IŞİD’in sapasağlam ayakta olduğunu gösterdi. IŞİD,Kürt kuvvetleri tarafından kentten çıkarılmalarından beş ay sonra, üstelik kaleleri Rakka’ya tehdidin arttığı, hareketin gerilediğinin düşünüldüğü bir sırada, Kobani’de ve çevresinde ciddi can kaybıyla sonuçlanan yeni saldırılar gerçekleştirdi.
Sınıra yakın bir yerde otomobilde patlayan bomba ve militanların çevre mahalle ve köylerde gerçekleştirdikleri katliam, dikkatlerin bir kez daha Türkiye üzerine çevrilmesine de yol açtı. Saldırıların hemen ardından, Türk tarafının İŞİD’e destek verdiği ya da en azından gözyumduğu suçlamaları dile getirilmeye başlandı.
Suriye devlet televizyonu, IŞİD militanlarının Suriye’ye Türkiye üzerinden giriş yaptığını iddia etti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanı Figen Yüksekdağ da , IŞİD militanlarının Kobani’ye büyük olasılıkla Türkiye’den girdiklerini ileri sürdü. Suriye’yi yakından izleyen Kürt gazeteci Mutlu Çiviroğlu (@mutludc ) Twitter hesabından, kendi kaynaklarına dayandırarak beş ayrı grubun Türkiye’den Kobani’ye giriş yaptığını ve araçları patlatıp, evlere girip sivilleri öldürdüklerini aktardı.
Suriye Demokratik Birlik Partisi (PYD) lideri Salih Müslim ise daha açık konuştu ve Kobane’ye saldıran IŞİD militanlarının bölgeye Türkiye’den sızdığını iddia etti. Bazılarının sağ yakalandığını, bazılarının ise Türkiye tarafına kaçtıklarını söyledi.
YPG sözcüsü Redur Xelil, daha ihtiyatlı konuştu. IŞİD militanlarının Türkiye’den girdiklerine dair teyid edilmiş bir bilgileri olmadığını ancak görgü tanıklarının bu yönde ifade verdiklerini söyledi.
Türkiye yetkilileri ise iddiaları sert dille reddettiler ve Türkiye’ye yönelik suçlamaları karanlık bir manipülasyon, operasyon diye tanımladılar. Şanlıurfa Valiliği tarafından yapılan bir açıklamada da militanların Kobani’ye Suriye sınırları içindeki Carabulus ilçesi üzerinden yaklaştıkları ileri sürüldü. Fakat bölgedeki bir çok kaynak, bunun pratikte mümkün olmadığı görüşünde.
Suriye, gazeteciler için dünyanın en tehlikeli faaliyet alanı. Böyle puslu günlerde kısa süre içinde gerçeğe ulaşmak son derece zor. Birden fazla propaganda makinası, yalan yanlış bilgi yayan çok sayıda merkez var. Haberleri bağımsız kaynaklara doğrulatmak, yanlışı doğrudan ayırmak zaman alacak.
Türkiye’ye yönelik bu iddiaların temeli var mı, haklı mı haksız mı henüz bilmiyorum. Eğer Türkiye, temel kurumlarının partizan çıkarlardan uzak bağımsızca hareket edebildiği bir hukuk devleti olsaydı, aksi ispatlanıncaya kadar yetkili ağızlardan duyduğum açıklamaları ciddiye alırdım. 2 milyona yakın Suriye’liye kucak açan, dünyanın en fazla mülteci barındıran ülkesi Türkiye’de resmi ağızlardan duyduğumuz herşeyden şüphelenmek ne yazık ki inanmaktan daha kolay hale geldi.
Kobani’ye yapılan saldırı ardından Diyarbakır Barosu, iddiaların en kısa zamanda araştırılmasını ve kamuoyunun bilgilendirilmesini talep etti. Daha önce Suriye’ye MİT TIR’larıyla taşınan silah ve mühimmatı soruşturmaya kalkışan savcı ve hakimlerin, konuyu araştıran gazetecilerin başına gelenleri bilmesek, belki biraz daha sabırlı olabilirdik. Ancak, deneyimlerimiz ışığında beklentimiz olsa olsa, gene bir haber yasağı, yeni yeni komplo teorileri ve Suriye’ye müdahale çağrılarında artıştan ibaret. Üstelik, Kobani’de gene kan döken IŞİD’e karşı değil, onları durduran Kürt kuvvetlerine karşı harekete geçilmesi taleplerindeki olası artıştan sözediyoruz.
Diğer ülkeler, NATO üyesi Türkiye‘nin nasıl olup da Suriye’deki radikal İslamcı hareketlere silah ve gönüllüler için bir boru hattına dönüştüğünü, bütün çabalara rağmen IŞİD’in hala nasıl gelişip serpilmeye devam edebildiğini, daha başka neler yapılabileceğini düşünedursunlar, Türkiye’de benzer bir kaygının bulunmadığı, acaba nerede yanıldık sorusunun akıllara bile gelmediği açık. Nitekim, Kobani’deki en son saldırıdan kısa süre sonra konuşan Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ilan etti. İlkeli, insan odaklı, çok yönlü proaktif , dünyanın imrendiği bir dış politika izlediklerini söyleyen bakana göre, Amerika, Türkiye’nin Suriye ile ilgili tavsiyelerini dinlemediği için üzgün ve Türkiye, komşularla sıfır sorun politikasında herhangi bir değişiklik düşünmüyor.
_____________________
* Yazarın diğer yazıları için lütfen tıklayınız:
http://www.firdevstalkturkey.com/tr/
