Bunlar akıllı, ne yapıp edip parayı kapıyorlar.
Biz gibi, fuzulî işlerle vakit kaybetmiyor hiçbiri…
Sosyal Medya diye adlandırıldığından bu yana medya lafından ikrah getiren ben gibi eski meşrep gazetecilerin, bunların işine akıl sır erdireceğini hiç zannetmem.
Sosyal Medya dediğin ise ucu bucağı olmayan bir Gayya Kuyusu!
O kuyu, Oklokrasi’nin eline geçmiştir; her şey parlak, demokratik, alımlı, seçimli, istence bağlıdır.
Görgüsüzlük, paçalardan akan terbiyesizlik asaleti, inceliği, nezaketi yenip başa geçmiştir.
Herkes orada düdüğünü öttürür.
Fakat dışkısını bile pazarlayanı çıkınca, artık pes etmek gerekti.
Def-i hâcet diye eski dilde kibarca aktardığımız, ‘insan kakası’ bir süredir Amerikan ve Kanada medyasını meşgûl ediyor.
Meğer kaka ne kadar mühim bir şeymiş!
Toronto’da yaşayan Twitter bağımlısı ve medya bağlantısı kurmuş 19 yaşındaki Maleka adlı bir genç kadın, fotoğraflarına bakılıp karne notu verileceği gibi, epeyi eğlenceli bir hayat yaşamaktadır.
[Maleka, Melek demektir ya!Bizi, bütün Melike veya Melek adlı hanımefendiler af etsin!]
Geçenlerde bir gün, yeni tanıştığı erkekle yer içer, onun evine gider; erkek plaklarını, CD’lerini gösterecektir.
Salondaki koltuk üzerinde bir iki öpüşmeden sonra Maleka’nın kakası gelir.
İzin ister, tuvalete gider, hacetini görür, klozetin sifonuna dokunur.
O da nesi!
Çalışmayan bir sifon yüzünden, helanın küçük göletinde Maleka’nın barsaklarından geçip gelmiş bir dışkı İstanbul sahillerine vurmuş lodos atığı gibi yüzmeye devam etmektedir.
Maleka bu durumda salona geri dönemeyeceğini düşünüp telaşlanır, yeni tanıştığı ve istikbâl vâat eden bu erkeği de çağırıp kakasıyla, daha bugünden tanıştırmak istemez.
Tuvalet kâğıtlarını dertop yapıp kakasını alır, güzelce sarıp sarmalar.
Omuzunda asılı pahalısından makyaj çantasına tıkıştırır, salona döner.
Öpüşmeye devam edeceklerdir ama kaka bu, kokar elbette; iki ucu boklu değnek!
Çantada bok, kanapede seksi Maleka, adamın burnu da hassas yani; huylanır…
Alelacele bir şeyler edip o geceki seansı kapatırlar, Maleka kendini dışarı atar.
Fakat hikâyesine bakılırsa, arada bir kız arkadaşını arayıp, ¨Bu boku nasıl başımdan def ederim?¨ diye çaktırmadan cep telefonuyla sormuştur.
Öteki kız, bundan akıllı!
¨Şekerim, bundan kolay ne var, sigara içeceğim de, balkona çık, sokağa fırlatıver…¨
Maleka erkeğini yalnız bırakmayan kadınlardan olsa gerek, bunu yapmaz, hela kokusuyla orada öpüşür, koklaşır, sonra müsaade ister ve ayrılır.
Çantasındaki bokuyla birlikte evden ayrılan Maleka’nın tuvalet kâğıdına sarılı malzemeyi nereye attığını bilmiyoruz, merak da etmiyoruz; zaten o da hatırlamıyor.
Hatırlasaydı bu mübarek fazlalıktan nasıl ayrıldığını yazardı; Twitter’da…
Maleka, @blotty adresiyle kullandığı Twitter’daki sayfasına o gece bu hikâyeyi döşer, kısa kısa yazdığından tamamı 18 tweets-mesajı göndermiştir.
¨Dikkatinizi çekmek için yalan bir şey yazmıyorum, uydurmuyorum, tamamen doğrudur, eğer ilgi toplamak isteseydim bu kadar boktan bir şeyi yazar mıydım, hiç?¨ diye eklemiştir.
Samimî kız, şimdi Allahı var!
Fakat Sosyal Medya’nın kahraman okurları bu boktan meseleyi fazlasıyla sevmiş olmalı ki, daha düne kadar, sen ben eniştem yengem biçimde üç beş tanışı olan Maleka’nın sayfasına hücum başlar; herkes onu takibe almıştır.
Yeni yeni boklarını sergilesin diye, merak ve heves duyanlar çoğalmıştır.
Sayfasında şu âna kadar on bin civarında paylaşım yapılmıştır, hayranlarının sayısı 300 bine fırlamıştır.
Böyle olunca sayfasına reklam geliri akmaya başlar, birçok firma oraya ilan verir; kapitalizm boktan para kazanır.
Maleka, ¨Kakalanmış çantamı çöpe attım, yenisini alacak param da yok!¨ diye yazmış ve bir banka hesabı açmış, yardım rica ediyor.
Böylesi kıza yardım edilmez mi, edilir!
Kıza, eskide kalmış Playboy dergilerindeki fotoğraflarına bakıp bakıp iç geçiren erkek budalalar da para yağdırıyor.
Şimdi Maleka boktan hikâyenin ardından paraları saymaya başlamış olmalı.
Geldik mi, en başta dediğimize!
Bunlar akıllı, bizler gibi safoş değil…
Şuncacık şeyden çıkaracağım netice budur:
Bokunda boncuk aramaya meraklısı oldukça, insan dışkısının bile bir değeri vardır.
Bizde bu akıllar varken daha çok boktan hikâye dinleriz, zira ¨Tavuğun götü tövbe tutmazmış!¨
