Hz. Memduh şimdi ne yapacak!

AKP döneminin Aziz Nesin’i boşa çıkan valileri…

Türkiye AKP iktidarıyla birlikte yeni bir idareci tipiyle tanıştı: ‘Partili’ kamu idarecisi. Valisinden kaymakamına, AKP hükümetinin il-ilçe başkanı gibi davranan idarecilerin uygulama ve icraatları Türkiye’nin dört bir yanında kamu vicdanını yaralarken sosyal adalet duygusunu da adata felç etti…

Yakın zamanın toplumsal belleğinde kalan birçok örneğin içinde öne çıkanlar seçim öncesi buzdolabı dağıtan Tunceli Valisi Mustafa Yaman, Başbakan Erdoğan’ın 2009 seçimleri öncesi Aydında düzenleyeceği miting öncesi resmi yazı yazarak kamu personelinin mitinge katılması talimatı veren Aydın Valisi Mustafa Malay ile uygulamalarıyla AKP’li vekilleri bile çileden çıkartan Adana Valisi Hüseyin Avni Coş sayılabilir…

İktidarın organı gibi çalışan ve yandaşlıkta sınır tanımayan ‘kömürcü’ idareciler ise artık ‘vaka-i adiye’den sayılıyor. Gezi olayları sürecince ve öncesindeki icraatlarıyla tepkilerin hedefi olan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu AKP dönemi valilerinin modellerinden biri.

İstanbul’un eski valisi Muammer Güler’in bugün İçişleri Bakanı yapılmasına bakılırsa AKP yeni dönem idarecilerin yandaşlığını karşılıksız bırakmadığını söyleyebiliriz.

TÜRKİYE BÖYLESİNİ GÖRMEDİ!

Ancak AKP dönemi valileri arasında öyle biri vardı ki, yaptığı açıklamalar ve uygulamalarıyla bir dönemin simgesi olmayı hak ediyor. Uzun yıllar merkezde görev yapmasının ardından emekliliğine kısa bir süre kala Aralık 2010’da Isparta Valisi olarak atanan 65 yaşındaki Memduh Oğuz’un bugünlerde yaş haddinden emekli olacağı belirtiliyor.

Ancak emekli olsa da Isparta’dan gitmemeye kararlı görünen Vali Oğuz’un kentten bir ev aldığı ve emeklilik yaşamını burada sürdüreceği dile getiriliyor. Aslında Vali Oğuz bunları bizzat kendi ağzından söylüyor.

İLAHİ MESAJ ALAN VALİYE ‘HZ. MEMDUH’ BENZETMESİ

Yaşamının bir dönemini sürgün olarak Isparta’da geçiren Said Nursi ve Fethullah Gülen’e yönelik övgü dolu açıklamalarıyla gündemden düşmeyen Vali Oğuz, muhafazakâr dokusuyla bilinen Isparta’yı ‘ilim şehri’ yapmak için “ilahi mesaj” aldığını söyleyecek kadar ileri giderek din sosunu kullanmaktan kaçınmamıştı. Bu tür açıklamalarından dolayı kentin eski valisi, CHP’li Ali Haydar Öner’in “Hz. Memduh” benzetmesi yaptığı Vali Oğuz’un Isparta’ya belediye başkanı olmak istediği de biliniyor.

ANKET YAPTIRIP BELEDİYE BAŞKANLIĞI İÇİN ERDOĞAN’DAN İCAZET İSTEDİ

Öyle ki valilik görevi sürerken bir süre önce bu konuda yaptırdığı anketi, “anketten yüzde 70 destek çıktı” diyerek AKP’ye göndermiş, Başbakan Erdoğan’dan bu konuda icazet istediği de öne sürülmüştü.

DÜN ATATÜRK, BUGÜN SAİD NURSİ’Lİ MESAJLAR

Emekliliğini nasıl geçireceği sorusu kentte tartışıladursun, çeşitli açıklamalarında Isparta’da ‘nur cemaati’ tarafından kurulacağı iddia edilen yeni vakıf üniversitesinin mütevelli heyeti başkanı olmak istediğini de dile getiren Vali Oğuz’un kilise kazılarını ziyaretinde İslam’ın öneminden söz etmesi de, kentte üretilen gül ve sütü kutsallığa bağlaması da unutulmuş değil. Tıpkı 28 Şubat döneminde görev yaptığı Kocaeli’nde viskili, mangallı yemeklerinin unutulmadığı gibi. O yıllarda mesajlarını Atatürkçü Düşünce Derneği’nde yapan Vali Oğuz, bu günlerde Said Nursi’nin evinden veriyor. Hem de nur cemaati üyelerine “artık böyle valilerimiz var” dedirtecek bir taraftarlık sergileyerek.

GİDERAYAK POPÜLİZMİN TAVANA VURDUĞU GÜNLER

Ancak giderek arabeskleşen ölçüsüz popülizminin taşra algısıyla çoğunlukla karşılık da bulması, görevinin son günlerinde ortaya görüntülerin çıkmasına neden oldu. Şenliklerde bağlama çalan, kent protokolünü peşine takıp kiraz bahçelerinde popülizme bulanmış açıklamalarıyla yerel basına bolca malzeme üreten Vali Oğuz, geçtiğimiz günlerde valilik konağında Gönen ilçesine bağlı Koçtepe köylülerini ağırladı.

‘BAHÇE ONLARIN, KONAK ONLARIN’

Koçtepe Köyü Muhtarı Ümit Yıldırım ve ihtiyar heyeti eşliğinde köylü kadınları vilayet konağında ağırlayan Vali Oğuz, “Bugün valilik konağının sahibi Koçtepeli hanımlarımız, köylülerimiz. Onlar sabahtan itibaren burayı kendi evleri gibi tanzim ettiler. Şimdi bizde bu evde misafiriz, sadece biz değil vilayet erkânı, yoldan geçenler, askeri erkân hepimiz onların misafiri olduk biz bugün, bahçe onların, konak onların” açıklamasında bulunmuş.

VALİ OĞUZ GÖZLEME PİŞİRİYOR

Bir valinin halkla bütünleşmesinden daha güzel bir şey olamaz elbette. Ancak burada ortaya çıkan ve basına servis edilen görüntüler “Altı kaval, üstü Şişhane” deyimini anımsatan türden. Her yıl tuhaf protokol görüntülerine sahne olan Turizm Haftası etkinliklerini andıran bir atmosferin yansıdığı görüntülerde, kentin askeri ve mülki erkânı eşliğinde gözleme açan köylü kadınları seyreden Vali Oğuz, eline ‘döndürgeç’ alıp kızgın sacın üstünde gözleme çevirmeyi de ihmal etmiyor…

BUĞDAYI ELİNDEN ALINAN KÖYLÜNÜN TRAJEDİSİ

Köylülüğün bitirilişine denk düşen yıllarda Beyoğlu İstiklal Caddesi’nin cam vitrinlerinde gözleme açmaya başlayan taşralı kadınların trajedisi; buğdayı, keçisi, domatesi ve umutları çalınmış, yolda şehirden gelecek bir somun ekmeğin yolunu gözleyen köylünün trajedisinden farklı değildir.

Oryantalizmin girdabında kıvrandıkça kendi ülkesinde ‘turist’ gibi yaşayan bir halkın kendi kimliğiyle düştüğü uzaklık, durumu lehine çevirmekte mahir davranan siyasi ‘masal anlatıcılarının’ besin kaynağına dönüştü.

İLİM ŞEHRİ NEDEN İNTİHAR EDİYOR?

Vali Oğuz, AKP iktidarıyla Türkiye’nin getirildiği yerin özetidir. TÜİK verilerine göre intihar oranlarında 12. sıraya yükselen ‘muhafazakâr’ bir kenti, kerameti kendinden menkul ‘ilim şehri’ hülyalarıyla yıllarca oyalamanın simgesidir.

Zenginlikleri yağmalanan, doğası katledilen, tarımı çökertilen, köylüsü yaşam alanından koparılan bir kentte bütün bu yıkımların çözümü için hiçbir adım atmayan Vali Oğuz, halkı din hamağında sallayarak uyutma başarısını gösteren bir popülizm ustasıdır.

AZİZ NESİN’LİK ÖYKÜ SÖZÜNÜN TARİHE GÖMÜLDÜĞÜ GÜNLER

Kamuya açık konuşmalarında Atatürk’ü de Fethullah Gülen’i de araçsallaştırmaktan çekinmeyen, Said Nursi’den söz ederken onun talebelerini bile rahatsız edecek bir ölçüsüzlüğe bürünen Vali Oğuz, son on yılda yaşananların “işte tam Aziz Nesin’lik bir öykü” sözünü tarihe gömdüğü bir ülkenin bitmeyen trajedisinin figürlerinden biridir…

1196760cookie-checkHz. Memduh şimdi ne yapacak!
Önceki haberMaraş’ı veremeyiz!
Sonraki haberAni sıcaklar 760 ölüme neden oldu
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.