İşte Yeni Türkiye’de iki farklı cami!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Bir yanda Çamlıca Camisine dünyanın en büyük alemi takılırken, diğer yanda camileri suya gömülen köylülere konteynerden cami yapıldı…
 
Isparta’nın Sütçüler ilçesinde, Yukarı Köprüçay Havzası’nda inşa edilen Kasımlar Barajı ve HES projesi, ilçeye bağlı Darıbükü köyünü su altında bıraktı. 1969 yılından bu yana çevre köylere de hizmet veren Darıbükü köyünün camisi de 6 Ocak 2017 tarihinde halk Cuma namazı kıldığı sırada barajın sularıyla doldu, ardından da tamamen su altında kaldı. Ancak yeni caminin inşaatı tamamlanmadan eskisi suya gömüldüğü için köylüler ibadethanesiz kaldı. Üç haftadır HES şirketinin şantiyesinden getirilen bir konteyneri cami olarak kullanan köylüler, evleri ve yaşam alanlarının yanında bir araya geldikleri camilerini de yitirmenin üzüntüsünü yaşıyor.
 
KÖYLÜLER CUMA NAMAZI KILARKEN CAMİYE BARAJIN SUYU DOLDU
Isparta’nın Sütçüler ilçesinde Yukarı Köprüçay Havzası’nda yapımı tamamlanan Kasımlar Barajı ve HES projesinin suları, 6 Ocak 2017 günü cuma namazı sırasında Darıbükü Köyü camisine doldu. Köylülerin namaz kıldığı sırada caminin bodrum katına dolan barajın suları, ardından da tamamını yuttu.
YAPILMASI GEREKEN CAMİNİN İNŞAATI YARIM KALDI
Diğer kamu yapılarıyla birlikte kamulaştırma bedeli ödenen ancak inşaatı yarım kalan köyün yeni camisi tamamlanmadan eskisi suya gömülünce köylüler ibadethanesiz kaldı. Geçtiğimiz ay konuyu gündeme getirdiğimiz haberin ardından ise bulunan çözüm konteyner oldu. Köyü ve camisini suya gömen baraj inşaatının şantiyesinden getirilen bir konteyner, köyün tepesinden geçen yolun kıyısına yerleştirilerek ibadethane yapıldı.
EZAN BAŞKA YERDE OKUNUYOR NAMAZ BAŞKA YERDE KILINIYOR
Köylüler, içine eski camiden kurtarılan birkaç kilimin serildiği konteynerde ibadet etmeye çalışırken, ezan ise konteynere yaklaşık 1,5 kilometre uzaklıktaki köy konağı inşaatına bağlanan bir hoparlörden okunuyor. Baraj projesi yüzünden evlerini ve yaşam alanlarını kaybeden Darıbükü köylüleri, şimdi de yaklaşık 50 yıldır buluşma mekanları olan camilerini kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.
BİR YANDA DÜNYANIN EN BÜYÜK ALEMİ BİR YANDAN KONTEYNER CAMİ
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformu, Darıbükü köyünde yaşanan trajediye yetkililerin kulaklarını tıkadıklarını kaydetti. Köye yapılması gereken yeni cami tamamlanıp yetkililere teslimi yapılmadan eskisinin su altında bırakılmasının hem yasal hem de vicdanen suç teşkil ettiği görüşü savunulan platform açıklamasında, “Darıbükü köyünde yıkım projeleri yüzünden halkın inancını bir konteynere hapsetmek, bölgede yaşanan insan hakkı ihlalleri ve şiddetin son örneğidir. Türkiye’nin gözden uzak, ücra bir köyünde bu zulüm yaşanırken, iki gün önce basında yer alan, İstanbul’da inşa edilen Çamlıca Camisine ‘dünyanın en büyük alemi takıldı’ haberleri geldiğimiz yerin özetidir: Ne yazık ki bugün bu güzel ülkemiz bir yandan camilerine dünyanın en büyük alemini takmakla övünürken öte yandan halkın ibadet etme hakkını bir konteynere hepsetmiştir. Bu ayıp ulus olarak hepimize yeter!”denildi.
‘NANO TEKNOLOJİ İLE ÖZEL ÜRETİLEN EN BÜYÜK ALEM’
135 milyon lira maliyeti olduğu belirtilen Çamlıca Camii’ne ‘dünyanın en büyük alemi’ takıldığını duyuran haber ise şöyle:
“Çamlıca camii için özel olarak yaptırılan 7 metre 77 santimetre boyundaki alem ise tamamlanarak yerine asıldı. 3 metre 12 santim genişliği ve 4,5 ton ağırlığıyla dünyanın en büyük alemi olduğu belirtilen Alem’in İstanbul’da bir firma tarafından nano teknoloji kullanılarak imal edildiği belirtildi. Paslanmaz çelikten imal edilen Alem’in geçirilen özel bir işlemin ardından rengi altın sarısına döndürüldüğü öğrenildi. 3 parçadan oluşan Alemin son parçası bugün düzenlenen bir törenle vinçle kaldırılarak 72 metre yüksekliğinde 35 metre çapındaki dev kubbesinin üzerindeki yerine takıldı. Öte yandan Çamlıca Camiinin 6 minaresi de tamamlandı. Külahları yerine yerleştiren minarelerin 4’ü 107.1 metre 2’si ise 90’ar metre. Çamlıca caminin minarelerinin toplam 608 metreyi geçiyor.”
2063700cookie-checkİşte Yeni Türkiye’de iki farklı cami!
Önceki haberİNGİLTERE… Yasak koymadan taş koymak
Sonraki haberFETÖ’cü hâkimlerin aldığı karara itiraz etti
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.