Kafkasya ve Avrasya'da kurtların dansı

Gürcistan, kendi sınırları içerisinde bulunan Güney Osetya özerk bölgesine saldırdı. Rusya da buna karşılık Gürcistan’a yönelik çok sert ve kapsamlı bir kara ve hava askeri operasyonu gerçekleştirdi. Görkemli Pekin Olimpiyatlarını gölgede bırakacak düzeyde uluslar arası ilişkilerin merkezine Gürcü-Rus savaşı oturdu. Rusya’nın müdahalesi ile askeri saldırılarla diploması bir anda iç içe geçti.

 Gürcistan’da Soros’un uzun yıllar yürütmüş olduğu ‘kadife’ operasyonu ile iktidara gelen Cumhurbaşkanı Saakaşvili, Gürcistan’ı ABD’nin askeri üssü haline getirmeye başladı. Hem Gürcü askeri güçleri ABD tarafından eğitilmekte hem de Gürcü ordusu ABD silahlarıyla donatılmaktadır. ABD bölgesel etkinliğini arttırmak için Gürcistan’ı fiilen bir denem tahtası olarak kullanıyor. Gürcistan’ın Osetya  ve Abhaza bölgesine yönelik yaptığı askeri hamlelerin arkasında ABD var. Gelişmeleri günü gününe takip eden Rusya’nın beklenenden çok sert bir şekilde verdiği askeri yanıt, aslen ABD’ye yöneliktir. Bu bir bakıma dolaylı olarak, Avrasya ve Kafkasya üzerinde yürütülen Rusya-ABD rekabeti ve çatışmasıdır.
 ABD’nin tanınmış en önemli Avrasya uzmanlarından Brzezinski “Dünyanın iki bölgesine, Ortadoğu ve Avrasya’ya hâkim olan dünya’ya hâkim olur” değerlendirmesi oldukça önemlidir. Bu iki bölge petrol ve doğal gaz gibi azami karın çok yüksek olduğu enerji yataklarının merkezi durumundadır. Bu nedenle küresel kapitalist güçlerin rekabet ve çatışma alanlarında dönüşmüş durumda. 

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kendisini dünyanın imparatoru olarak ilan ABD, bu bölgeler üzerinde sınırsız bir egemenlik kurmak için ‘yeni’ stratejiler ve politikalar geliştirdi. Rusya’nın içerisine düştüğü ekonomik ve politik krizi de dikkate alarak Avrasya bölgesinde etkin olmak ve bölgenin enerji yataklarını kontrol etmek için ciddi yönelimler içerisine girdi. Önce Türki cumhuriyetler olarak bilenen Avrasya’nın kalbi durumundaki ülkelere yöneldi. Türkiye üzerinde bu bölgede etkinliğini artırmaya çalıştı. Özellikle 11 Eylül 2001 olaylarını da bahane ederek Türkmenistan, Özbekistan’da askeri üsler kurmaya yöneldi. Daha sonra Litvanya, Letonya, Estonya ve Ukrayna’yı AB ve NATO sürecine dâhil ederek Rusya’yı kuşatma stratejisini geliştirdi.  Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan’ı da 2012 yılında NATO’ya dâhil etmek için hazırlanan planı uygulamaya koymaya başladı. Bölge coğrafyasını 21.yüzyılın ‘yeni’ küresel sömürgesi haline getirmek için Afganistan ve Irak işgal edildi. Amaç Rusya’yı bütünlüklü olarak kuşatılıp, bölgesel ilişkilerde etkinliğini minimum düzeye indirip kontrol altında tutmaktır. Bu politika ABD öncülüğünden geliştirilmesine rağmen Avrupa Birliği tarafından da çok aktif olarak destekleniyor.
Putin’in Rusya’da devlet başkanlığına gelmesiyle birlikte, devletin ekonomik ve politik yapısını yeniden organize ederek iç krizi çok hızlı bir şekilde aştı.  Bölgesel etkinliğini ciddi oranda arttırdı. ABD’nin Afganistan ve Irak’ta içerisine girdiği askeri ve politik çıkmaz, Rusya’nın Avrasya’daki etkinliğini önemli oranda arttıran bir faktör oldu. Türk Cumhuriyetleriyle stratejik ilişkiler geliştirdi. Rusya’nın önerisiyle oluşturulan bölgesel Şengay paktı ile Avrasya bölgesi yeniden dizayn  edildi. Özellikle doğal gaz üretimiyle AB karşısında stratejik konumunu çok ciddi oranda arttırdı. Askeri ve teknolojik gücünü hızla yenileyen Rusya, en azında bölgesel bir güç olarak, özellikle Avrasya-Kafkasya’da mutlak söz sahibi olduğunu ABD ve Avrupa’ya duyurmak istiyor.

ABD, özellikle Avrasya ve Kafkasya bölgesinde beklenen etkinliğini sağlayamadı. Afganistan ve Irak çıkmazı,  küresel imparatorluğa soyunan ABD’yi önemli oranda etkilemiş durumda. Askeri gücün de tek başına çözüm olmayacağını gören Pentagon yöneticileri, Rusya’nın bölgesel etkinliğini sınırlamak için özellikle Kafkaslarda politik istikrarsızlığı derinleştirmenin yollarını aramaktadırlar. Rusya’nın bölgesel gücünü iç istikrarsızlıklara yönlendirerek bir bakıma zamana oynamaktadırlar. Özellikle bölgesel azınlıkları bu sürecin bir parçası haline getirmeye çalışıyor. Eski Sovyetler Birliği sınırları içerisinde büyük-küçük onlarca özerk bölge bulunmaktadır. Hemen her devlet sınırları içerisinde bulunan özerk bölgeler çatışmaların gerekçeleri haline getirilmiş bulunuyor. ABD ve AB, kendi çıkarları için kullanılabilecek yerlerde ‘özerk bölgeleri’ desteklemekte, ihtiyacına yanıt vermeyen yerlerde ise tersini yapmaktadır. Örneğin Kosova’ya bağımsızlık verilirken, Gürcistan sınırları içerisinde bulunan özerk Abhaza veya Osetya’ya karşı çıkmakta ve hatta Gürcü askeri güçlerinin buralara yönelik saldırılarını dolaylı olarak desteklemektedirler.

Rusya’nın ortaya koyduğu tutum askeri olmaktan çok politiktir. Bölgesel politikalarını uygulamakta çok kararlı olduğunu mesajını çok açık olarak vermiş oldu. Kafkasya-Avrasya bölgesinde politik çıkarları için gerektiğinde askeri gücü kesintisiz olarak kullanacağı mesajını hem ABD’ye hem de AB’ye vermiş oldu.

Gürcistan-Rusya savaşı bütün bölgeyi kapsayacak durumda değil. Dahası bölgesel güç ilişkileri bakımından bu çok zor görünüyor. Ancak herkes alacağı mesajı almış durumda.

______________

[email protected]

1606220cookie-checkKafkasya ve Avrasya'da kurtların dansı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.