NİZAM SUCU – Girdapta

(Bizi Bizden Başka Kurtaracak Yoktur Kardeşim!)

NİZAM SUCU – Öküz ölüp ortaklık bozulduktan sonra AKP güdümündeki Türkiye’yi, deli sularda bata çıka, döne savrula ilerlemeye çalışan bir sal gibi düşünebiliriz. Bir yandan yükselen cari açık, tasarruf yapamayan hazin bir bütçe, TÜİK elinde oyuncak olan istatistiki sonuçlarla örtülmeye çalışılan işsizlik oranları, yükselen enflasyon, dolar, askeri masraflar,  ve örtülü ödenek harcamalarıyla cebelleşen ekonomi bir yandan, öte yandan hamaset anlayışıyla yönlendirilen, ‘dünya bir yana biz bir yana’ siyaseti, sandaldaki bizlere kıyıda tutunacak bir dal bırakmamıştı ki kıyıya çıkılıp bi nefes alınsın.

Dahası, bu Kapitalist nehrin azgın sularında yüzdürülmeye çalışılan saldakiler iyice kutuplaştırılıp, ötekileştirilip her gurup farklı bir yana kürek çekmeye başlayınca, en önemlisi önce kanka olan, Arınç ve Bozdağ’ın deyimiyle ‘muhterem Fetö’ (Ki onunla beraber yürünmüştü dolar yağmurlarında) önderliğinde Cemaat ce eee deyip, çapsız bir 15 Temmuz darbesine eli titriye titriye girişince hoop bizim sandalın şelaleden düşmesi kaçınılmaz oldu.

Hayret sandal parçalanmadı, aşağıda, suların üstünde yeniden belirdi. Önce can ciğer kuzu sarması olunup, sonra hain paralel yapı denilen ‘Cemaati Fetullah’ darbesi görünüşte salımızı parçalayamamıştı. Ama artık ne kürek vardı ve ne de iyi kötü suları avuçlayıp  kıyıdaki dalları tutmaya çalışan kollarda hal. Sadece salın başında kuyruğu dik tutmaya çalışan uzun bir adam sağa sola saldırıp, ama çıkarları veya dincilikle gözleri boyandığı için kendisine hâlâ bağlı olanlara emirler yağdırıp Sal’ı düze çıkaracağını sanıyordu.

Önce Yeni Kapı denendi, yandaş gazeteler, liman suyundaki Bahçeli ve hatta bir adım ileri iki adım geri taktikçisi Kılıcı kırık ‘demokrat’ ve diğerlerinin çabaları Türkiye’nin sosyo – ekonomik gerçeklerinin yanında sönük kaldı, yetmedi. Sal olduğu yerde dönmeye başladı. Baş muhalefet lideri bile tabanın baskısıyla homurdanmaya başladı. Salda huzursuzluk had safhaya geliyordu ki kaostan beslenen uzun adam yönetimi yeni taktiklerle huzursuzlanan yığınları oyalamaya başladı. Komşularla dostluuuk dedi… İsrail ve Rusya ya tavizler verilip kucaklara oturuldu. Darbe bahanesiyle cadı avı hızlandırıldı, muhalif herkes ‘benim kapım ne zaman çalınacak’ korkusuyla sindirilmeye çalışılıyor. Her kesimden muhalif olabilecekler dahil onbinlerce insan işsiz güçsüz bırakıldı, hırsız uğursuz 33 bin kişi hapisten çıkarıldı. Yerlerine kurunun yanında yaş demeden yenileri konuldu. Ki buna Atilla Taş gibi zeki mizahla muhalefet yapmaktan başka suçu olmayanlar dahil gazeteci, akademisyen veya sıradan insanlar Akit gazetesinin deyimiyle ‘kodese tıkıldı’.

Yetmediiii, Kürtlerin yoğun yaşadığı 7 şehir teröre karşı savaş diye yerle bir edildiği yetmezmiş gibi Suriye’ye de girildi. Ama Cerablus civarında şu ana kadar azcık şanslılar mı ne? Hayret! 2 hafta geçti karşıda savaşacak İŞİD’li hâlâ pek yok. Nerde bunlar yoksa El Bab damı bekliyorlar? Ama Hükümet ‘biz kim olursa savaşırız arkadaş’, asıl maksat savaş korkusuyla kenetlenen yığınları gütmek kolay oluyor deyip, YPG, Fırat’ın doğusuna çekildi çekilmedi kargaşası içinde yüzbinlerce dolarlık top mermilerini dağa taşa sallamaya başladılar.

Eeee topa tüfeğe, yandaş gasteye, bindirilmiş kıta mitinglerine, cari açığa, biriken 440 milyar dolarlık borcun faizine, 10 milyarlık 7 şehrin yeniden inşasına bütçe ayrılmasına ve hatta yeni köprülerden geçmeyen vesaitin parasını ödemeye can mı dayanır. Dayanamayan hazinenin hazin halini bilen, devşirme ekonomi bakanı Mehmet Şimşek bile sızlanmaya başladı. ‘120 milyar doları bulan kısa vadeli borçlarımızı çevirmede zorlanabiliriz’, ‘büyüme oranı düşük kalabilir’, ‘sıcak para, yani yabancı sermaye gelmeyebilir’… lafları gazetelerde, satır aralarından çıkıp küçük başlıklar haline geldi. En gaddar görünümlü bakanlardan Efkan Ala bile dayanamadı, Fetö cülük yaptığı için Tanrıdan ve Milletinden af dileyen uzun adam gaddarlıkta onu bile yetersiz buldu ki, aha 10 yıl önce kendisine demediğini bırakmayan Süleyman Soylu’ya kılıç kuşandırdı. O da performansını beğendirmek için hangi kafaları yuvarlayacak?

Doğal olarak bu ekonomik koşullarda normal kanunlarla ülke yönetmek imkansız, yönetemiyorlarda. O zaman gelsin o hal yasası ve kanun hükmünde kanun tasarıları. Sanki onlar darbe yapmışta tedbir alıyorlar… Yoksa yapıyorlarmı? Dinci – Sivil faşizme mi yürüyorlar?

Ve saldakileeer. Aaaa kuş var denmesiyle havaya baktıkları için olacak döne döne batan Salın bir girdaba düştüğünün farkına varamıyorlar, varmak istemiyorlar. Çünkü girdabın dibi karanlık, faşizmin karanlığı dipte herkesi boğmak üzere bekliyor. Oraya, dibe bakmamaya çalışarak birilerinin çıkıp kurtarması mı bekleniyor?

Uzun adam dün Çin’e gitti, Orada G20 toplantısında, kendisi gibi emperyalistleşmeye çalışan veya hali hazırda emperyalist ülkelerin başkanlarıyla konuşup sözde sal’ı girdaptan çıkarmaya çalışacak. Ne dersiniz, çıkarabilir mi?

Hayır çıkaramaz, çıkarmaz dediğinizi duyar gibiyim. Öyleyse bir kurtarıcı mı bekliyoruz?

Bir anda ortaya çıkıp kurtarıcılık yapan Süpermenler Amerikan uydurması, tek adamlar ise son anlamda sömürü sistemini bir şekilde yaşatırlar.

Bizi bizden başka kurtaracak yoktur kardeşim!

Ya taşın altına elimiz koyacağız, ya da oyun içinde oyunlar oynanan ülkemizde, darbe sonrası zaten cılız olan demokrasiyi darbeciklerle yıkmaya devam eden iktidarı dehşetle izleyip, Ortadoğu bataklığına balıklama dalınması sonucu taşınacak yeni tabutlardan gözlerimizi kaçırıp,  iktidardakilerin çok iyi yaptığı ölüleri sayma işini izleyip ama o şekilde ya da bu şekilde elimiz kolumuz bağlı sıranın bize gelmesini bekleyeceğiz.

Zaman daralıyooor….

_____________

Nizam Sucu

5.9.2016

2005600cookie-checkNİZAM SUCU – Girdapta

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.