Her dramın bir komedisi var

ABD’nin Ohio Eyaleti’nde on yıllık bir esaret, Mayıs ayının yedinci günü tuhaf bir tesadüfle sona erdi.
Cleveland kentinin yoksul semtlerinden birisinde bulunan Seymour Avenue üzerindeki 2210 numaralı, müstakil bahçeli, üç katlı ve bir de bodrumu olan evde seks kölesi olarak tutulan üç genç kadın, mahalledeki kalender bir zenci komşu tarafından kurtarıldı.
Amanda Berry on yıl evvel bu evin sahibi olan üç erkek kardeşin zoruyla kaçırılmıştı. On yıl boyunca gün yüzü görmedi, tecavüze uğradı, dayak yedi, işkence gördü, arada hamile kaldı, şimdi hastanede bakım altına alınmış 6 yaşında olan bir kız çocuğunu da bu 3 ruh hastası adamdan hamile kalıp doğurdu.
Babanın saptaması zor, zira DNA‘ları o kadar benziyor ki, kızın babası amcası da olabilirdi; belki amcası, babası da…
On yıl evvel kaçırılan üç kadından ötekileri, polisin yetiştiği bir kurtarma operasyonundan sonra basına sadece isimleriyle tanıştırıldı.
Hepsi, hastanede bakım altındadır.
En büyükleri kaçırıldığında yirmisindeydi; Gina DeJesus…
Ötekisinin adı Michelle Knight idi; aynı yaşlarda…
Bu esaretin kapısını zorla aralayan ise Amanda Berry oldu; kaçırıldığında 16’sındaydı.
Kaçıranlar yaka paça yakalandı: Ellisini devirmiş 3 erkek kardeş, bekâr, alkolik, babadan kalma bir eve sahipler; hepsi bu…
Kaçıran zorbalar Latino göçmenlerden Meksika asıllı, Castro kardeşlerdir: Ariel, Pedro ve Onil…
Bu DALTON KARDEŞLERİN Avarell’i kim bilmiyoruz ama akıllı bıdığı Joe olmalıdır, zira bütün alavere dalavere onun başı altından çıkmıştır.
Bu şehir eşkıyası üç kardeş, kendilerine üç kadın seçip Cleveland’ın en işlek mahallelerinden birisindeki eve ¨kadın kaldırmıştır.¨
Durun bir dakika, bu hikâyenin bir Hollywood filmi de vardır, ama orada sonu tatlıya bağlanır; bu, böyle değil!
Oscar Ödülü sahibi olmuş, ¨Yedi kardeşe yedi gelin¨ başlıklı 1954 yapımı müzikal filmi hatırladınız herhâlde…
İşte ondan söz ediyoruz.
Filmde işin içine aşk karışıyor, alan razı veren razı durumunda bekârların başı bağlanıyordu. Ama burada durum kötücüldür, bir kentin ortasında seks kölesi olarak tutulan kadınlar ve zanlı olan 3 erkek kardeş hikâyemizin acıklı tarafıdır.
Hürriyet gazetesi başta olmak üzere, Türkiye’deki ajans ve gazete haberlerinde bu olayın anlatılışına siz bakmayın!
Ucuza ve hatta beleşe çalıştırılan gazeteci meraklısı bir çevirmen çocuğun yazdığına itibar edilerek herkesin öyle sandığı gibi bir ¨Çiftlik evinde¨ bu zorbalık yaşanmamıştır.

Seven brides seven brothers

On yıl boyunca zincire vurulu bu üç kadın kentin cumburlop ortasında yaşamış, kimsenin ruhu duymamıştır.
Bu kısmını da düzeltmeden geçmeyelim…
Üç erkek kardeşten hangisine ait olduğu bilinmeyen altı yaşında bir kız çocuğu da esaret altında kalmıştır.
Küçük kız ne oyun yeri görmüş, ne dışarıyı tanımış, ne okula gitmiş, bodrum katında mahpus durmuştur.
Kızın annesi Amanda Berry, uzun zamandır kolladığı bir fırsatın boşluğunu yakalayınca evin kapısını aralayıp sokağa, dışarıdaki hayata seslenmiş, çığlık atıp yardım istemiştir.
Zımbalanmış, kilitli kapıyı açamaz, sadece bir parmak aralayacaktır. Sokağa haykırır, yardım dilenir…
O sırada, komşulardan siyahî bir Amerikalı, Charles Ramsey evinin bahçesinde hamburgeri eksik dişleriyle gevelerken bu çığlığı duyup koşmuş, dışarı çıkmak ve yardım için yalvaran kadını kurtarmak üzere kapıyı tekmeyle kırmış, içeri girip kadınları ve adı açıklanmayan çocuğu kurtarmıştır.
Zenci Charles, üç kuruşa bir lokantada bulaşıkçılık yapmaktadır.
Lakin Charles, kıymeti bilinmeyen, iyi bir hikâye anlatıcısıdır.
Charles, adam gibi adamdır, temiz kalplidir ve bütün saflığıyla olan biteni öylesine komik anlatmıştır ki Ohio’nun yerel televizyon kanalında yayımlanan görüntüsünden hemen sonra ABD’nin ulusal kahramanı ilan edilmiş, derhal yardım eli ona uzatılmış, kısaca meşhur olmuştur.
Charles’ın televizyon muhabiriyle yaptığı ayaküstü konuşma, bu satırlar yazılırken, youtube‘da 1 milyon 600 bin kişi tarafından izlenmiştir ki bu seyrin ardını kimsenin alacağı yoktur.
Nedir olan biten, diye merak edilmesin!
Charles, ¨Kapıyı açtığımda güzel, genç bir beyaz kadın siyah bir adama doğru koşup sarılıyordu, bu işte bir terslik vardı!¨ diye dobra dobra konuşmuştur.
İşte bu cümle tek başına her şeyi açıklar.
Cleveland, hâlen Amerika’da, her türden yasal önleme karşın ırk ayrımı yapılan kentler arasındaki 10 büyük kentten biridir; Charles’ın sözleri bir gerçeği ortaya çıkartmaktadır.
Charles, ¨Bu kızları orada on sene tutabilmek taşak ister!¨ diye testical sözcüğünü kullanıp bir testical örneği göstermiştir.
Charles, olan biteni öylesine bir komedi içinde anlatmıştır ki, insana, dramların sonunda komedi olmazsa hikâyenin de tadı olmaz, dedirtir.
ABD’de bir dram daha sonlandı, komedisini de beraberinde getirdi.

________________

* [email protected]

1593060cookie-checkHer dramın bir komedisi var

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.