“Kadın cinayetlerine karşı yasta değil, isyandayız!”

Şefika Söylemez…
21 yaşında… İki çocuk annesi…
Boşanmak üzereydi…
Çocuklarıyla birlikte evinden ayrılmış; en azından boşanma işlemleri tamamlanıncaya dek,
dedesi ve anneannesinin yanına yerleşmişti…
Kim bilir neydi hikayesi…
Evden çıkarken neleri ardında bırakmış, yeni hayatına dair ne hayal etmişti
Ne yaşamıştı da, biri sekiz, biri 24 aylık iki küçük çocuğuyla bu kararı vermişti
En önemlisi de, neden eşine karşı koruma tedbir kararı alınmasını istemişti…
Sahi, o kararla kendini güvende hissetmiş miydi?
7 Temmuz akşamı Çanakkale’de korkunç bir cinayet işlendi…
Terk ettiği eşi, yaşadıklarından sığındığı evin önüne geldi; Şefika’yla konuşmak istediğini söyledi…
Şefika aşağı indi…
Ona ne dedi? İki el silah sesi…
Şefika göğsünden vuruldu, Yeni Kordon’da, hemen orada,
caddenin en kalabalık saatlerinde, herkesin içinde, aniden, öylece…
Şefika hasteneye kaldırıldı; kurtarılamadı
Yusuf Söylemez işlediği cinayetten kısa bir süre sonra yakalandı.

Şefika’nın cansız bedeninin toprağa verildiği gün, bir başka kadın, bir duruşmaya katıldı;
elinde eldiven, yüzünde maskeyle, bir başka şehirde…
Üzerine benzin dökülmüş; vücudu, saçları yakılmıştı…
Ona bunu yapan eski kocası “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmeye teşebbüs”ten yargılanacaktı
Gönül Çalışkan, gördüğü şiddetti, yaşadığı dehşeti anlatmak için oradaydı…

O mahkemeden bir hafta önce, günlerden birine; Türkiye, 3 kadın cinayeti haberiyle uyandı;
aşina olduğumuz haberci deyimiyle…
Sibel Kazankaya… 36 yaşındaydı…
Hikayesinin sonu; Şefika ile aynı; silahla ateş ederek öldürdü onu da boşanmak istediği kocası…
Beş çocuk annesi Şadiye Aslan’sa kocasıyla tartıştıktan sonra ağabeyinin yanına sığınmıştı…
Kocası onu sözde “barışmak” için eve götürdü, çocuklarının gözü önünde, tabancayla öldürdü…
Adana’da kocasının iki ay önce ikinci kattan attığı Dilek Balsak da koruma istemişti Şefika gibi…
Kocası, onu bu talebinden vazgeçmesi için tehdit etti, Dilek vazgeçti…
Sibel ve Şadiye’nin öldürüldüğü gün bir otomobilde bulunduğunda,
kanlar içindeydi…
Kocası, av tüfeğiyle işlediği cinayeti itiraf etti…
Ve Şefika’nın cenaze töreninden iki gün sonra, Adıyaman Gölbaşı İlçesi Yukarı Nasırlı köyünde,
15 yaşında bir kız çocuğu ölü bulundu…
3 ay önce imam nikahıyla evlendirilen Yeter, henüz çocuktu, gelin olmuştu…
Araştırılıyor; ölümüne sebep olan o av tüfeğiyle vuruldu mu, yoksa kendini mi vurdu…

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, son altı ayda, Türkiye’de 139 kadın cinayeti işlendi.
Kadınların yüzde 60′ının kocası tarafından katledildiği,
yüzde 12′sinin devlet koruması altındayken öldürüldüğü iddia edildi.
Sadece Temmuz ayının ilk haftasında 6 kadının yaşam hakkı elinden alındı.
İstanbul’da kadınlar, geçtiğimiz günlerde bu cinayetleri protesto etmek için
Cağaloğlu’ndaki Aile ve Sosyal İl Müdürlüğü’nün camından, üzerinde
“Her yerde kadın cinayeti, meclis olağanüstü toplansın” yazılı pankart sarkıttı.

Basın açıklamasında, meclisin kadın cinayetlerine karşı toplanması ve kadın örgütlerinin belirlediği, cinayetleri önleyebilecek temel şartlarla acil eylem planı oluşturulması talep edilerek, 20 Temmuz saat 14:00’te
Kadıköy’deki boğa heykelinden başlayacak kitlesel yürüyüş için çağrı yapıldı.

Hem son yıllarda yüzde 1400 oranında artış gösteren kadın cinayetlerine, hem de her gün farklı şehirlerde, farklı hikayelerle kadınlara uygulanan, gittikçe yayılan şiddete Çanakale’den de tepki yükseldi.
Çanakkale Kadın Platformu, “Kadın cinayetlerine karşı isyan” eylemi düzenledi.

İskele Meydanı’nda gerçekleşen eyleme, katılım beklenenden az; verilen mesajlar netti…
Kadınlar; kadın cinayetlerine karşı yasta değil, isyandayız, dedi.
Platform adına konuşan Özlem Ergun Açanal, öncelikle Şefika’nın ailesinin bir talebini iletti; onu öldüren kocasının soyadıyla değil; kendi soyadları Hersek’le anılmasını istediklerini söyledi.

Özlem Ergun Açanal; 21 yaşındaki Şefika Hersek’in, boşanma sürecinde olduğu kocasına karşı koruma altındayken öldürüldüğüne dikkat çekerek; bir kadının boşanmak istemesi cinayet sebebiyse, bunun hesabını kim verecek, dedi.

Açanal; “Türkiye’nin her yerinde her yaş, meslek ve statüden erkekler her yaş, meslek ve statüden kadınlara yönelik fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet uyguluyor. Şiddetin gerekçesi bölgelere göre değişiyor gibi görünse de temelde yatan sebep, erkeklerin kadınlar üzerindeki baskı talebidir. 2014 yılının ilk altı ayında 139 kadın kardeşimizi kaybetmemize rağmen ceza yasasında kadın katillerine caydırıcı bir yasal düzenleme yapılmıyor. Buradayız, çünkü erkek şiddetine karşı yaşam hakkımızı savunuyor, Şefika Hersek için adalet talep ediyoruz.
Kadın cinayetlerine karşı yasta değil isyandayız! Kadın katillerine gerekli cezalar verilsin. Devlet, kadınları korumak için seferber olmalı, alarma geçmelidir.” dedi.

Üzerinde “Susma haykır, şiddete hayır, yaşamak haktır”, “Emeğimiz, bedenimiz, canımız bizimdir”, “Kadınlara adalet, katillere müebbet” ,”Kadın cinayetlerine son” yazılı pankartlar taşıyan kadınlar; “Şefika yalnız değildir.” diye slogan attı.
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği grup,
basın açıklamasının ardından dağıldı.

768860cookie-check“Kadın cinayetlerine karşı yasta değil, isyandayız!”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.