Her bitiş yeni bir başlangıçtır aslında.
Yeni bir sayfa, yeni bir hayat…
Yaşadım, bilirim…
Tüm umutların söndüğü anda bir başka kapı açılıyor aynen İnşirah Suresinde yazıldığı gibi…
“Her sıkıntının ardından bir ferahlık vardır” diyor Yaradan…
Gerçekten var…
Hani ayın 14’ünün karanlık, 14’ünün aydınlık olması;
Güneşin batıp yeniden doğması birer örnek…
Bu noktada geçen yıl röportaj yaptığım Yaşam koçu, NLP ve hipnoz master trainer Musa Kocatepe’nin sözleri devreye girsin. “Tanrı zar atmaz” demişti Kocatepe…
Ve eklemişti: “Hayatta hiçbir şey tesadüf değil. Einstein “siz Tanrının zar attığını mı düşünüyorsunuz” der. Şu anki problemleri düşünerek çözemezsiniz. Zaten bu problemi düşünceniz oluşturdu. Hayat çok komplike değil. Sade ve basit. Hayatımızdaki beğenmediğimiz şeyleri değiştirebiliriz.
Burada insanlara söylediğimiz, ‘hayatınızın merkezi siz olun.Bu egoistlik değil. Tabi ki elimizden geleni yapacağız ama katlanılmaz bir yaşama da birileri üzülecek diye katlanmak kendimize zarar verir. Zaten bu tür ilişkiler sonunda patlıyor. Örneğin karşınızdaki istedi diye sevmediğiniz bir şeye “tamam” dediğinizde bir süre sonra hem ona kızmaya başlıyorsunuz, hem kendinize. İfade etmeyi öğrenmek zorundayız. Ne istediğimizi söyleyebilmeliyiz. İnsanlar karşısındakinin değişebileceğini kabul etmeli. Hele dünyanın değiştiği şu dönemde zorlamalı ilişkiler hiç yürümez. Eninde sonunda patlar. Gerçektende birini değiştirmeye çalışmak çok büyük bir egodur. “Ben buna inanıyorum” diyerek karşındakini de buna zorlamak yanlıştır. Dünya üzerinde kaç insan varsa o kadar realite vardır. Burada saygının önemi ortaya çıkıyor. Aksi taktirde dünya çekilmez oluyor. Bizim çalışmalarımızda ve derslerimizde en çok üzerinde durduğumuz noktalardan biri de insanların birbirine, yaşamlarını yönlendirme isteklerine saygı duyması.
“Hayatı kitaplardan öğrenemeyiz”
Hayatı kitaplardan öğrenemeyiz. Biz insanlara gücün kendilerinde olduğunu öğretmeye çalışıyoruz. Mutsuz bir yaşam sürmektense kişiler “hoşça kal” demeyi bilmeliler. Bu bir yaşam yoludur. Bazıları uçakla devam eder, bazıları gemiyle… İnsanlar genelde mutsuz olduklarında bir ilişkiyi bitirmekten korkuyorlar ancak korkulduğu gibi olmuyor. Sürüncemede bırakmak, ertelemek kötü bir şey… Bir inşaat işçisi her yemek torbasını açtığında ‘hay Allah bugünde peynirli sandviç” diye söyleniyor. Arkadaşları bir gün dayanamıyor ve kendisine “eşine söyle peynirli hazırlamasın” diyorlar. İşçinin cevabı ise “ben evli değilim, sandviçimi kendim hazırlıyorum’ oluyor.”
Özetle, bazen cesur adımlar atmak, korkmadan gitmek gerekir…
Tan vaktinin güzelliğinden mahrum olmamak için gecenin karanlığını yaşamaktan korkmamalı insan…
Çünkü her bitiş yeni bir başlangıçtır.
İyi bayramlar…
