Çıkış yolu hesap sormaktan geçiyor..

Milli hafızamız zayıf denecek kadar az.
Milli hafıza tanımı bile bize yabancı.
Oysa Batılı ülkeler geçmişleriyle yüzleşmek, hesaplaşmak için hafızalarını canlı tutma kararı alıyorlar.
Ve kimileri devlet içinde  “Milli Hafıza Enstitüsü” adıyla bir birim kurup geçmişle hesaplaşma yolculuğuna çıkıyor.

AK Parti’nin yargılandığı ve kapanmanın eşiğine geldiği, Ergenekon gladyosunun önemli adamlarının arandığı, iddianamenin hazırlanıp bazı gerçeklerin suyüzüne çıkacağı noktada, Türkiye siyasetinde milli hafızanın yeri var mıdır diye soranlara hemen söyleyelim:
Vardır ve olmalıdır.

Ufuk Uras’ın TBMM Başkanlığına bugünlerde vermeyi planladığı eski darbecilerden hesap sorulmasını hedefleyen önergesinin imzaları henüz kurumamışken, Avrupa’daki bir çok ülkenin darbecilerden hesap sorduğunu, bir çoğunun darbecileri içeri tıktığını hatırlayalım..
Hafızamız zayıf ama Yunanistan’da darbeciler şu günlerde hapishane günlüklerini çala-kalem yazıyorlar.
Hayatları boyunca nasılsa çıkamayacakları içinde nice günlükler yazılacak..

Oysa bizde yapılan ihtilaller, darbe teşebbüsleri, yarım darbeler, akim darbeler, postmodern darbeler, e-darbeler öylesine çok ki, siyasi tarihin sosyolojik analizini yapacak olanların işleri pek zor.

Darbeler tarihi açısından zenginiz…
Galiba bu zenginliğin sonuna geliniyor.
Tunelin ucundaki ışık görünüyor.
Bu ışık umarım tam ve kesintisiz demokrasi ışığı olsun.
Tam ve tartışmasız bir hukuk devleti ışığı olsun.
Hukukun üstünlüğü ve insan haklarının gerçek değerinin anlaşıldığı bir ışığa ilk adım olsun.
Ergenekon’da gerçekler ortaya çıksın ya da çıkmasın…
Bu önemli soruşturmanın sonucu ne olursa olsun…
Türkiye “benim ihtilalim iyidir”i savunanlarla, “benimki seninkini döver” kavgasını yapanların bencilliği ve pis siyasetinden kurtulmalıdır.
Ya “muasır medeniyet” yolunda adımlarını sıklaştırıp yolumuza hızla devam edeceğiz.
Ya da aynı noktada saplanıp kalacağız.
Eğer muasır medeniyet deniliyorsa –ki herkes mutabık- o zaman ihtilalcilere, yani ihtilale hevesli olanlar ve bu yolu zırt-pırt tıkayanlara “dur” demek için her iki tarafında orta noktada buluşması lazım.
Hem siyasetciler açısından.
Hem “müesses nizam”ın muhafızlığını yapanlar açısından.
Yani önce ihtilallere geçit verilmeyecek ve kararlı olunacak.
Sonra eski defterler karıştırılıp, milli hafızamız canlı tutulacak ve ondan sonra yapılanların hesabı sorulmaya başlanacak.
Başka çıkış yolu yok.
Varsa bile kimse bilmiyor.

1624950cookie-checkÇıkış yolu hesap sormaktan geçiyor..

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.