İhlaszedeler, İmarzedeler…

20 Şubat’ta “İhlas Finans’tan parasını alan var mı?” diye bir yazı yazmıştım. İyi ki yazmışım. Gelen yorum ve maillerden anladığım kadarıyla birçok insanın kanayan yarasına parmak basmışım. Yazıya gelen yorumların büyük bir kısmını Enver Ören ve ailesine yönelik küfür ve hakaret içerdiği için yayınlayamadık. Küfür  ve hakaret içermeyenleri ise sizlerle paylaştık. Bunların dışında kişisel mailime gelen yorumlar da oldukça fazlaydı. Bu konuya değindiğim için ne çok dua aldım anlatamam. Teşekkürlerin ardı arkası kesilmedi.


Bunun üzerine, “Medyanın içindesin, bilirsin, İhlas Finans’tan parasını alan bir kişi tanıyor musun, bu tarz bir habere rast geldin mi?” diye soran yakınımın adıyla İhlas Finans’ı aradım ve iki aydır ödeme yapamadıklarını en son aralık ayında 1465 dolara kadar alacağı olanlara ödeme yapıldığını öğrendim.


2001 yılında yükümlülüklerini yerine getiremediği gerekçesiyle faaliyetleri durdurulan İhlas Finans’ın borçlarını ödeyeceğini vaat ettiği uzun vadeli, tam beş yıllık ödeme planının süresinin dolmasına beş ay gibi kısa bir süre kaldı. Beş yıl önce 219 bin olan mudi sayısının 2005 yılı sonu itibariyle 88 bine düştüğünü söylüyorlar. Yine İhlas Finans danışmanlarının söylediğine göre 465 milyon dolarlık ödeme yapılmış bugüne kadar. Bu borç 1 milyar doların üzerindeydi.


Basit bir hesap yapalım. 219 binden 88 bini çıkaralım. Yani bugüne kadar 131 bin kişiye ödeme yapılmış. 1465 dolara kadar ödeme yapıldığına göre, hadi biz bonkör davranalım, 131 bin kişinin hepsine 1465 dolar ödendiğini var sayalım. Bu da 191 milyon 915 bin dolar eder. Ödendiği söylenen 465 milyon dolar nerede, bu rakam nerede… Diyeceksiniz ki, “bunların yandaşları vardır, mafyası vardır, hatırlı kişileri vardır ve bu kişilerin alacakları çok daha yüksektir.” Doğrusu işin bu yönünü düşünmek istemiyorum. Ama belli ki usulsüz ödemeler yapılmış. Sırasını bekleyen insanların önüne geçilmiş.


Tam hatırlamıyorum ama galiba 2000 yılında Demirel’in oldukça fazla olan manevi oğullarından Kamuran Çörtük’ün Romanya’daki bankası Banco Turco Romana battığında, o zaman Galatasaray’ı çalıştıran Lucescu ile yine o zaman Galatasaray’da oynayan Hagi’nin hayli yüklü miktardaki mevduatları için Demirel araya girmişti. Anlayacağınız Demirel’in hatırı sayesinde Lucescu ve Hagi parasını kurtarmıştı. İhlas’tan da hatırlı kişiler sayesinde paralarını kurtaran şanslı kişiler vardır mutlaka. Gelen yorumlardan da bu anlaşılıyor zaten.


Gerçek şudur ki, İhlas Finans beş yıl içinde ödeyeceğini vaat ettiği borçlarını ödememiştir. Mudilerini beş yıldır “ödüyoruz – ödeyeceğiz” diyerek oyalamıştır. Çünkü “ödedim” dediği rakamların doğruluğu şüphelidir. 1465 dolara kadar ödeme yaptık dedikleri halde, yazıya gelen yorumlardan ve bana gelen maillerden anlıyorum ki henüz 1200 dolar alacağı olan mudiler bile paralarını alamamıştır. Kalan beş ay içinde de diğer borçların ödenmesi mümkün görünmemektedir.


İhlas Finans’ın danışmanları, beş yıl sonunda İhlas Finans’ın borçlarının TMSF’ye devredileceğini söyleyerek halkı bir kez daha kandırmaktadır.


Tüm bunlar yaşanırken Enver Ören ne yapmaktadır peki? Belki de magazin dünyasına yeni ünlüler kazandırmanın ön hazırlıklarıyla ilgileniyordur. Bu konuda oldukça başarılı olduğunu geçmiş yıllarda kanıtlanmıştır.


Peki bu yaşananlardan hiç mi sorumluluk duymamaktadır? Bana gelen maillerin yüzlerce benzeri eminim ona da gitmektedir. Bu insanların mağduriyetine ve bu çığlıklara kayıtsız kalması üzücüdür. Bir basın açıklaması yapma gereği duymaması ise düşündürücüdür.


Gelelim bir başka kanayan yaraya…


Belli ki İhlaszedeler Enver Ören’in vicdanına kalmış durumda, peki devletin el koyduğu İmar Bankası mağdurlarına neden sahip çıkılmıyor? Bu insanların çığlıklarına neden kimse kulak vermiyor? Bildiğim kadarıyla, 37 bin civarında İmarzede sosyal, ekonomik ve  psikolojik anlamda zor günler geçiriyor.


İmar Bankası’na 4 Temmuz 2003’te el konulmuştu. BDDK’nın hesaplarına göre, 715 trilyon liralık mevduat çıktı. Buna karşılık iddialara göre, bankanın hesaplarında 7.5 katrilyonluk mevduat ve faiziyle birlikte 1 katrilyon liralık hazine bonosu görünüyordu. TMSF’nin, bütün mevduatlarda güvencesi olduğuna göre, bu paranın hemen ödenmesi gerekirdi ama ödenmedi.


Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarına güvenerek İmar Bankasından bono alan ya da off – shore hesabına para yatıranların mağduriyetine kayıtsız kalmak insanlık ayıbıdır. Bırakın insanlık ayıbını, bu devletin ayıbıdır. Devlet İmarzedeler için ne yapıyor, bilen var mı? İsviçre bankaları bile gizli hesap konumunu kaldırmışken, nasıl oluyor da bu hesaplar bulunamıyor?


Araya hatırlı kişiler koyanlar işini yürütüyor belli ki, olan yine garibana oluyor.


Güvence verdiği halde devlet vatandaşlarını ortada bırakıp hayal kırıklığına  neden olursa, o ülkede bir şeylerin çivisi çıkmış demektir. Halbuki bir ülkede insanlar devlete tam anlamıyla güvense, her şey çok daha hızlı düzelir.


 


*Yazarın diğer çalışmaları için www.birsenaltiner.com


 

668470cookie-checkİhlaszedeler, İmarzedeler…
Önceki haberKongo
Sonraki haberKöhler, Türk kızıyla konuştu
BİRSEN ALTINER
Birsen Altıner, Fotoğraf, Sinema, Tiyatro, Sanat & Mimarlık kategorilerinde eserler yazmış bir yazardır.Metin Erksan Sineması kitabının yazarıdır. Birsen Altıner kitapları; Pan Yayıncılık aracılığıyla kitapseverlerle buluşmuştur. Birsen Altıner tarafından yazılan son kitap "Metin Erksan Sineması", Pan Yayıncılık tarafından okurların beğenisine sunulmuştur.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.