Göçmenlik zor zanaat…

Kolay değil topraklarından kopup, dilini kültürünü bilmediğin bir ülkede tutunmak… Hele “doğru”ları olanların tutunmaya çalışması hiç de kolay değil…

Çoğumuz geldiğimiz toprakları unutmadık. Kendimiz burada yüreğimiz memlekette yaşadık…

“Hani gözden ırak olan, gönülden de ırak olur” derler ya… Biz yaban ellerde memleketi solurken, memleketteki eşimiz dostumuz bizden ırak oldu… Türkiye’ye her gittiğimde bu heyelanı gözlemliyorum…

Hüzünlü bir durum dostlar… Kime kızacaksınız ki? Dünya telaşına kaptırmış eşinize dostunuza mı? Yoksa insanları vahşi dişlerinde ufalayıp eciş bücüş yapan kapitalizme mi? Ya da sizi yabana savuran rüzgara mı?

Yaşlanınca “şuraya sığışıp yaşayayım” diyeceğiniz yer kalmıyor. Çünkü bir şehir, ancak içindeki insanlarla yaşanılabilir… Ömür törpülediğiniz “Kuzey Londra’nın sokaklarında bastonla dolaşmak” düşüncesi korkunç geliyor. Doğduğunuz yer köyden kente göçün kurbanı. Üstelik mezarlıktaki tanıdıklarınız, sokaktakilerden daha çok artık… İstanbul, Ankara gibi büyük şehirler ise egzos dumanı ve beton yığını… Klasik “deniz kenarında küçük bir kasaba” hikayesi ise yalnızlık kabusundan başka bir şey değil… Bir tarih evvelinden yerinizi yurdunuzu terkederken günün birinde böyle garip ve çözümsüz bir denklemle karşılacağınız aklınıza gelmiyor…

Gelse n’olacaktı ki? Rüzgara yön mü veriyorduk ki? Savrulup gidiyorduk dostlar…

***

Geçen Cuma öğleyin Malatyalı işadamlarının “Londra toplantısı”ndaydım… Bir grup işadamı kendilerine Londra’dan el uzatan hemşehrileri Ziya Akşahin’e plaketle teşekkür ettiler…

Akşahin 44 yıldır Londra’da yaşıyor… Akşahin, Türkçe konuşan toplumun toplum olarak ortaya çıkmasına ön ayak olmuş saygın bir isim…

Akşahin, geçmiş yıllarda Londra’daki işadamı ve akademisyenleri Malatya’ya götürmüştü. Bu kez de Malatyalı işadamlarını Londra’ya gelip iş fırsatlarını değerlendirmeleri için çaba gösterdi.

2000’de Devlet Üstün Hizmet Madalyası alan Akşahin, hemşehrilerinin kendisine verdiği teşekkür plaketini alırken gözleri yaşardı… Yaptığı kısa konuşmada aldığı onlarca plaket arasında hemşehrilerinin plaketlerinin özel bir yeri olduğunu söyledi… Bir de memleketini çok sevdiğini fakat Malatyayı daha çok sevdiğini…

***

Göçmenlik böyle bir şey dostlar… Binlerce kilometre uzakta olsanız da bilirim ki hep eşinizin dostunuzun velakin memleketinizin yanındasınızdır… Sizi uzakta sananlar sizden uzaklaşırken de sizin sevginiz ve hasretiniz kadimdir. “Ben buradayım yahu! Siz neredesiniz?” dediğinizde ise yalnız birisinizdir artık…

Konstantin Kavafis ne güzel anlatmış “Şehir” şiirinde derdimi:

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.

1083930cookie-checkGöçmenlik zor zanaat…
Önceki haber26 Nisan’da Taksim’de isyan var!
Sonraki haberODTÜ Mezunları’ndan oyun
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.