İklim krizi dünyanın en önemli sorunu haline geldi

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Dünyanın en önemli toplumsal sorunlarından biri haline gelen iklim krizi konusunda Türkiye’de yapılan ankette, katılımcıların yüzde 50’si hükümetlerin ve belediyelerin yeterli çaba göstermediğini düşünüyor. Bugün dünyanın dört bir yanında ve Türkiye’de yapılan iklim grevi eylemlerinde ise milyonlarca insan iklim için birleş çağrısında bulundu.

23 Eylül’de ABD’nin New York kentinde düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesine sayılı günler kaldı. İklim Zirvesi öncesinde 8 ülkede yapılan anket çalışması, iklim krizinin bu ülkelerde en önemli toplumsal sorun olarak görüldüğünü ortaya koydu. ABD, İngiltere, Kanada, Almanya, Brezilya, Polonya, Fransa ve İtalya’da yapılan anket çalışmasına göre, bu ülkelerde toplumun yaklaşık 4’te 3’ü dünyanın bir iklim krizi ile karşı karşıya olduğunu ifade ediyor. Türkiye’de ise İklim Haber ve Konda araştırma şirketinin, iklim değişikliği konusunda 2019 yılında yaptıkları anketi Temmuz ayında açıklamışlardı. Bu anket de iklim değişikliğinin Türkiye’de de kamuoyunda endişe yarattığını gösteriyor. Bugün dünyanın dört bir yanında ve Türkiye’de yapılan iklim grevi eylemlerinde ise milyonlarca insan iklim için birleş çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi 23 Eylül’de New York’ta başlıyor. Tarihi buluşma öncesi yapılan çalışmalar ise dünyanın en önemli sorunlarından birinin iklim krizi olduğuna işaret ediyor. ABD, İngiltere, Kanada, Almanya, Brezilya, Polonya, Fransa ve İtalya’da yapılan anket çalışmasına göre, toplumun yaklaşık 4’te 3’ü dünyanın bir iklim krizi ile karşı karşıya olduğunu ifade ediyor.

DÜNYAYI KURTARMAK İÇİN ZAMANIN AZALDIĞINI DÜŞÜNÜYORLAR

Nefret söylemi ve ırkçılığa karşı kampanyalar yürüten Hope not Hate adlı İngiliz sivil toplum örgütü tarafından yapılan çalışmaya göre araştırmaya konu olan ülkelerde toplumun ortalama yüzde 69’u dünyayı kurtarmak için zamanın daraldığını ifade ederek, iklim krizinin kontrolden çıkmak üzere olduğunu düşünüyor. Yine aynı şekilde sadece yüzde 21’i kendi hükümetlerinin krizi önlemek için yeterli çabayı sergilediğini ifade ediyor.

TÜRKİYE’DE HÜKÜMETİN VE BELEDİYELERİN İKLİM KARNESİ

Türkiye’de ise İklim Haber ve Konda, iklim değişikliği konusunda 2019 yılında yaptıkları anketi Temmuz ayında açıklamışlardı. Bu anket de iklim değişikliğinin Türkiye’de de kamuoyunda endişe yarattığına işaret ediyor. Türkiye genelinde 2745 kişi ile yüz yüze yapılan anket, kamuoyunun ülkemizde iklim krizi ve etkileri ile afetler ve iklim konusunda hükümet ve belediyelerin çalışmaları hakkında görüşlerini gözler önüne seriyor. Türkiye’de her iki kişiden birine göre iklim krizinin etkileri ülkemizde şimdiden hissediliyor, toplumun yüzde 61’i ise bu durumdan endişeli. Aynı zamanda toplumun yüzde 71’i afetlerin arttığını ve bunun sebebinin iklim değişikliği olduğunu düşünüyor. Hükümetlerin ve belediyelerin iklim eylemlerini de değerlendiren katılımcıların yüzde 55’i bu konuda çaba gösterilmediğini ifade ediyor.

2050’DE 200 MİLYON İNSAN YARDIMA MUHTAÇ HALE GELECEK

İklim Değişikliği krizleri de derinleştiriyor: 2050 yılında iklim krizi yüzünden insani yardıma ihtiyacı olan insan sayısı 200 milyona ulaşacak. Dünyanın en büyük insani yardım ağı, Uluslararası Kızılay Kızılhaç Federasyonu, “The Cost of Doing Nothing – Eylemsizliğin Maliyeti” adlı raporunu 19 Eylül’de New York’ta kamuoyu ile paylaştı. Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi öncesi açıklanan rapor, iklim eylemsizliğinin devam etmesi halinde insani yardım krizlerinin derinleşeceğine işaret ediyor. Rapora göre, günümüzde insani yardıma ihtiyacı olan insan sayısının iklim değişikliği ile yaklaşık iki katına çıkarak 2050 yılında 200 milyon insana ulaşacak. Rapor, aynı zamanda insani yardım krizlerine müdahalenin küresel ekonomik maliyetini de hesaplıyor. Buna göre iklim krizi yüzünden derinleşen sorunlara müdahale etmek için 2030 yılından itibaren yılda en az 20 milyar ABD Doları harcanması gerekecek.

TÜM DÜNYADA MİLYONLARCA İNSAN İKLİM GREVİ İÇİN SOKAĞA ÇIKTI

20 Eylül’de Türkiye dahil birçok ülkede gençler ve gençlere eşlik eden aileler, işçiler ve beyaz yakalılar sokaklara çık156 ülkeden katılımın olduğu iklim grevinde 73 sendika sokaklara çıkıyor. 820 sivil toplum kuruluşu ve 2 bin 500 şirketin yanı sıra 6.323 web sitesi de iklim grevine destek veriyor.

TÜRKİYE’DEKİ İKLİM GREVİ EYLEMLERİ

Bugün dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de iklim grevi vardı. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Muğla’da iklim grevine destek veren yaşam savunucuları taleplerini dile getiren pankartlar ve basın açıklamalarıyla soruna dikkat çektiler.

12 YAŞINDAKİ ATLAS’TAN YETİŞKİNLERE ÇAĞRI: ‘ARTIK BİR ARAYA GELİN’

İstanbul Yoğurtçu Parkı’nda gerçekleştirilen iklim grevi öncesi Kadıköy Rıhtım’da basın açıklaması yapıldı. Türkiye’deki iklim grevlerinin öncüsü olan 12 yaşındaki Atlas Sarrafoğlu, topluluk adına yaptığı basın açıklamasında, yetişkinlerin de kendilerine destek verdiğine işaret ederek, “Artık hem büyükler hem küçükler iklim grevlerine başlıyoruz. 15 Mart’ta yetişkinler de vardı ama sadece izleyiciydiler. Şimdi artık bir parçasısınız. Artık ona göre hareket etmelisiniz, kavga etmeyi bitirmelisiniz, artık bir araya gelmelisiniz. En önemlisi biz çocukları dinlemelisiniz. Kurtaracak bir gezegenimiz var. Biz de artık okula gidelim. Keyif aldığımız için okulu kırmıyoruz. Gezegenimiz yanıyor, Birçok şehir sular altında kalıyor, insanlar evlerini terk ediyor. Yakında bizim de neslimiz tükenecek. Artık bunu anlayın. Artık hayatınız değişti. Ben de sizin gibi korkuyorum zehirli yağmurlardan. Ama yağmurların neden zehirli olduğunu bilmek istiyorum” diye konuştu.

8 YAŞINDAKİ CANA IŞIK: ‘GELECEĞİMİZİN KARRTILMASINI İSTEMİYORUZ’

Antalya’daki iklim grevi buluşmasının merkezi ise Çıralı oldu. Alakır Nehri Kardeşliği gönüllülerinin öncülüğünde gerçekleştirilen Çıralı’daki iklim grevi etkinliğine annesi Elif Arığ ile birlikte katılan 8 yaşındaki ilkokul öğrencisi Cana Işık, üzerinde “Bize mutlu bir dünya bırakın” yazılı dövizi taşıdı. Etkinliğin ardından sorularımızı yanıtlayan Cana Işık, “Biz çocuklar geleceğimizin karartılmasını istemiyoruz. Önce kendimiz için, sonra da bizim çocuklarımız için yaşanacak bir dünya istiyoruz” dedi.

‘BEN FAZLA MOTOR KULLANILMASINI İSTEMİYORUM’

Büyüklerin daha az motorlu taşıt kullanmasını istediğini söyleyen Cana Işık, “Ben fazla motor kullanılmasını istemiyorum. Çıralı’da çok fazla tekne turları yapıyorlar. Bu tekne turları denizdeki canlılara ve caretta carettalara zarar veriyor. Carettalar yaralanıyor. Ben geleceğe güzel ve yaşanacak bir dünya bırakmak için yürüdüm” diye konuştu.

ELİF ARIĞ: ‘ÇOCUKLAR GELECEK İÇİN BİRLEŞİLMEYİ BEKLİYOR’

Cana Işık’ın annesi Elif Arığ ise iklim krizi konusunda çocukların taleplerine bütün dünyada kulak verilmesi gerektiğinin altını çizerek, “İklim krizinin en büyük nedeni olan karbon salınımının sıfırlanması konusunda hem hükümetlere hem yerel yönetimlere hem de tek tek bireylere büyük sorumluluklar düşüyor. Gelecek için bundan sonraki adımların bu hedefe yönelik olması gerekli. Tüm dünyada çocuklar yetişkinlerden iklim için birleşmelerini bekliyor. Dünya bu değişime hazır. Türkiye olarak bizim de iklim için daha fazla duyarlılık göstermemiz gerekiyor” dedi.

‘ELEŞTİRMEK TABU OLDU, BUGÜN SOKAĞA ÇIKARKEN ON KERE DÜŞÜNDÜM’

Türkiye’de iklim ya da herhangi bir konuda eleştiri ya da görüş belirtmek bir tabu gibi görülmeye başlandığına işaret eden Arığ, “Bugün sokağa çıkarken bu bayrağı alayım mı almayayım mı diye on kere düşündüm. Birkaç yıl öncesine kadar böyle değildi. Tepkilerimizi ve beklentilerimizi daha rahat ifade edebileceğimiz etkinlikler düzenleyebiliyorduk. Oysa bunlar son derece barışçıl eylemler. ‘İklim için birleş’ diyorsunuz. Bölünmeye değil, birleşmeye çağıran bir talep bu. Bu talebin toplumun her kesimince daha yüksek sesle dile getirilmesi gerekiyor” görüşünü dile getirdi.

 

2336430cookie-checkİklim krizi dünyanın en önemli sorunu haline geldi
Önceki haberKüresel İklim Grevi: Türkiye dahil 139 ülkede eylemler düzenlendi
Sonraki haberBakan Pakdemirli’ye Türkiye’nin nasıl zehirlendiğini sordu
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.