İklim krizine karşı politikalar geliştirilmesi istemiyle bir yılı aşkın cuma günleri dersleri boykot eden gençler, 20 Eylül’de bir kez daha tüm dünyada sokağa çıkacaklar. İkiz kızlarım Su ve Defne de “iklim krizi çözülmezse okumanın anlamı yok” diyerek Londra’da eyleme katılacaklar arasında.
Avrupa merkezli olarak lise öğrencilerinin küresel ısınmaya karşı başlattığı eylemler üçüncü kez dünya çapında ses getirecek. 20 Eylül’deki küresel eylem gününe milyonların katılması bekleniyor. Yaklaşık bir yıldır düzenli olarak devam eden eylemler yeni bir gençlik hareketi yarattı. Hükümetler ise bu sese kulaklarını tıkamayı sürdürüyor. İlk olarak Ağustos 2018’de o zaman 15 yaşında olan İsveçli lise öğrencisi Greta Thunberg’in küresel ısınmaya karşı haftada bir Cuma günleri okula gitmeyerek başlattığı eylemler, dünya genelinde etkinliğe dönüşmüştü. İlk 15 Mart 2019’da gerçekleşen küresel eylem gününe tam 1,8 milyon katılım olmuştu. Eylemlere çoğunlukla öğrenciler katılırken, toplumun bilinçli ve duyarlı kesimi destek veriyor.
***
İngiltere basınından bu kez hayvanları korumaya yönelik bir eylem haberi: “Küresel ısınma ile mücadele eden çevreci grup Extinction Rebellion Londra Moda Haftası’nın resmi açılışının yapılacağı binanın önünde ilginç bir eylem düzenledi. Extinction Rebellion Bexley üyeleri Londra Moda Haftası’nın ilk gösterimi önce Strand’daki binanın önünde beyaz kostümler giyerek birbirleriyle kenetlendi. Başka bir grup ise kırmızı boya döktüğü kaldırımın üzerinde ölümü temsilen sessizce uzandılar. Polis tarafından durdurulan aktivistler ‘siz kar elde etmeyi bu gezegene insanlara ve geleceğimize tercih ettiniz’ şeklinde slogan attı.”
Aç gözlü, ağzı salyalı kapitalizm dışında “Giysi ve aksesuar için hayvanların öldürülmesine hayır!” diyenlere kim karşı çıkabilir ki?
***
Toplum bilinci giderek yükseliyor. Sosyalistler de aklın ve mantığın yolu eninde sonunda doğruyu bulacağını belirterek dünyadaki kaynakların toplum yararına kullanılacağı, gezegende doğa ve hayvanların da eninde sonunda korunacağını fakat devrimle bu sürecin hızlandırılması gerektiğini savunuyorlar. Bunun için de kurulacak sistemin adı “bilimsel sosyalizm”.
Günümüzde artan çevre, doğa ve hayvan hakları hareketleri bu söylemi doğruluyor. Aklın ve mantığın ibresi aç gözlü kapitalizm dışında sağ sol, liberal muhafazakar demeden aynı doğruyu gösteriyor. Bu yaz Kaz Dağları’nda katıldığım Su ve Vicdan Nöbeti’nde de bunu gördüm. Başörtülü gençler, hacı takkeli aksakallı yaşlılar da “yetti gari” demek için dağdaydılar. Bu insanların oy verdikleri partilerin söylemlerini değil vicdanlarını dinlemeleri gezegen adına umut verici…
***
Süleymaniye Camisi’nin sevilen imamı Sayın Burhan Aygün, yazılarıma sıkça sesli yorum gönderme inceliği gösteren okurlarım arasında. Kaz Dağları’ndaki Su ve Vicdan Nöbeti’ni ve Fazıl Say konserini anlattığım “Memleket İzlenimleri III” başlıklı köşe yazıma gönderdiği yorumda dağda gösterilen duyarlılığa teşekkür ederek, kesilen ağaçlar başta olmak üzere olup doğa katliamlarına son derece üzüldüğünü söyledi. Türkiye’nin ciğerini dağlayan bu katliamına karşı çıkanları da kutladığını belirten Burhan Hoca’ya hem duyarlılığı için hem de yorumu için çok teşekkür ediyorum.
Bu vesileyle “Kaz Dağları gündemden düştü mü?” diye merak edenlere de “Hayır. Dağdaki komite çadırlarda gece yatmama ve barışçıl eylemi çeşitlendirerek daha dikkat çekecek etkinliklerle ülke çapında yayma ve mağdur köylüleri bilinçlendirme kararı aldı”ğını aktarayım.