İNGİLTERE… Türkiye’de sağlık sistemi, sağlıklı bir tartışmaya muhtaç

İç ve ve dış politikasıyla Türkiye, uluslararası alanda hemen her gün haber konusu ama toplumda yaşanan değişim, çoğu zaman gözden kaçıyor.
Oysa, Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin, toplumu muhafazakar İslamcı çizgide şekillendirme hedefi doğrultusunda attığı adımların etkileri, yaşamın her  alanında fazlasıyla hissedilmekte.Toplumsal dönüşümün şu sıralar en belirgin izdüşümü ise, sağlık sektöründe.

Dünya Bankası tarafından bu hafta yayınlanan bir raporda, Türkiye’de sağlık hizmetlerinin son yıllarda kayda değer iyileşme gösterdiği, hasta memnuniyeti ve tıbbi sonuçlar açısından büyük yol katedildiği vurgulanıyordu.

Gerçekten de, sağlık sektörü, kamuoyu nezdinde, AKP iktidarının en başarılı bulunduğu alanların başında geliyor.

Gerçi özel hastanelerin sahipleri konusundaki şeffaflık eksikliği, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet eylemleri ve kadınlara doğum kontrolü, sezeryanla doğum ve ideal çoçuk sayısı konusundaki siyasi direktifler, bu başarıyı toplumun yarısının gözünde ciddi şekilde gölgelemekte.

Sağlık sistemi konusunda son günlerdeki asıl endişe konusu ise  geleneksel, folklorik sağlık yöntemlerinin öne çıkmasına paralel olarak, bulaşıcı hastalıklara karşı korunma yöntemlerinin reddi eğilimi.

Çocuklarını aşılatmayan ailelerin sayısındaki hızlı artış, sağlık uzmanlarını ciddi şekilde kaygılandırıyor.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap,  Evrensel ‘de yayınlanan bir haberde, çocuklarına aşı yaptırmayı reddeden aile sayısının 2016 yılında 11 bin iken, 2017’de 23 bine çıktığını söylüyor ve ölümcül salgın hastalıkların tekrar ortaya çıkabileceği uyarısında bulunuyor.

Hürriyet Daily News’e  konuşan Sağlık Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ise, 15 yıldır böyle bir tablo ile karşılaşılmadığını söylüyor.

Birgün gazetesinin haberine  göre ise, ana muhalefet Cumhuriyet Halk Parti’li milletvekili Tur Yıldız Biçer, Türkiye’de, aşı reddi nedeni ile aşısı yapılmadığı tutanak ile tespit edilen sıfır yaş ve 1-15 yaş çocuk sayısının 12 bine ulaştığını ve bunun çok ciddi bir rakam olduğunu belirtiyor. CHP, derhal bir araştırma komisyonu kurulmasını ve toplum sağlığı açısından tehlike yaratan bu gidişatın önlenmesini istiyor.

Türkiye’nin ülke çapında çok uzun yıllardır başarılı şekilde yürütülen bir aşı sistemi var. Bulaşıcı hastalıkların kontrolü ve yayılmasını önleyen aşı kampanyaları sayesinde pek çok tehlikeli hastalık ortadan kalkmıştı.

Ancak uzmanlar, aşı karşıtı eğilimlerin yaygınlaşması durumunda kızamık, boğmaca, çoçuk felci, difteri, menenjit gibi hastalıkların yeniden yaygınlaşabileceği uyarısı yapıyor.

Dünyanın diğer bazı ülkelerinde  olduğu gibi, Türkiye’de de aşı karşıtları, karma aşıların otizme yol açtığı yolunda, yanlışlığı kanıtlanmış tezlere sarılıyorlar.

Buna ek olarak, Türkiye’de aşıya dini nedenlerle karşı çıkanlar da kayda değer oranda.

Çoçuklarını aşılatmayan ailelerin en fazla olduğu kent ise, ülkenin en muhafazakar illerinden Konya.

Dini nedenlerle aşıyı reddedenlerin bir kısmı, aşılarda domuz ürünleri kullanıldığına inanıyor.

Duvar gazetesinin haberine göre, bazıları da aşıların kısırlığa yol açtığını düşünüyor.

Gelgelelim, aşı karşıtlığını sadece dini nedenlere de bağlayamıyoruz. Her konuda komplo teorileri üretilen Türkiye’de, aşı konusunda da karanlık emeller aranmasa doğrusu şaşardık. Nitekim, sol milliyetçi bir köşe yazarı Amerikalı çıkar lobisinin gelişmekte olan ülkelerde tehlikelerini bile bile aşı pazarladığını savunuyor.

Türkiye’de ilgili makamların, kamu sağlığını tehdit eden bu mesnetsiz iddialara acilen yanıt vermesi ve gerekirse, aşıyı zorunlu hale getirmesi gerekiyor. Zira, sadece aşılanmayan bireyler değil, toplumun tamamı ciddi bir sağlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakılıyor.

Fakat, muhalefetin konuya el attığı düşünüldüğünde, hükümetin siyasi kaygılarını bir kenara itip önlem alması ihtimali de epey zayıf.

Dünya Sağlık Örgütü, her yıl Nisan ayında hem Dünya Sağlık Günü’nü hem de Dünya Aşı Günü’nü kutluyor. Liderlere de ‘sağlık, bir insan hakkıdır’ mesajı gönderiliyor.

Nisan ayı, bu yıl Türkiye’de de sağlık temalı bir ay olacak.

19-22 Nisan tarihlerinde Cumhurbaşkanlığı öncülüğünde İstanbul’da Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Sağlık Kongresi düzenlenecek.

Geleneksel ve tamamlayıcı sağlık politikası, Sağlık Bakanlığı tarafından ülke çapında uygulamaya konuyor. Hacamat ve sülük tedavisi, bundan böyle hastanelerde halkın hizmetine sunulacak.

________________

YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN
http://www.firdevstalkturkey.com/tr/

 

2174800cookie-checkİNGİLTERE… Türkiye’de sağlık sistemi, sağlıklı bir tartışmaya muhtaç

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.