YAŞAM SAVUNUCULARI BEYDAĞLARININ BOĞAZINI KESTİRMEDİ
Ege Yenilenebilir Enerji Üretim San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından hazırlatılan ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca ‘uygun’ bulunan HES projesine ilişkin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) dosyasının ‘Halkın Katılımı Toplantısı’ ile yöre halkının bilgi ve görüşlerine sunulacağı dururulmuştu. Bunun üzerine toplantıyı protesto etmek ve Kesme Boğazı’nda HES yapımına tepki göstermek için harekete geçen yöre halkı bugün saat 13:30’da toplantının yapılacağı Kemer Belediyesi Kültür Salonu önünde bir araya geldi. Antalya kent merkezinin yanısıra Olimpos, Çıralı ve Beycik gibi civardaki turistik merkezlerden gelen yaşam savunucularına Kemerli avukat Umut Güneş ve CHP’li bir grup da destek verdi.
‘HALK BİLGİLENMEK İSTEMEDİ’ TUTANAĞI
Sosyal medya üzerinden haberleşerek organize olan grubun, hazırladıkları pankartlar ve sloganlarla HES girişimini protesto etmesi üzerine Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, AFAD ve ÇED raporunu hazırlayan mühendislik şirketi yetkililerince toplantının gerçekleştirilmediğine dair bir de tutanak hazırlandı. Tutanakta, projeyle ilgili ‘Halkın Katılımı Toplantısı’ düzenlendiği ancak “halk bilgilendirilmek istemediğinden” toplantının yapılmadığı kaydedildi.
‘BİR AVUÇ PARA BABASININ CEBİ DOLACAK DİYE’
Burada bir konuşma yapan avukat Umut Güneş, suyun temel bir hak olduğunu vurgulayarak özelleştirilip satılamayacağına dikkat çekti. Geçtiğimiz yıllarda Ağva Deresi’nde yaşanan sel felaketini anımsatan Güneş, “Bir avuç para babasının cebi dolacak diye, bir yandan insanlarımızın yaşamını zorlaştıran ve çekilmez hale getiren, bir yandan da doğayı mahveden bütün uygulama ve politikalara karşı halkın yanında olmayı kendisine görev bilen çevreciler olarak, tarafımızı belirlemek zorundayız. Sular, dereler doğanındır, hayvanındır, çiçeğindir, balığındır, insanındır” diye konuştu.
‘SUYA MÜDAHALE EDİLMEMELİ’
Protesto eyleminin ardından sorularımızı yanıtlayan eylemcilerden Ayşe Dirikman Kalıpçı, 2007 yılından bu yana Kemer’e bağlı Beycik köyü yakınlarında doğanın içinde eşiyle birlikte yaşamlarını sürdürdüklerini söyledi. Kesme Boğazı’nda yapılmak istenen HES’in su kaynaklarına zarar vereceğini dile getiren Kalıpçı, “su çok hassas bir konu. Biz burada yaşamaya başladığımız süre içerisinde Çıralı ve Avlan gibi sulak alanlarda suya yapılan müdahalelerin nasıl olumsuz sonuçlar doğurduğuna tanık olduk. Bu yüzden suya müdahale edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz” görüşünü savundu.
