Melbourne’daki Deakin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Profesör Mirko Bagaric ve aynı Fakülte Öğretim Üyesi Julie Clarke, işkencenin, “ahlaki olarak savunulabilir”, yasal bir sorgu yöntemi kabul edilmesi gerektiğini ileri sürdü.
İki hukukçu’nun açıklaması gerek yurt içinde gerek yurt dışında geniş yankı yarattı.
Hukukçular, bir Amerikan Hukuk Dergisi’nde gelecek ay yayınlanacak makalelerinde çok sayıda kişinin hayatının tehlikede olduğu koşullarda, bir şüpheliye, sonucu geri dönülemez bile olsa “her türlü zararın verilebileceğini” savundu.
POLİS DESTEKLEDİ
The Age Gazetesine konuşan ve eski bir polis olan Mirko Bagariç, “Başka bir yolla elde edilemeyecek ve birçok masum insanın hayatını kurtarabilecek bir bilgiyi edinmek için, sözgelimi 11 Eylül’ü önlemek için, bu saldırıdan haberi olan bir kişiye, olaya direkt olarak karışmamış bile olsa, yasal olarak işkence yapılabilmelidir” dedi.
‘TIRNAGA İĞNE SOKULSUN’
Profesör Bagariç, kişilere uygulanabilecek işkence metotları arasında “tırnak altına iğne sokmayı” örnek verdi.
Profesör Bagariç, savunduğu fikri şu örnekle açıkladı:
“Varsayalım ki ilk uçak New York’ta ikiz kulelerden birine çarptıktan sonra bir kişiyi tutukladınız. Bu kişi, daha başka saldırıların olacağını bildiğini söylüyor, ancak daha fazla bilgi vermiyor. Bu durumda asgari düzeyden başlayarak, yetmezse kişiye verilen zararın dozunu artırmak yoluyla bu bilgiye ulaşılmaya çalışılabilir. Bu zarar sonunda bu olaya direk karışmamış, suçsuz o kişinin ölümü söz konusu olabilir. Toplum, binlerce kişinin yaşamını kurtarmak için bir kişinin hayatından vazgeçilmesine karşı çıkmamalıdır.”
Makale, dergiyi çıkaran San Fransisco Üniversitesi’nde tartışma yarattı. Üniversitede, işkence üzerine bir tartışma toplantısı düzenlendi ve Profesör Bagaric bu toplantıya katılmak üzere geçen ay ABD’ye uçtu. Toplantıdaki baş konuşmacı, Irak’ta işkence skandalı yaşanan Abu Gharaib Cezaevi eski Müdürü Albay Janis Karpinski oldu. Karpinski’nin general olan rütbesi, skandaldan sonra albaylığa düşürülmüştü.
Daha makale dergide yayınlanmadan Bagaric ve Clarke, Deakin Üniversitesi çalışanları ve öğrencilerinden nefret dolu e mailler almaya başladı. Profesör Bagariç, görüşlerinin eleştirileceğini bildiğini söyledi.
İNSAN HAKLARINDA YENİ AÇILIMLAR
Victoria İşkence Kurbanları Vakfı Başkanı Paris Aristotle, University of San Francisco Law Review adlı derginin Temmuz sayısında yayınlanacak makaleyi gördükten sonra şok olduğunu belirterek, “İşkence konusunda ben daha önce böyle aşırı bir fikir görmedim” dedi. Liberty Victoria Başkanı Brian Walters ise, makalenin Deakin Üniversitesi’nin saygınlığına gölge düşüreceğini kaydetti. Walters, “İşkence yaygınlaşıp yasallaşırsa, suç işlemek niçin yasallaşmasın ki” diye sordu.
Profesör Bagaric, meslektaşı Julie Clarke ile yazdıkları makaleyi Amerikan hukuk dergisine gönderme gerekçesini, “İnsan Hakları konularında yeni düşüncelere daha açık olması” ile açıkladı. Bagariç, “Avustralya ve ABD’den aldığım tepkiler arasındaki fark beni çok şaşırttı. Orada katıldığım toplantıda bazı kişiler işkenceden yana, bazıları işkenceye karşıydı. Ama herkes fikri çeşitli yönleriyle tartışmaya açıktı. Avustralya’da ise insana hakaret ediliyor” diye konuştu.
HÜKÜMET TAVIR ALDI
Profesör Mirko Bagariç’in çoğunluğu geldikleri ülkelerde işkenceye maruz kalmış mülteci adaylarının iltica taleplerinin karar bağlandığı Refugee Review Tribunal’de görev yapıyor olması, hükümetri harekete geçirdi. Federal Hükümet, Profesör Bagariç’e bundan sonra bu mahkemede dava verilmeyeceğini açıkladı. Profesör Bagariç yalnızca, belli başlı vize başvurularını inceleyen Migration Review Tribunal’de görev yapacak.
FOTOĞRAF: Hukuk profesörü Mirko Bagariç
