Güzelim İstanbul’un kepaze mimarisi

Bir şehrin uygarlık düzeyini anlamak için o şehrin meydanlarında dolaşmanız yeterli. İstanbul’da meydan olmadığı için, bu güzel şehirde yaşayanların uygarlık düzeyini değerlendirmek zor olacak.


Bu zorluğun farkındayım ama, yine de deneyeceğim. Çok değil bundan on – onbeş yıl öncesine bir gidelim. O yıllarda özellikle insan kalabalığı açısından bir meydanımız vardı ki, bence her şehre lazım: Topkapı


Topkapı’nın gerçek anlamda meydan olmadığını elbette biliyorum. Ancak burası, bir gün içinde metre karesine en çok insan düşen yerlerden olduğu için, İstanbul’un nabzını tutmak açısından önemli bir noktaydı.


Topkapı, gürültülü ve çirkin bir yerdi. Önceleri adım başı bir simsar yolunuzu kesiyor; “Adana yolcuları buradan”, “Edirne’ye bir iki” diye bağırarak sizi şehirlerarası yolculuk yapmaya zorluyordu. Kaset satıcıları, işportacılar, köfte ekmekçiler, kokoreççiler, dönerciler ve meyve satıcılarının avaz avaz çığlıkları sizi bu mahalden mümkün olduğunca uzağa kaçıracak etkideydi. Otogarın Topkapı’dan taşınması bu manzarayı değiştirir zannediliyordu. Tabii ki öyle olmadı. Simsarlar gitti ama, kulaklarımızı uğuldatan canhıraş sesler devam etti. Çünkü Topkapı’nın çehresi değişmemişti. Bozuk yollar, aşınmış üstgeçit merdivenleri ve olmayan yaya geçitleriyle trafik faciası Topkapı’nın kaderi olmuştu bir kere.


Yıllarca terminali, trafik sıkışıklığı ve seyyar satıcıları ile İstanbul’un en karmaşık bölgelerinden biri olan Topkapı, bugün kabuk değiştirmiş durumda. Belediyenin Topkapı Şehir Parkı Projesi henüz tamamlanmamış ama, bu haliyle bile buranın çehresini değiştirmiş.


Büyükşehir Belediyesi, Topkapı ile civarının düzenlenmesi amacıyla başlattığı Topkapı Şehir Parkı Projesi’ni 2010 yılına kadar yetiştirmeye kararlı.


Proje toplam 354 bin metrekarelik alanı kapsıyor. Eski Anadolu ve Trakya otogarlarının bulunduğu bölgelerde peyzaj, ağaçlandırma, bitkilendirme ve çimleme işleri yapıldı. Buradaki dolmuş, minibüs ve otobüsler için 2 adet 4 katlı yeraltı otoparkı inşa edildi. Otoparkların üzerine de spor alanları, futbol ve basketbol sahaları yapıldı. Proje çerçevesinde ayrıca, gezinti, koşu ve yürüyüş yolları, piknik ve sergi alanları, oturma ve dinlenme alanları da yapıldı.


Proje tamamlandığı zaman kütüphaneleri, müzeleri, sahafları, el sanatlareı çarşısı, Osmanlı evleri, gölet ve 3 kilometrelik yaya yoluyla Topkapı, İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olacak.


***


Bana göre 2010’a az kala benzer bir projenin Eminönü için de hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü İstanbul’un en önemli bölgelerinden biri de Eminönü. Burada Sultanahmet ve Süleymaniye gibi önemli turizm merkezleri bulunuyor. Gerçi Sultanahmet için söylenecek bir söz yok. Uzun zamandır ihmal edilen Süleymaniye’de projelendirilen bölgelerden. Süleymaniye projesi hayata geçince bu bölgede bir anlamda kabuk değiştirmiş olacak.


Bu kadar önemli iki turizm noktasoını bünyesinde barındıran Eminönü ve çevresinin acilen trafikten arındırılıp yayalaştırılması gerekiyor. Eminönü, Sirkeci, Tahtakale, Mahmutpaşa, Hasırcılar, Mercan, Gedikpaşa ve Laleli’nin trafikten arındırılması demek, buraların da turizme açılması demek.


Bir de bu bölgelerde var olan yapılar yenilenirse, yok olmaya yüz tutan tarih ortaya çıkacaktır.


***


Aslında AKP 2010’dan önce önümüzdeki yerel seçimleri düşünüyor. Bu yüzden Başbakan Erdoğan, yerel yönetimlerden sıvasız ev kalmamasını istedi. Doğrusunun isterseniz Başbakanın ağzından duyduğum en güzel söz buydu. Sadece sıvasız değil, boyasız ev kalmamasını da söylemesini isterdim. Çünkü güzelim İstanbul’un kepaze mimarisi ancak evlerin boyanması ve sarmaşıklandırılmasıyla kapatılabilir.

669640cookie-checkGüzelim İstanbul’un kepaze mimarisi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.