İNGİLTERE… Türkiye’de referandum ve ötesi

Resmi olmayan sonuçlara göre, seçmenin yüzde 51,4’ü evet, yüzde 48,6’sı hayır oyu kullandı.Evet ve hayır oyları arasındaki farkın azlığı, Türkiye’nin siyasal ve toplumsal açıdan neredeyse ortadan ikiye bölünmüşlüğüne işaret ederken, referandum, seçim sandıklarında usulsüzlük ve hile iddialarıyla gölgelendi.

Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi, sonucun meşruluğunu redetti ve yeniden sayım istedi.

Oylamadan bir gün sonra, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü (AGİT) Gözlem Heyeti, oylamanın demokratik normlara uygunluğu konusunda ciddi endişelerini dile getirdiği ön raporunu açıkladı.

Aynı gün, bir başka eleştirel değerlendirme de Avrupa Konseyi Gözlem Heyeti’nden geldi.  Heyet, oylamanın demokratik standartlara uygun bir şekilde gerçekleşmediğini, hukuki çerçevenin yetersiz kaldığını, son anda yapılan değişikliklerle oylamanın güvenliğini  sağlayan tedbirlerin kaldırıldığını ve yasalarla çeliştiğini belirtirken, muhalefetin de baskılarla sindirilmeye çalışıldığına dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaten uzun bir süredir fiilen kullandığı yetkilerin, referandum yoluyla meşrulaştırılmasının hedeflendiği düşünülürse, 16 Nisan referandumunun bunun tam tersi bir etki yarattığını söylemek yanlış olmaz.

Ne var ki, kazandığı seçim zaferinin kırılganlığına rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylemini yumuşatacağına dair hiç bir işaret yok.

Tam tersine, Recep Tayyip Erdoğan, oylamadan bir gün sonra, taraftarlarını Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın önüne toplayıp, son derece sert, ülke içinde ve dışında muhaliflerine  meydan okuyan bir konuşma yaptı.

Uluslararası kurum ve kuruluşların referendum sürecine ilişkin eleştirilerini ‘Haçlı zihniyeti’ diye reddederken milli iradenin tescili sonucu Anayasa değişikliğiyle ilgili tüm tartışmaların bittiğini ve Türkiye’nin kendi yolunda ilerleyeceğini söyled.

Cumhurbaşkanı, bundan sonra bir değil, iki referandum daha yapmayı vaadetti. Öncelikle, idam cezasının geri getirilmesi, sonra da Arupa Birliği ile ilişkilerin geleceğinin ne olması gerektiğinin halka sorulacağını söyledi.

Eğer birileri, referandumun sonucuna bakarak Cumhurbaşkanının daha uzlaşıcı bir tutum takınacağını düşünecek kadar saf kalpli idiyse, gerçeği görmeleri uzun zaman almadı.

İstanbul, Ankara, İzmir gibi Türkiye ekonomisinin ve toplumsal hayatının can damarını oluşturan büyük şehirlerden ‘Hayır’ oyu çıkmış olabilir. Adalet ve Kalkınma Partisinin geleneksel kalesi olan kent ve semtlerde oy kaybedilebilir. Milliyetçi Hareket Partisi tabanından beklenen destek bulunmadığı için hayal kırıklığına uğranmış da olunabilir.

Daha da önemlisi, Türkiye ekonomisinin olası bir krize sürüklendiği, işsizlik ve enflasyonun son yılların rekor düzeyine ulaştığından endişe edilebilir.

Ama bunların hiç biri, denenmiş ve başarısı kanıtlanmış politikaların gözden geçirilebileceği  anlamına gelmiyor.

Olağanüstü Hal’ın yeniden  uzatıldığını da gözönünde tutarak,  korku ve baskı politikalarının daha da sertleşeceğini, ayrıştırma ve ortamı germe taktiklerinin daha da yaygınlaştırılarak sürdürüleceğini  şimdiden tahmin edebiliriz.

________________

* YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ
http://www.firdevstalkturkey.com/tr/

2081970cookie-checkİNGİLTERE… Türkiye’de referandum ve ötesi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.