Gidişat kötü dostlar…

Belki de göçmen olmanın en yorucu yanı iki ülkenin nabzını tutmaya çalışmak olsa gerek… Bir eliniz yaşadığınız ülkede, diğeri geride bıraktığınızda.

İngiltere’de kapitalizm vahşice saldırıyor. Her hafta işçi sınıfının kazanımı bir hak mutlaka gaspediliyor. Üstelik gerekçe de sofralarındaki davetsiz misafir saydıkları biz “göçmenler” gösteriliyor… Hani ikinci sınıf vatandaşlığımıza mı yanalım, kaybedilen haklara mı?

***

Geçen yıl Cameron hükümeti bunama hastalığı olarak bilinen alzheimer’a karşı kampanya başlatılmıştı. Hükümet ortalama ömür artınca alzheimer’ın bütçeye harbi yük getireceğini anlayınca hemen kolları sıvadı. Öyle ki ülke çapındaki santral memurlarına, “alzheimer teşhis etme” görevi bile verildi. Kapitalizm bütün bunları yaparken, asıl derdi “can değil, mal”dı…

Kesenin ağzı açılınca kampanya hemen sonuç verdi. Geçen hafta “Alzheimer’ı yavaşlatan ilacın seneye, tamamen durduracak olanların ise 10 yıl içinde piyasaya sürülmesi beklendiği” açıklandı.

İşte bu kadar dostlar. Savaşlara, insan öldürme makinelerine ayrılan kaynaklar insan sağlığına yatırılsa yaşamın rengi hemen değişecek.

***

Türkiye’de ise gidişat iyi değil dostlar… Yorum ve yazılarını çok önemsediğim 68 kuşağının önemli isimlerinden Aydın Çubukcu, 3’ncü dünya savaşı çıkabileceğini öngörüyor. Memlekette Başbakan Davutoğlu insanları taraf olmaya çağırıyor. Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması’na göre, Türkiye halkında bölünme endişesi arttı. Böyle düşünenlerin oranı 2013’te yüzde 41,5 iken 2014’te yüzde 46,2, 2015’te ise yüzde 54,2 oldu.

İktidarın Kürt illerindeki baskı ve devlet şiddetine itiraz eden ve “Bizim adımıza değil” bildirisini imzalayan 1128 akademisyen “örgüt propagandası”ndan hakkında soruşturma açılıyor ve üniversitelerden kovulmak için yasal çalışmalar yapılıyor. Gidişat hiç de iyi değil dostlar…

Türkiye’de işin henüz A, B, C’sindeyiz. Hâlâ Osmanlı Tazminat’ından bu yana demokrasiyi rayına oturtmaya ve Anadolu’nun kadim halklarının haklarını kazandırmaya çalışıyoruz. Ekonomi denilen alt yapı yarım yamalak olunca bir türlü üst yapıya sanata, kültüre, geziye, hobiye işi getiremiyoruz. Ondandır Anadolu’da evlerin badanasızlığı…

Güney Doğu’da kanayan bir yara varken yaptığınız her iş gereksiz ya da teferruat kalıyor…

Akademisyenlerin kendi mesleklerini, kariyerlerini risk edecek bu bildiriyi imzalamalarındaki duyguyu anlıyorum sanırım. Bu kötü gidişe karşı “dur” demek için bir şeyler yapmak gerekir. Hani bu, sokaklara çıkıp bağırıp çağırmaktan daha etkili bir şey olmalı. İşte “bir şeyler yapmak” adına bu bildiri yayınlandı. Bildiriye PKK’ya eleştiri yok diye eleştirenlere yanıt yine akademisyenlerden geldi: PKK illegal bir yapılanma ama devlet bizim vergilerimizle bizim adımıza faaliyet gösteriyor ve bizim devleti eleştirme hakkımız var…

Şimdi de İngiltere’de yaşayan akademisyenlerin sendikası University and College Union (UCU) tarafından Londra’daki Türk büyükelçiliğine gönderilen mektupta “akademisyenlere yapılan tehdit” çok ağır bir dille eleştirildi. 1128 imzaya İngiltere’den 20 bin üyeli UCU desteği gösteriyor ki ne 100 yıl öncesi Ermeni katliamcılar ne de 1930’lardaki Hitler Nazizmi günümüzde mağdurlarıyla başbaşa değil artık.

1084890cookie-checkGidişat kötü dostlar…
Önceki haberBakan Eroğlu Recep İvedik’e rakip çıktı!
Sonraki haber1128 imzaya İngiltere’den 20 bin destek
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.