Kadınların Aybaşı Vergisi

Eczanesinden çok bakkaliyeye dönmüş hâliyle bir büyük mağazanın, Rexall adlı satışyerinin kasiyer sırasındayım.
Ben, 81.mg’lık bebe asprini almıştım, doktorların hergün bir tane yutun tavsiyesi gereği parasını ödeyip dışarı çıkacaktım; günlük tablet hakkımı mideme indireceğim, bekliyordum.
Pek fazla uzun olmayan kasiyer bekleme sırası, önümdeki kızıl saçlı, yaşı otuzların ortasındaki kadına gelince birden uzamaya başladı.
Benim, kasa civarındaki raflarda asılı kadın dergilerinde yer alan, ¨Kim Kardaşyan’ın poposu ameliyat mı gördü?¨ veya ¨Madonna’nın göbeği iyice sarktı!¨ yahut ¨Kate Upton’ın memelerine sütyen bulunamıyor!¨ gibisinden ana sayfa fotoğraflarına bakıp sıramı beklediğim anda, o kızıl saçlı kadının sesi yavaş yavaş yüksek perdeye çıkmaya başladı; az sonra sayılı bir fırtına kopacak gibiydi.
Mesele nedir diye, Kim Kardaşyan’ın poposuyla ilgimi kesip önümdeki velveleye bakındım.
Müşteri kadın kasiyere çıkışıyordu, kasadaki kızcağız da vergiyi kendisinin ko’madığını, bir şikâyeti varsa Kanada Maliyesine gidip oraya etmesini öneriyordu.
Tartışmaya dönüşen bu karşılıklı lakırdılardan sonra sıra bana geldi, kalp krizi için yalancıktan da olsa iyi geleceği önerilen ve böylece gün boyu, biz ellisini geçmişlerin kâbustan uzak kalmasına yardımcı olacak plasibo hapı satın aldım, hayatımı garantiledim ve kapı önüne çıktım. Dışarıda beni fırtına bekliyormuş!
Elindeki fatura-fişe bakıp hâlen söylenmekte olan kızıl saçlı kadın oradaydı, beni görünce sıra komşuluğumuzdan hatırladı ve bu kez bana anlatmaya, dert yanmaya koyuldu; hırsı geçmemiş anlaşılan…
Kadınların vazgeçilmez ihtiyacı tamponun satışında uygulanan yüzde 5’lik Federal verginin yanı sıra, her eyaletin ayrı ayrı oranlarda edindiği vergi ve dahi belediyelerin atık-çöp vergisi adı altında aldığı yüzde 0.5’lik pay ile fiyatın kaçtan kaça çıktığını bana gösteriyor, ¨Tampon bir sağlık ürünüdür, lüks tüketim malı değildir, nerede kaldı sosyal devlet!¨ diye haklılığını savunuyordu.
Mesele, kadınlardaki ay hâline-menstration, regl vaziyetine ait olunca yüzüm kızardı, pek konuşamadım, fakat kızıl saçlı kadının belli ki mezkûr-adı geçen hâlinden ıstırabı vardı, sinirleri pek gergin ve bozuktu. Cinler tepesindeydi, dokunsan kıyameti koparacaktı.
Üstelik, 10 Dolarlık ürüne, o-hooo dünya kadar vergi veriyordu.
Haklı!
Fakat sosyal devlet Kanada da, haklıdır!
Kadın tamponunu fabrikalarda geliştirilmiş pamuk gibi görmektedir, Kanada Maliyesi…
Sağına soluna dikişler atılmış, ucunda ipi, naylonu bulunan, ne bileyim ben işte kullanmadım ki, bir tür pamuk-bez falan saymaktadır.
Sadece geçtiğimiz iki hafta içinde Kanadalı kadınlar arasında ¨Aybaşımızdan Vergi Alma!¨ kampanyasına 80 bin civarında imza toplanmış, hem İngiltere Kraliçesi adına Genel Valiye, hem de Başbakanlığa gönderilmek üzere hazırlanmıştır.

Vergilendirmeyi ¨Aybaşı Vergisi¨ diye adlandıran Kanadalı kadınlara bakılırsa, İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda’da, ki İngiliz Uluslartopluluğunun büyük ülkeleridir, tampon vergileri yüzde 18 civarındayken bu kampanyalarla geçtiğimiz yıllar içinde yüzde 3 seviyesine kadar indirilmiştir; neden Kanada’da olmasın, diye sorguluyorlar.
Tampon pazarı da hani fena değildir; açıkgöz kapitalistlerin iştahını artırır.
Zira sağlıklı bir kadının her ay en az 20 tampon kullandığı hesabıyla giderseniz, yılda 240 adet tampon hanımefendiler tarafından harcanmaktadır. Menapoz dönemine kadar aybaşı hâliyle harcayacağı rakam hayat boyu hesabı yapıldığında kadın başına 9 bin 800, yahut kabaca en az 10 bin adet demektir. Şimdi nüfusun hemen yarısı kadın olduğuna ve bu cesametin üçte ikisini tampon ihtiyacıyla baş başa bıraktınız mı, gelsin kârlar patron cebine, gelsin vergiler hükümet kasasına…
Kanada’da yıllık tampon harcamasını da merak etmemiz gerekiyordu ki, size yazabilelim: Yılda 525 milyon Dolarlık bir harcaması var. Vergilenen kısmı ise 40 milyon Dolara yakın…
Hükümet ve belediyeler 40 milyon Doları kaybetmek istemiyor; kadınlar ise haksızlığa uğradıklarını iddia ediyor.
Bu haksızlığın bir feminist yanı da var ki, burası tam evlere şenliktir. Feminist kadınlara bakarsanız, aybaşı hâli erkeklerde olmadığı için onlardan bu vergi alınamıyor ve bu yüzden toplumsal eşitsizlik yaratılmış oluyor.
Bazı erkek yazarların ise bu soruyla karşılaştıklarında, ¨Biz prezervatif-kaput kullanıyoruz, onun da vergisi var!¨ deyince, feministler, ¨Kullanıyorsanız, keyfiniz için kullanıyorsunuz!¨ diye abuk cevap sallıyor, bu kez erkek tarafı atağa kalkıp ¨İyi de bunun hem doğum kontrolü yanı, hem de sağlık açısından bulaşıcı hastalıklar riskine ait kısmı var, asıl prezervatiflerdeki vergi kalkmalı, fakat biz erkekler vergisine bile razıyız, yeter ki…¨ diyorlar; yeter ki’nin arkasını getiremiyorlar.
Buradan çıkan sonuç şudur: Erkekler dünyanın her yerinde zor ve zahmetli zamanlar geçiriyor.
Kanada’nın son günlerde uğraştığı konular arasında, işte böylesi, tamponlu ve prezervatifli tartışmalar, atışmalar, kampanyalar var.
Bana sorarsanız, mesele Maça Kızı‘yla Maça Papazı arasındaki iskambil kavgasıdır.

__________________

[email protected]

1593610cookie-checkKadınların Aybaşı Vergisi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.