Rotu kırılmış, düzeni bozulmuş bir araba gibi insanları ezerek o darbeci mantığı ilerletmekteler. Bu gidişat biraz da 1950 yıllardaki Menderes dönemini bizlere hatırlatmaktalar. Menderes Kore’ye asker gönderirken meclisi devredışı bırakmıştı. Tayip de Suriye’ye, Irak’a asker gönderirken benzeri şeyleri yapmakta. Her şeyi oldu bittiye getirerek yoluna devam ediyor. Sanırım bu gidişatla sıra tahkikat komisyonlarına gelip dayanacak. En köklü partilerin malvarlıklarına el koyarak yollarına devam edecekler. Bu gidişatın bir ayağında Orta Doğu savaş var diğer ayağın da muhalefeti sindirilmesi! Bakalım sonu nereye dayanacak! Açlığın, sefaletin kol gezdiği ülkede yöneticiler lale devrini yaşıyorlar. Mal, mülk hırslarına teslim olmuşlar, o nedenle gözleri hiç bir şeyi görmez olmuş.
Feto il birlikte büyüyen iktidar sahipleri bugün herkesi Fetoculuk suçlaması bir rastlantı değildir! Tamamen hukuksuzluğun hukuk gibi kullanılmasıyla ilişkilidir. Yasa hukuk tanımadığında herhangi bir yaptırımla karşılaşmadığını gördükçe daha fazla saldırganlaşarak yol temizliği yapmaya devam ediyor. Yol temizliği için her döneme bir araç, yöntem bulmaktalar. Bu araçları bulmakta da hiç zorlanmamaktalar. Dün Ergenekoncuları hedefine koyup, herkesi Ergenekoncu olarak suçlarken, bugün herkesi feto’cu olarak suçlamaktalar. Yani Ergenekon torbasını değiştirdiler, Feto’cu bir torba buldular! O malum Feto’cu torbanın içine herkesi atmaktalar. Herkesi Feto’culukla suçlayarak bir bilinmeze doğru ülkeyi, insanlığı sürüklemekteler. Bu rotsuz araba kendi istikbalini milletin istikbali gibi sunarak sağa-sola çarparak, kıra döke, bu millete ya Başkanlığı kabul edersiniz ya da sizi taştan taşa çarparım demekte. Bütün gümbürtüleri, darbe heyheyleri de bu olsa gerek!
O nedenle savaş! O nedenle Kürt kıyımı! O nedenle IŞİD bombacılarına destek! O nedenle bombalar patlatılmakta! O nedenle basını susturma! O nedenle işten atmalar! O nedenle toplumu kutuplaştırmalar! O nedenle seçimleri iptal edip seçime gitmeler! O nedenle durmadan ekonomik, siyasal krizleri körüklemeler! Dolar almış başını gitmiş! Türk parası değerini yitirdikçe yitirmekte! Ağam milliyetçi! Ağam Amerika’ya verip veriştirmekte! Ağam o kadar gümbürtüsüne rağmen Amerika’nın kapısında nöbet tutmakta!!! Ama iç kamuoyunda…
Belediyelere basılmakta, Kayyumlar atanmakta,Belediye Başkanları tutuklanmakta. Gazetelere, dergilere basılmakta, kapılarına kilit vurulup, tv kanallarını kapatmakta, yazarlar tutuklanmakta. Bütün mesele bu adama karşı koyacak bir gücün orta da kalmaması üzerine kurulmuş bir politik oyunu hayata geçirmektir. Sonrası ne olacağı ise asla bilinmemekte!
Bu yürütülen operasyonların ahlaksal, hukuksal mantığı falan yoktur. Düpedüz toplumu sindirmeye yönelik bir operasyonlar silsilesi devam ettirilmekte. Operasyon yapanlar da yaptıkları operasyonların mantığının olmadığını çok iyi bilmekteler. Bu tutumun sadece muhalefete karşı bir susturma operasyonu olduğunu operasyoncular da gayet açıkça bilmekteler. Bu yaptıkları işte asla yasa, hukuk, ahlak, falan hiç yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclis zimmi olarak fes edilmiş, çalışmamakta! Yağdanlık üç-beş danışmanın ağzından çıkan şeyler kanun hükmünde kararname olarak şekillenip topluma dayatılmakta.
Darbe teranesiyle toplum yeniden biçimlendirirken yılların yarattığı değerler teker teker yok etmekteler. Ordusu kendi içinde çatışmaya çekilerek dağıtılmış! Polisi kendi içinde hesaplaşmaya sokularak parçalanmış! Her şey tek adama göre yeniden biçimlenmekte. Bu gümbürtü, bu gidişat nereye varacak hiç belli değil. Her gün savaş alanından gencecik insanların cenazesi geliyor ! Ağam coşuyor, gürlüyor! Vatan toprakları diyerek her bağırtısıyla birlikte biraz daha vatan topaklarını yok etmekteler! Kendi mal varlığı artmakta. Bu ülkede artık herkes yarınının ne olacağını bilmiyor! Bu darbeci mantığın kimin ocağına incir ağacı dikeceği hiç kestirilememekte. Gümbürdeyen darbe toplumu çatlatacak noktaya gelip dayanmadı mı?
