Kadınların dostluğu

Kadınları severim, kadınlar incedir, şair ruhludur. Kabalıkta erkeği yarı yolda bırakacak kadınlar da az değildir bu arada. Kadınlar şair ruhludur ama iyi kadın şair yok denecek kadar azdır. O erkeğe kesmiş kadınları saymazsak, gözleri çakmak çakmak, müdür olmak, rektör olmak, holding yöneticisi olmak, köşe yazarı olmak için canını dişine takmış kadınları saymazsak bütün kadınlar ince ruhludur. Ben erkeklerden çok kadınlarla dostluk etmeyi severim. Üniversitede bir genç arkadaşımız vardı. Adını bile bilmiyorum. Koridorda raslaştıkça selamlaşırdık. O ingiliz dili ve edebiyatı öğrencisiydi, ben fransız dili ve edebiyatı öğrencisiydim. Belli ki paralı kesimdendi, iyi giyinirdi, ayrıca yakışıklıydı, benim gibi değildi yani. Bir gün yanıma geldi ve bana şöyle dedi: “Sana gıpta ediyorum. Kızlarla ne güzel arkadaşsın. Uzaktan gözlüyorum seni. Bense neden bilmem bu işi bir türlü beceremiyorum.” Ben de ona şöyle dedim: “Ben onlarla yalnızca dostluk ediyorum. Başka bir şey yaptığım yok ki.” O üzgün yanıtladı beni: “Ben de onu istiyorum zaten ama bir türlü olmuyor.”

Kadınlara doğallığınızla değil de hesaplılıkla yöneldiğiniz zaman ürküntü yaratırsınız. Hele bizim kadınlarımız yakınlaşmakta oldukça ölçülüdürler. Anaları ve babaları onları erkek korkusuyla yetiştirmiştir. Ancak onlara herhangi biri olarak yönelirseniz tedirgin olmazlar. Bizim gençliğimizde daha çok öyleydi ama bugün bile kadınlar sevgili olmaktan çok bacı olmaya yatkındırlar. Ben bu bacı kardeş havasını hiç sevmem. Benim için dostluk önemlidir. İlle yakınımda bir kadın olmalı telaşından da her zaman nefret etmişimdir. Beni tanımayanlar amma çapkın adam demişlerdir benim için. Oysa ben şimdi olduğu gibi gençken de aşıkane ilişkilerden korkardım. Aşık olduğum zaman bile son derece çekinik kalırdım. Bir kadını yüklenmek ve onun boyunduruğu altına girmek olacak iş değildi. Aşklarımı kız arkadaşlarımla uzun uzun konuştuğumu, onların beni uzun uzun avutmaya çalıştığını bilirim. Kadınları bir çırpıda avucunun içine alan erkeklere de hiç özenmedim. Ben her zaman dostluktan yana oldum. Pythagoras’ın “Dostluk uyumlu eşitliktir” sözünü pek severim.

Dost dediğimiz zaman az sayıda insan gelir aklımıza. Bir insanın kaç dostu olur ki! Sokrates “İnsan koyunlarını dostlarından daha çabuk sayar” dermiş. Kaç dostun var sorusunu yanıtlamak kolay mı? Çok dostunuz varsa dostunuz yok demektir. Kimileri her önlerine çıkana dostum demeyi alışkanlık edinmişlerdir. Ben zaman zaman bunun tedirginliğini yaşamışımdır. Hele iki kere yüzünü gördüğüm adam üçüncüde uydurma bir içtenlik gösterisine kalktı mı tepem atar. Aristoteles “İnsan dostunu birlikte epeyce tuz yedikten sonra anlar ancak” demiş. Birine dost demek için onunla bir geçmişiniz olacak. Üç günde dost olursanız altı günde düşman olabilirsiniz. Şarap gibi eskiyecek dostluk, eskidikçe güzelleşecek, bu arada içine pislikler karışmayacak, en küçük bir olumsuzluk bile karışmayacak. Bu yüzden bencillerin, hırslıların, kendini beğenmişlerin, kendine aşırı güvenenlerin, cimrilerin, özel görevlilerin kumaşı dost olmak için elverişli değildir. Dostluk dediğimiz zenginlik ancak sağlam kişilikler üzerine kurulabilir. Zayıf kişilikli kimseler çok isteseler de dost olmayı beceremezler. Her şey çok iyi gidiyor derken bir de bakarsınız paçanızdan kapıvermiş. O yüzden Seneca pek haklı olarak dostlarımızı forumda ya da senatoda bulamayacağımızı söyler. Onları daha başka yerlerde aramalıyız.

Francis Bacon dostları zamanı çalan insanlar olarak nitelendirir. Evet, işin bir de bu yüzü var. Gerçekte iyi bir dost zamana saygısı olan insan olmalıdır. İnsan olmanın temel koşullarından biri de zamana saygılı olmak değil midir? Hele başkalarının vaktinden çalmak iyiden iyiye insanlık dışı görünür bana. Dostlar birbirlerini anlarlar. Zamanı bol bol harcayan birinin dostu da zamanı bol bol harcayan biri olmalıdır. Gene de dostluğu çene çalma kurumu olarak değil de bir kültür kurumu olarak görmek doğru olur. Dostum benim gelişmeme katkıda bulunabilmeli, ben de dostumun gelişmesine katkıda bulunabilmeliyim. Erkeklerden çok kadınlarla dost olmayı severim dedim ama ben her şeyden önce dost olmayı severim. Dostlarımla çok seyrek görüşüyor olmam elbette vakit darlığındandır. Ciddi işlerle uğraşıyorsanız vakti rahat rahat kullanamazsınız. Gene de dostluk için kadınlar daha iyidir. Bir kadınla dost kalabiliyorsanız size dostluk denen şeyin gerektirdiği içtenliği daha çabuk ve daha sağlam verecektir. Erkeklerle dostluklarımda sevimsizliğe benzer, içtenlikli olmamaya benzer, hatta ikiyüzlülüğe benzer bir şeyler bulmuşumdur zaman zaman. Erkek dediğimiz adam kafası olmasa da kafasıyla iş görmeye yatkındır. Kadını kadın yapan o güzelim duygusallığı değil mi? Şu zamanda kadınlar da erkeksileşti diyorsanız ona da bir şey diyemem elbet.

643550cookie-checkKadınların dostluğu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.