Bugünlerde o klişe “N’olcak memleketin hali” sorusuna, ulusal basın yanıt arıyor. Brexit tam bir karmaşaya döndü. Aslında 2016’da seçmenin yüzde 52’si Brexit için oy kullanırken, belki de ülke tarihinde partiler, sendikalar, dernekler velhasıl ev halkı bile kendi içlerinde de ikiye (hatta kararsızları da eklersek üçe) bölünmüştü. Brexit gerçekten bir ülkenin ayağına sıktığı kurşun mu? AB’ye atılan kazık mı? ABD ile ortaklaşa yarım asır sonrasına yönelik satranç hamlesi mi? Seçmenin sonucunu kestiremeden attığı protesto oyu mu? Ya da 007 James Bond’ların işgüzarlığı mı? Toz duman bulutundan olanları ve olacakları kestirmek zor görünüyor.
Başbakan Theresa May’in lideri olduğu Muhafazakar parti içinde ve AB ile Brexit görüşmelerinde sıkıntı yaşaması ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin sosyalist lideri Jeremy Corbyn’i heyecanlandırdığını söyleyebiliriz. “Referandum çocuk oyuncağı değil, bir kuşakta ancak bir kez yapılır” anlayışındaki Corbyn görüş değiştirdi. Corbyn’in, bu ay yapılan parti kongresinde “Ya erken seçim ya da Brexit referandumunun yinelenmesi” sözü büyük alkış aldı. Brexit’in gerçekleşmesinin beklendiği 2019 öncesinde Brexit referandumu yinelenirse şaşırmayacağız. Biz mi onlardan, onlar mı bizden öğrendi bilmiyorum ama İngiltere parlamentosu da işine geldiğinde kolayca “Dün dündü, bugün bugündür” diyeceğe benziyor.
***
Bizim küçük toplumun büyük gündemine gelince bu hafta izlemek istediğim iki etkinlik var. İlki RED belgeseli diğeri de “siyahların tarihi” kapsamında toplumdaki siyahların toplantısı…
Ermeni sorununu inceleyen RED belgeseli 3 Kasım Cumartesi saat 13’te Kuzey Londra “22 Moorfield Road Tottenham N17 6PY” adresindeki Toplum Merkezi’nde (DAY MER) gösterilecek.
Film gösterimi sonrasında yönetmen ve “Ermeni Devrimci Paramaz” kitabının yazarı Kadir Akın, soruları yanıtlayacak ve kitabını imzalayacak. Ermeni Devrimci Paramaz kitabını geçen yaz bir solukta okumuş ve yakın dostlarıma da hediye etmiştim. Osmanlı, yalnızca eşit yurttaşlık isteyen Paramaz ve arkadaşlarını Beyazit’te idam eder ve Edirnekapı mezarlığına defneder. Bu hüzünlü hikaye içimi acıttı. Edirnekapı mezarlığını arayıp Paramaz’ı ziyaret etmek istediğiimi söyledim. “Arayan çok ama böyle bir mezarlık yok” dedi karşıdaki ses… Ermenilere kızanlara önerim, lütfen bu kitabı okuyun…
Diğer etkinlik ise Kıbrıslı ve Türkiyeli Türk toplumunun siyah üyeleri “Toplumdaki siyahların Tarihi” başlıklı toplantıyı 2 Kasım Cuma saat 19’da “628 Green Lanes, London, N8 0SG” Londra Kıbrıs Türk Toplum Merkezi’nde gerçekleştirecek.
Organizatörlerden siyah dostum Ertanç Hidayettin’e yıllar öncesinde “Bizim toplumda ten renginden dolayı herhangi bir ayrımcılık ya da ırkçılıkla karşılaştın mı” diye sormuştum. Hidayettin düşünmüş, dudağını bükmüş ve “Arap diye çağrılma dışında sanırım yok” demişti…
Toplumdaki siyahların tarihi de sınıf savaşlarıyla ilintili. Osmanlı egemen sınıf ganimet ve bedava emek “köle” peşinde… Çok değil 117 yıl önce İstanbul’da köle pazarları var. Afrika’dan, Asya’dan evlerinden zorla koparılan insanlar başkentte alınıp satılıyor.
Biz katledilen Ermenileri, topraklarından koparılan siyahları anlamaya çalışmazsak gerçek tarihimizi de öğrenemeyiz. Hani bazıları kötü niyetle anlatmak istemiyor ama biz sıradan insanlar onların günahına ortak değiliz. Korkmadan üstüne gidebilmeli, resmi tarihle yetinmemeliyiz…
Bundan dolayı “Bu iki etkinliği kaçırmayın” dostlarım derim…
