Hollanda Türkiye kökenli dini oluşumların izinde

Türk Dışişleri Bakanlığı, Hollanda’nın Türkiye kökenli dini oluşumların yakından izlenmesi kararını “ırkçılık” olarak değerlendirdi.

Bu açıklama, Hollanda Hükümeti tarafından tepkiyle karşıladı.

Lahey yönetimi, Ankara’ya “iç işlerimize karışma” mesajı verdi.

Aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) ise, “İslam’dan arındırılmış bir Hollanda” istedi.

Türkiye-Hollanda ilişkilerinde gerilime yol açan süreç, Hollanda Diyanet Vakfı (HDV), Mili Görüş Teşkilatı (MGT), Süleymancılar ve Fethullah Gülen grubunun araştırılması önerisiyle başladı.

“Paralel toplum” soruşturması

Başbakan Yardımcısı Lodewijk Ascher’in, Türkiye kökenli dini oluşumların yeterince şeffaf olmadıkları ve Ankara Hükümeti’nin etkisiyle hareket ettiklerini gündeme getirdi.

Bu örgütlerin “paralel toplum” oluşturmasına izin verilemeyeceğini belirten Ascher, mali yapıları ve Türkiye ile ilişkilerinin 5 yıl boyunca yakından izlenmesini istedi.

Ascher’in de yer aldığı İşçi Partisi’ne (PvdA) Türk kökenli iki milletvekili bu öneriye karşı çıktı.

Ascher’i basın yoluyla eleştiren Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, uyum politikasına ters düştükleri gerekçesiyle partiden ihraç edildiler.

Aynı dönemde, çok kültürlülük üzerine çalışmalar yapan Forum Enstitüsü’nün hazırladığı rapor da tartışmayı büyüttü.

Ascher tarafından açıklanan raporda, Hollanda’da yaşayan Türkiye kökenli gençlerin yüzde 80’inin Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) sempati duyduğu belirtiliyordu.

“Mesnetsiz, ırkçı saldırılar”

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, bu gelişmeler üzerine yaptığı açıklamada, Hollanda’nın tavrını kaygı verici olarak değerlendirdi.

Bilgiç, Hollanda toplumunun bir parçası olan Türklere ile “dost ve müttefik bir ülkeye yönelik saldırgan üslup ve ırkçı nitelikteki suçlamaların” kabul edilemeyeceğini bildirdi.

Sözcü, “mesnetsiz ırkçı saldırıların son dönemde ne maksatla gündeme taşındığını anlamakta güçlük çektiklerini” ifade etti.

Bilgiç, “Hollanda’da Türk toplumunun ayrımcılığa tabi tutulması, yabancı düşmanı, İslamofobik ve ırkçı itham, ifade ve saldırıların hedefi olması, kesinlikle kabul edilemez bir durumdur” dedi.

“Yanlış ve yakışıksız”

Türk Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün açıklaması, Hollanda tarafından tepkiyle karşılandı. Başbakan Yarımcısı Lodewijk Ascher, Hollanda’ya yönelik “ırkçı” suçlamasını, “yakışıksız ve gerçek dışı” olarak değerlendirdi.

Ascher, “Türkiye, demokratik bir tartışma nedeniyle, demokratik seçimle iş başına gelmiş bir hükümete karışamaz” dedi.

Ascher’e göre hazırladığı uyum planı, ülkede yaşayan herkesin katkısını sağlamayı ve Hollanda’ya ait olduğu duygusunu vermeyi amaçlıyor. Ascher, “Bunun neresi ırkçılık? Başkaları bu işe karışamaz” diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Bert Koenders da, sözcünün açıklaması nedeniyle Türk Hükümeti nezdinde girişimlerde bulunacağını açıkladı.

“Eğer bu sözler gerçekten söylendiyse işimiz var” diyen Koenders, Hollanda’da yaşayan Türklerin nasıl davranacağına Türk Hükümeti’nin karışamayacağını söyledi.

İktidarın büyük ortağı Liberal Sağ Parti’li (VVD) Dışişleri Komisyonu Sözcüsü Han ten Broeke de, Ankara’dan açıklama istedi. Ten Broeke, Türk Dışişleri Bakanlığı açıklamsını, “Ankara’nın elinin, kolunun ne kadar uzun olduğunu gösteriyor. Türkler önce kendisine baksın” diye değerlendirdi.

“Türkiye özür dilesin”

Hıristiyan Demokrat Parti (CDA), Ankara’nın açıklaması için, “endişe verici ve tuhaf” yorumunu yaptı. CDA, açıklamanın Türkiye – Hollanda ilişkilerine zarar vereceğini dile getirdi.

Açırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders ise, “delice ve kabul edilemez bir açıklama” yorumunda bulundu.

Wilders, Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi’nin derhal Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmasını istedi. PVV lideri, özür dilememesi halinde büyükelçinin sınırdışı edilmesi gerektiğini savundu.

“Bütün camiler kapatılsın”

Parlamentoda gerçekleştirilen uyum konulu oturumda konuşan PVV Milletvekili Machiel de Graaf da, Hollanda’daki bütün camilerin kapatılmasını istedi.

De Graaf, konuşması boyunca Müslümanlar ve İslam olmadan Hollanda’nın nasıl iyi bir ülke olacağı üzerinde durdu.

Müslümanların diğer topluluklara göre daha fazla doğurduğunu söyleyen de Graaf, Hollanda’yı bir “nüfus felaketi” beklediğini ileri sürdü.

Hollanda kültürünün “göç ve rahim yoluyla öldürüldüğünü” savundu. Aşırı sağcı parlamenter, “Hollanda’da İslam istemiyoruz” dedi.

De Graaf’ın, Hollanda’da doğan Müslüman çocuklarla ilgili söylemi, diğer siyasi partiler tarafından, “şok edici” olarak değerlendirildi. Yusuf Özkan / Lahey, BBC Hollanda

1437460cookie-checkHollanda Türkiye kökenli dini oluşumların izinde

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.