara geliyor.

Denizler’in, Mahirler’in, İbrahimler’in anıldığı, kimi zaman görkemli, kimi zaman mütevazı toplantılarda bütün devrimci kuşakların yaşayan temsilcileri hâlâ yan yana geliyor.

Böyle olduğu için 68 kuşağı yalnız içtenlikli, dürüst gençliğin ilgi alanına girmekle kalmıyor. Tekelleşen medyanın magazin sayfaları, büyük holdinglerin eline geçmiş olan TV’lerin ekranları da 68 kuşağının “menkıbelerine” açılıyor. Yeşilçamın film arşivinde bile, 68 kuşağının “serüvenleri”ni konu alan filmlere rastlanıyor.

Bugün on binlerce ve yüz binlerce “68 ” dönemini görmüş insan yaşıyor. Ama artık bu on binler ve yüz binler bir “68 kuşağı” olarak hayatta değiller. Türkiye’nin çorak toprakları, 68 yılında yıkılan barajdan, seller gibi akan bu kuşağı 12 Mart ve 12 Eylül darbesi ile birlikte sürekli hale gelen militarizasyon, onlardan da ağır bir “ideolojik kuşatma”ile yuttu.

Bu kuşak yaşamıyor, ama hâlâ var! İdeoloji de, bilinçlerde, yüreklerde, resmi olmayan tarihte, gençliğin şarkılarında, şiirlerinde, öykülerinde…

Denizler’in, Mahirler’in, İbrahimler’in 68 gençliği, emperyalizme, kapitalizme ve faşizme karşı başkaldıran bir gençlikti. Onların bıraktığı miras, gençliğin idealleri, halkların özgürlüğü uğruna can da dahil, her türlü bedelin ödenmesiydi.

Egemen sınıfların yöntemleri ise, son derece kıyıcı oldu.Ülkeye ve halka bağlı, en yetenekli ve atak devrimciler hunharca katledildi. Denizler idam edildi. İbrahimler en ağır işkencelerden geçirilip katledildi.Nurhak’ları ve Kızıldere’yi devrimcilerin kanı suladı.

Öyle ki dünyanın hiçbir ülkesinin egemen sınıfı, kendi gençliğine karşı bu denli düşmanlık gütmedi.

Egemen sınıflar, toplumun geleceğini Denizler’in şahsında yok etmeyi tercih ettiler. Bunun bedeli sola ve ülkeye ağır oldu. Tüm kuşatıcı koşullara rağmen, Denizler tam da ipin altında “Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği ve bağımsızlık mücadelesi” diye haykırdılar. Devrimin temel toplumsal güçlerini ve devrimin gelişme dosta düşmana ilan ettiler.

Denizler, emperyalizme karşı mücadele ve Amerikan 6. Filosunun denize dökülmesi demekti. Kürt ve Türk halkının kardeşliği ve bağımsızlık mücadelesi demekti. Devrimci gençlik ve Gençliğin mücadele ataklığı ve dinamizmi demekti. Can bedeli devrimcilik demekti.

Devrimciliğin ve devrimci değerlerin öldüğünü kim iddia edebilir.

Denizler, Hüseyinler, Yusuflar yaşıyor.

__________________

* 78’liler Girişimi

1078650cookie-checkGerçekte ölen kim? Denizler mi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.