Kaç çocuk yapmamız gerekiyor. Nasıl?

Şubat 2013 de ki, son araştırma sonucu, 4 kişilik ailenin açlık sınırı 1.007. TL. Yoksulluk sınırı ise 3.280.TL.

Şu anda yürürlükteki asgari ücret ise, net 674 lira 11 kuruş. Bu, 1.1.2013 den itibaren yeniden belirlenen ve artan ücret. Artış oranı günde,1.simit parası. Damga Vergisi, en fazla artan vergi. 1. 1. 2013 den itibaren artan oranı ile, asgari ücretlinin bir simit parası da, cebine girmeden damga vergisine gitti.

Şimdi bu gerçekliği saptayıp, nokta koyalım. Konumuz asgari ücret, vergi ya da simit parası değil. Durum bu.

Çocuk sayısı fazla aileler, nerede yoğunlukta, ekonomik durumları ne, çocukların durumları ne, bu konuya da girmeyelim.

Çocuk sayısı bir ikiyi geçmeyen, yada çocuk yapmayan aileleri ele alalım. Elimizde sayısal bir veri yok. Çevremize bakalım. Daha ziyade kentlerde, çalışan kadın ve erkekler, eğitim düzeyleri nisbeten iyi aileler. Bunları da tanıyoruz. Biliyoruz. Çevremizdeler.

Peki neden bunlar çocuk yapmazlar veya az çocukları vardır. Bunlara para yardımı yaparak, ya da söylemle çocuk yapmaya, zorlama kelimesini de kullanmayalım, yönlendirebilirmiyiz?

Neden çocuk yapmıyorlar peki. Bunu araştırıp, bu nedenleri nasıl ortadan kaldırabiliriz. Nasıl bir strateji izleyebiliriz. Araştırmaya değer. İlginç sonuçlar vereceği gibi, politikacılar içinde, politika üretmek bakımından güzel bir veri tabanı oluşturur.

Hiç hesap, kitap yapmadan, televizyona çıkmak, basında yer almak için, her çocuğa aylık veya ikramiye vereceğiz diye yasa teklifi verebilirsiniz. Maliyeti ne, karşılığını nereden bulacağız, araştırma gereği bile duymadan, gündemi bir iki gün meşgul etmek için popülizmde yapabilirsiniz. Bunlara da engel yok.

Sürekli açıklamalar da bulunuluyor. En az üç çocuk yapın. Sayı, beşe çıktı. Daha arttıran da var. Çocuk yapmak sorun değil. Çocuk yetiştirmek ise, hiç de kolay değil. Onlara daha iyi bir yaşam sunamayacaksak, mutsuz ve sorunlu çocuklar yetiştirme sorumluluğunu almak istememe kadar, bilinçli bir seçim olamaz. Çocuğu sokağa salmak değil, çocuğu yetiştirmek önemli.

Gece soğukda, sokakda yatan çocukları, tinel çeken çocukları görmüyormuyuz. Onların da anneleri babaları var. Herhalde böyle olsun istemediler. 100 kişilik sınıflarla, okula başlayan çocuklar var. Üniversiteden mezun olup da, yıllardır işsiz gezenler var.

Çocuk yapın demek kolay, çocuk yetiştirilmesi için ne yapıyoruz. Çocukların oynayacakları her yerde parklar mı yapıyoruz. Her mahallede bir kreş mi açıyoruz. Çocuklara iyi eğitim olanakları sağlamak için mi çaba gösteriyoruz. Gençleri, mesleğe yöneltme konusunda, işe yerleştirme konusunda, sokaklardakileri üretim sürecine yöneltme konusunda, ne yapıyoruz.

Çocuk yapın.Çocuk yapmak sorumluluk isteyen bir şey her şeyden önce. Onun geleceğini hazırlayamazsak. “Tanrı rızkını verir” anlayışı ile çocuk yapılmaz. Rızkı kazanacak ortamı yaratmak önemli. Çocukları sadaka ile mi büyüteceğiz.

Bir kural vardır. “Bir elin verdiğini, diğer el görmez” diye. Bu yaklaşım, insana ve insan onuruna verilen değer, bu gün ne durumda. Ekmek ya da yardım dağıtılırken, insanlar birbirini eziyor ve kameralar bunları çekiyor. Herkes de seyrediyor.

Devletden, belediyeden yardım alan, işe girersem bu yardımlar kesilir, iş de de güvence yok. İşten çıkarılınca ne olacak diye, işe girmekten kaçınan insanların olduğu bir toplumda yaşıyoruz.

Kışın kömür dağıtılacak alacağız. Erzak dağıtılıyor alacağız. Üretmeden hep alacağız. Başkasının eline bakacağız ve yurttaş olacağız. Sonra da, boyuna çoçuk yapacağız. Ele bakan. Nasıl yetiştireceğiz.

Çocuk bakmak anneannelerin ve babaanneleri görevi değil artık. Hangi işyerleri yanında, kamu ya da özel çocuk yuvası var. Bunların sayıları ve yararlananların sayıları ve çocukların sayıları ne. Özel bir kreşe çocuğunuzu verdiğinizde, ücret bir asgari ücretin altında mı, üstünde mi Bir durum saptaması yapmayacağız. Çocuk yapın, para dağıtacağız.

Para vererek, çocuğun gelişimi düşünülürse, çocuğa en büyük kötülük, daha baştan başlamış olur. Sadaka toplumu yaratmakla bir yere varılmaz ve sadaka ile çocuk hiç büyütülmez..

Bu gün asgari ücret ile çalışan bir işçinin çocuğunu nasıl geçindireceğini düşünelim. Çocuk sayısına göre ücret artışı, bir öğün yemek parası bile değil.

Bu konuda bir şeyler yapılmak isteniyorsa. Doğum öncesi ve sonrası, sağlıklı anne baba yanında günlerini geçirebilmesi için, ekonomik ve doğal ortamı sağlayalım. Bakımevleri ve kreşleri yapalım. Okulları yapalım. Sadece binaları değil. Orada görev alacak insanları yetiştirelim. Meslek elemanlarını yetiştirelim onlara değer verelim. Nasıl büyütecekler, nasıl doğru beslenme alacaklar. Nasıl eğitim verecekler. Ona göre, her kasabada bir üniversite değil, üniversitede görev yapacak öğretim üyelerini yetiştirelim. Üniversiteleri, apartman dairelerin de değil, yeşil alanlarda, sosyal tesisleri ile kuralım. Var olan çocuklara bu olanakları öncelikle sağlayalım. Mutsuz ve gelecek beklentisi olmayan gençler yetiştirme yerine, kendine güvenen ve geleceğe güvenle bakan insanlar yetiştirelim. Sonra çocuk sayısına bakalım.

Çocuk yapmaya, devlet ya da başkası karar vermez. Anne ve baba, geleceklerini ona göre planlayarak, çocuk yapmaya karar verirlerse, sağlıklı çocuklar yetiştirebiliriz.Anne ve babaların buna karar verebilmesi içinde, nasıl yetiştireceklerine ilşkin, olanakları görmeleri gerekir. Sağlıklı bir çevredeler mi ? Yakında çocuğun verileceği bir kreş var mı? Kreş giderini bütçeleri karşılayabilecek mi ? Çevrede, çocukların oynayacakları bir park varmı ? Çocukların yeteneklerini geliştirebilecekleri olanaklar var mı ? Spor yapacakları yer, kültürel gereksinimlerini karşılayabilecekleri kurumlar var mı ? Bunları daha da arttırabiliriz.

Çocuk yapmak ve yetiştirmek, buna karar vermek, ciddi bir iştir.

Sayı meselesi değildir herşeyden önce.

________________________

* Ankara. 26 Şubat 2013. [email protected]

1547640cookie-checkKaç çocuk yapmamız gerekiyor. Nasıl?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.