ÇHD’nin “Basına ve kamuyouna” yaptığı açıklama aynen şöyle:
“DTP kapatma davasında BATASUNA kararını örnek gösterenler, hemen İspanya Anayasasına bakmalıdır. Orada İspanya’da yaşayan hakların geleneklerinin, kültürlerinin, kimliklerinin İspanya’nın korunması gereken zenginliği olarak tanımlandığını, BASK bölgesinin kendine ait bir parlamentosunu ve bölgesel yönetimi olduğunu görecektir.
Bu ülkeye baktığında ise sadece inkarı, asimilasyonu ve şiddeti görecektir. Ana dilini konuştu diye aşağılananları, dili ile yayın yaptı, türkü söyledi diye cezaevine atılanları, köyünden toprağından zorla çıkartılmış 2 milyonu aşkın insanın dramını görecektir. Bu da yetmezse faili meçhul kalan onbinlerce cinayeti, Jitemi, kontgerillayı, tecriti, izolasyonu, cezaevlerine atılan yüzlerce çocuğu, Kürtlerin parlamentoda siyasal temsilinin önünü kesmek için konulan yüksek seçim barajlarını görecektir.
Demokratik açılımdan bahsediyorsanız, Kürtleri anlayın demiyoruz, sadece birazcık, vicdan, ahlak ve adalet duygusuna sahip olmayı deneyin ve kardeşimiz diye bahsettiğiniz insanlara neler yaşattığınızı düşünün diyoruz.
Hatırlamak için geçmişe bakmaya da gerek yok, son dönemde bir çok il ve ilçede DTP binaları molotoflanarak yakılmış, taşlanmış, konvoylarına saldırılmıştır. Hükümet ise bütün bu gelişmeleri kınamakla yetinmiş, olası önlemleri almaktan kaçınmıştır. 13 Aralık günü (dün) Dolapdere’de yaşananlar bir tesadüf değildir, Hükümetin Kürt politikasının gerçekliğinin somut bir örneğidir.
Tekrar söylüyoruz, yıllardan beri bu ülkede Kürt sorunu Kürtler olmadan çözülmeye çalışılmış ancak çözülememiştir.
Defalarca Kürt halkının demokratik iradesini temsil eden partileri kapatılmış, siyasal temsilcileri parlamento dışına atılmış ancak Kürtler yine tercihlerini değiştirmemiştir.
Bir halkın demokratik ve siyasal tercihlerine saygı duymuyorsanız, bu halkı adaletsizliğe mahkum ediyorsunuz demektir.”
