Toplumun yarısının bilmsel değişimi anlatan kitaplardan çok kutsal yayınlara yöneltildiğini düşünmek ülkemizde laik sistemin ne kadar tehlike içinde olduğu ortadadır. Böyle bir durumdada laik sistemin korunması adına yapılacak her türlü etkinlik, bununla birlikte biliminde korunmasıdır.
Şu gerçek unutulmamalıdır bilim her zaman gerçeği aydınluğı çağdaşlığı yansıtır, bilimden yoksun bir sistem bir ülkeyi karanlıklara sürükler bunu iyi kavramak gerekiyor. acaba şimdi bizi yönetmeye çalışanlar bunuun farkındalarmı acaba? Yapacak o kadar değişimsellikler varken ülkeyi bazı başarısızlıkların olumsuz yansımalarını kapatmak için türban ve buna benzer zamansız sorunlarla germenin ve sonuçlarındaki sıkıntıları göememenin bedelini acaba nasıl ödeyecekler?
Giardino bruno, Galile, Kopernik, Descardes Din herzaman bilime düşmandır demişlerdir, Bertrand Russell 1935’te yazdığı bir kitabında Din Bilimin gerisinde kalmamak için dünyada herzaman tehlike olmaya devam edecektir demiştir, Dini temsil edenler ne yazıkki dini birazda bilimselliğin yanında değerlendirmeye çalışsalardı bugün ülkemizdeki yaşanan sıkıntılar yaşanmazdı. Şimdi dini Karl Marks’sın felsefesiyle özdeşleştirip toplumu afyonlayarak kendi siyasal değişimlerini yansıtmanın getirisini kazanmak isteyenler bunun sıkıntılarını bu ülkeye yaşatacaklardır. Bilim bir toplumun dünyaya açılımıdır çağdaşlıktır aydınlıktır dinde soru sormayı yasaklar bir sistem anlayışı vardır. (İKO) 57 ülkede yaptığı araştırmada 1. 3 milyardan fazla insanın fakirlik yoksulluk sınırında yaşadığını açıklamıştır, Dinle yönetilen ülkelerde bilimsel düşüncenin yanında dinsel etkileşim hızla insanları değişimin dışında tutmaktadır. bunun yanında zengin olan körfez ülkelerinde bile Katar. Kuveyt, Suudi arabistan, Mısır gibi islam ülkelerinde gelirin sadece %. 0. 3’dür buna karşılık Türkiye’de bilime ayrılan katkı %0. 1’dir. Bütün bu acı tablonun yanında yinede ülkeyi değişimin içinde tutan laik demokratik sistem anlayışıdır şimdi bunuda söndürmeye çalışmaktadırlar.
Atatürk düşüncelerinden yoksun bırakılan bir Türkiye düşünmek çok acı, kimse kimsenin inançlarına söz edemez islami değerlerine bu kadar bağlı bir başka islam ülkesi varmı?ama şimdi neden bu telaş ve teklikeli çalışmalara imza koymak, yapacak okadar iş varken toplumun refahı uluslararası değişimin gerekleri ve dışa açılımda hala geç kalınmışlığın unutulur olmasını önemsememek. Kendi vatandaşını yıllarca burada avrupada kaderine terkeden bir anlayış, insanlar yakıldığındamı konuşacaksınız yada geliyorum diyen tehlikeyi zamanında görmemezlikten duymamazlıktan gelip, insanlar yakıldığı öldüğü zaman sadece görünüp sonrada kaybolmak unutmak bunu sorumluluk, hala kendi kaderini burada tek başına yaratmaya çalışan bir Türk toplumu ve yine yapayalınız burada, yine her acı unutulacak ve küllenecek daha sonra yeniden bir acı yaşanacak yine anılacaklar hepsi bu.
Batı Türkiye!yi hala içinde kabul etmiyor etmiyecekte bunu birileri ne zaman anlayacaklar bilmiyorum, Ilımlı islam modeliyle bilimi parçalamak onların tek hedefi ve birde batının Türkiye’yi parçalama modeli varki sanki iki değişim birlikte hareket ediyor bununda farkında değiller, Bugün Türkiye’yi diğer islam ülkelerinden farklı kılan sistemi laik demokratik çağdaş değişimdir bilimdir şimdi bu değişimin aksine Ilımlı islam cumhuriyeti modelimi getirilmek isteniyor acaba? Çağdaş bilimin yansıması olan Üniversitelerde Türban inadı bunu gösteriyor Umarım Türkiye bilimin çağdaşlığın aydınlığın getirisindeki kalkınmanın gerisinde bırakılmaz sağduyu hakim olur yoksa tüm kazanımlar birdaha kolay kolay geri gelmez yazık olur bu ülkeye.
