Her şey zamanında

Zaman, önemli ve çok kiymetli. Ne hazin ki, zamanin degeri de zamani geçtikten sonra anlasiliyor, çogunlukla…Hiç farkina varmadan zamani tüketenlerin sayisi bir hayli çok…Fakat zaman herseyin ve herkesin farkinda, güzel olan da bu…

Zamanin takvimi de var. Hocam Ruhi SU,1940 yilinda NINNI isimli siirinde söyle söylüyor. Hocamizin bu siiri, ozan Yusuf BASARAN arkadasim tarafindan ezgilendi, bu da güzel bir bilgi olarak, zamanin kulagina tarafimdan fisildanilir.
”Seninki bende kilitli, Benimki sende kilitli, Anahtarlarini atalim suya, Ister bir altin inek içsin, Ister sehirlerden geçsin su, Kilitler varinca uykuya, Yaz gelsin çözsün, Kis gelsin sarsin, Rüzgar geçen günleri koparsin, Bir de takvim asalim kapiya”…Ne zaman bir takvim düsünsem, Hocamin bu siirindeki takvimi, hayalimde resmederim. Ve çok sevdigim rüzgargülünün sesi de belirir hayalimde, Hocamin bas-bariton etkileyici sesi gibi…Geçtigimiz günlerde TV de bir özel kanalda, Hocamin sesinden ”Evlerinin önü mersin, sular içmem kadinim tersin tersin” halk türküsü çaliniyordu, sunucu hanimlar, nereden bilecekler, yaslari küçük, ”bu ses acaba Soner OLGUN mu, diye birbirlerine soruyorlardi”…yok yok bu etkileyici ses ve yorum Ruhi SU’ nun sesi…2.Esi Sidika Umut SU’nun bir Nevruz günü Istiklal caddesinde karsilastigimiz zaman, plakçi Hasan Bey’in yaninda bana dert yanisi söyleydi…”Ilkim, Ruhi’nin sesini, 18 Mart’ta da duyamadim TV’de, Hocanin sesinden ”Çanakkale içinde vurdular beni” diye duyardim eskiden, bu yil duymadim” dedi. Sonra döndü Hasan Bey’e, sizde yok mu Ruhi’nin bu türküsü, bari siz çalin da biz Ilkim’le burada dinleyelim” deyince, Hasan Bey,”Bende plagi var, bana imzalamisti dedi, hemen çikartti, bize gösterdi, ”size söz veriyorum, CD ye çekip, Ruhi Bey’in sesinden Çanakkale’yi çalacagim, Istiklal caddesi inleyecek” dedi… Biz Sidika Teyzemle birbirimize baktik, gülümsedik, Hasan Bey’e tesekkür ettik, yolumuza devam ederek kolkola yürümeye basladik. ”Sence çalar mi? dedi, ”Sanmiyorum” dedim, ”Plaktan CD ye kayit yapacak, bunun için zaman bulacak mi, diyelim ki, yapti, zamani geçti diye belki de baska zamana birakacak” dedim. Gözlerimin içine sevgiyle bakti, konusmadan durduk bir süre, sonra, yavasça, tipki Hocamin söyledigi bir edayla, ”evet canim” dedi…Sonra, ”Ilkim, bize gidelim, sebzeli pilav yaptim, beraber yiyelim, annenin evinde de görmüstüm National Panasonic Pikap, sizinki çalisiyor mu?, benim pikapi da yaptiralim da Ruhi’nin sesini dinleyim, ayrica dinlemek istedigim çok plak var” dedi…”Peki, Sidika Teyzecim”, dedim. Hatiralarla dolu olan evine gittik, yemek yedik, çay içtik, sohbet ettik, plaklara, kartvizitlere baktik, onarilmasi gerekenlere baktik, bana Sisli Kodaman sokaktaki eski evinden gelen köse kitaplik rafi hediye etmek istedi, ”sana Hocandan ve benden hatira olsun, bir de Hocanin ardindan kayit yaptigim bu plak” dedi…Çok tesekkür ettim, ”sonra alayim, simdi eve dönmeyecegim, disarda islerim var” dedim,”peki canim” dedi…”Hasan MUTLUCAN, Ruhi SU sesleri çok az duyulur TV Radyolarda”, diye sohbet ederek, Eski koro arkadaslarimizdan Günay MUTLUCAN’i da konustuk, Çiler’i, Canan’i, Irfan’i, Basaran’lari, Saim’i, Karabey’i, Ilgin’i, Marti’yi…konustuk, helallestik, sözlestik yeniden bulusup konusmaya, gülmeye…”insan herkesle konusamiyor canim” dedi, ”evet, öyle” dedim…uzun zaman sonra da olsa konusabilmistik…dogum günlerimizi, hangi mevsimlerde nasil evlendigimizi, 1 Mayis 77’i, 1985 Eylül’ü, Hocamin ilk kitabini, hastane günlerini konustuk, benim ilk siir kitabimin Hocaminkinden önce yayimlanmasina kahkahalarla güldük, zaman geçince en aci hatiralara bile gülümseyebiliyor insan…
Bu karsilasmamizdan sonra bir kaç telefon görüsmemiz ve bir kez daha evindeki ziyaretim olmustu, bu kez daha yorgundu, çayimizi baska bir eski arkadasi hazirladi, ben servis ettim, yine çok sey hatirladik ve konustuk, daha çok görüselim istedik, zaman yetmedi…Sidika teyzemin sonsuzluga gidisini, oglundan telefonda ögrendim, oysa o gün biz bulusacaktik, tamirciler balkonu onarmaya hazirdilar, herkes için oldugu gibi her sey yarim kaldi, pikap tamir edilmedi, çok istenen plaklar dinlenmedi, balkon tamir edilmedi, Sidika Umut teyzem, umutlarini birakip gitti…
Her sey zamaninda olursa, kiymetli oluyor ve bir ise yariyor. Ne erken ne de geç kalmanin kimseye bir faydasi olmuyor. 23 Nisan, 1 Mayis, 8 Mayis güzel bayram günleri…ve niceleri var bayram tadinda günler…dogumgünleri var…sevdiklerimizin dogdugu günler…Bu yil 8 Mayis Anneler günü…Sair-Yazar Latif SIMSEK diyor ki,”Anam benim, basma eteginden tutup agladigim, eteginin ucuna acilar hep acilar bagladigim, Saçlari kinali, avuçlari nasirli sevgilim, seni mutlu eder mi bilmem, ben artik yaramaz degilim”…
1 Mayis Isçinin Emekçinin Bayrami, Bahar bayrami, 23 Nisan, ATATÜRK’ün Çocuklara armagan ettigi bayram…Günesli veya Yagmurlu Nisan günü sevinçle kutladigimiz çocuk bayramimiz…Insan ne kadar yasarsa yasasin hep çocukluga dönmüyor mu? esasinda hep çocuk yüregiyle yasiyor, bu yüzden her seyi zamaninda istiyor…

Zaman, zamanin kiymetini biliyor, takvimini de asmis… büyümek güzel ama hep çocuk yürekli kalmak en güzeli ve hersey zamaninda güzel…
Andrey TARKOVSKI diyor ki, ”Tek önemli sey zaman içinde zaman bulmak, bu muazzam zor, fakat yapilmak zorunda…

1635140cookie-checkHer şey zamanında

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.