Kalbim asi bir atdır, zaptı zor..

rüyalarımın içinde soluyan, asi bir atdır kalbim… Zaptı zor…


Aşkın ne menem bir yarayı büyüttüğünü bilirim, gözyaşlarıyla katık edilen ekmeğin tadını da… Kimbilir benden başka kaç kadın daha bilir…Tepemde leylaktan bir parça ay, danseder tutunup saçlarıma… aman asla aman… Sulusepken bir romantizmin içinde savrulduğum sanılmasın, ağlamakla mahşeri birbirine karıştıran insanlardan hiç olmadım.


Her gece yatağımın baş ucuna bağladığım, sabah olunca çözüp göğsüme taktığım, asi bir atdır kalbim… Miller aşarız gecelerce… Okyanuslar geçeriz… Hayal adalar kurarız dizdize… Bilinen şeyler değildir konuştuklarımız. Kalbim kimsenin yanında o kadar özgür değildir kimseye. Bilirim bir tek banadır isyanı, ürkünce siner göğsüme … 


Birlikte çok yol katettik, boşuna değil bunca kelime. Onun yanında boynum ince-boynum kıl-boynum kopası bir eğrilikte… Daha fazla değilim kim ne kadarını görürse… Haritalar çizdik, gidilmesi zor kıtalar keşfettik biz… Uzun methiyeler düzdük yeri geldi. Yeri geldi bir kalemde çizdik isimleri. 


Kalbim asi bir atdır, zordur zaptı.. O beni tutmaz ama ben onun tutarım iplerini… Bir adım ileri iki adım geri olmadık hiç, dinleyince birbirimizi… ama daima benden önde… Şaşıyorum bazen asi bir başka atın ayakları altında kalanlara… Başbaşa olmak iyidir ama saç saça olmak niye… Sanılmasın bir şeyleri birşeylere yamadığım, teldeki güzel kuşun hafifliği ne ise , odur ağzımdaki kelimelerin sıradanlığı… Büyük büyük konuşup küçük küçük kımıldayan insanlardan olmadım hiç… Hiç değilse küçüksem küçücüğüm diyebilirim… 


Kalbim… Her gece yatağımın baş ucuna bağladığım, sabah olunca çözüp göğsüme taktığım asi bir atdır…  Çiçekler böcekler saymayacağım.. Ama mantık abidesi kesilip de kafanızı da yormayacağım… Kaya bilir kayalığını… Kalp bilir açlığını… Havanda dövmüşlüğüm çoktur tuz basıp yarama… Ne kadar da zordur kalbini açması bir insanın başka bir insana… Bazen İki mısra yeter, bazen sayfalar dolusu kitaplar yetmez anlatmaya… Aydın düşünce nedir konusu biraz ucu açık bir konu… Sen kalk önündeki işe laf et, sonrada neden yaptım’ın hazımsız muhasebesine gir… Aman asla aman… Kafiyelerle bozduğum düşünülmesin… Kafiyeleri bir araya getiren bir ağız alışkanlığıdır fikrim…


Kalabalıklarda da yürüdük… Yalnızlığımızda da… Çoğu zaman terketmeye yeltenmiştir beni, o zaman da ben sıkıca tutmuşumdur… İyi anlaşırız… Vücut haritasında en büyük et parçasıdır… İstanbul’da yaşar, Atatürk’ü sever, kimliğinde ana yurdu Türkiye yazar, dili Türkçe, dini Müslüman… Kime anlatsa derdini -tabi anlatırsa- biraz yavan… Pek tanınmaz hatta tanınmışlık hissi onun ruhuna yakışmaz, ne de olsa her insanda var… Ne bana körü körüne inanır, ne de alıp başını gitmesine izin veririm  kızınca… Ne içimdedir tamamen ne de tamamen dışımda…


Her gece yatağımın baş ucuna bağladığım, sabah olunca çözüp göğsüme taktığım, asi bir atdır kalbim… zaptı zor… Aklıma bir sürü düşünce salar. Kimine karşılık verir kimine saklanırım, benim en sevgili perişanlığım… Gururum onun elinde.  Böyle yaşamaktan memnunum. Yıldızları saymayı ona ben öğrettim, o da bana yıldızlardan fal bakmayı… Aklım bir çift lafa takılıyor, ‘adam sende’ diyor ‘geç bunları’… Kafaları çekip yıldızları seyrediyoruz. Güya dışarıda bir savaş bir kavga… Bunlarla birbirimizi hiç yormuyoruz… Bazen kırmızı kadifeden bir yastık, başımı yaslıyorum omuzuma. Bazen bir at… öyle şahlanıyor ki karşımda… o zaman durdurmam imkansız… Haydi koş diyorum… Şimdi senin zamanın… Ne de olsa onun da hakkı var biraz hava almaya…



[email protected]


SİBEL BENGÜ’NÜN DİĞER YAZILARI


– Çok sevgili sevgililer günü için…
– Açık reçete…
– Çocuk
– Sen de kimsin?
– Kar yağarken pencerenden…
– Bayramları nasıl bilirdiniz?
– Ne kadar buradasın?
– Bu hayat nasıl geçer?
– Aşık kimdir?
– Aşk ne değildir?
– Aşk nedir?
– Herşeyin bir şeyi vardır…
– İyi insan kimdir?
– Kaygı çok kaygan bir kelimedir…
– Bumerang aşklar…
– İstanbul’da yine yağmur var…
– Kelimeler, kelimeler, kelimeler…
– Bir şairin bildiği sevgi/ Attila İlhan için…
– Nedir, niyedir? Neyse…
– İnsan bazen kendini bırakıp delice gitmek istiyor…
– 3 kadın 1 kritik…
– Hayatın şablonu mu var?
Haydi dostlar buyrun kahveye…
Muhakkak…
Aşk’a herşey dahil…
Bir İstanbul hatırası
Kadın dediğin
‘Adam gibi adam’ dedikleri…
Mantığım intihar, ruhum serseri… 
– Hiç-bir-şey anlamıyorum… 
– Hayal adalar… 
– Kırmızı başlıklı kızın nesi var?  
– İstanbul’a bir günlük firar… 
-Bırak deli desinler… 
-‘Sen benim rüzgar gülümsün…’ 
-Pardon tanışıyor muyuz? 
-İstanbul 
-Kıymık… 
-Siz mağrur musunuz? 
-Ne kadar önemsiyoruz yarınlarımızı? 
-Küçük şeyler… 
-Yürek mahrem bir bölgedir 
-Kiler… 
-Keşke 
-Anne karabiyesi… 
-Tren garları… 
-Yangın yeridir yürek, külleri kelimeler…
-Bir gün… gemiler… geçer… 
-Önsöz 
-O fotoğraf… 
-Durup dururken… 
-İçiyorsam sebebi var…
-Susmak üzerine… 
-Zor…anlatması zor… 
– Ciddi insan… 
-Kalbim Anadolu…
-Aşk niye biter? 
-Oğlum şiir oku…çünkü…
-Ne olmazsa olmasın, içinde sen varsın 
-Ölüm diye bir şey var… 
-Kırmızı başlıklı kızın neyi var?.. 
-Bebek’te gitmek zamanı…
-Kadın…nedir senin aşktan anladığın? 
-Altı üstü bir küre… 
-Aşk seni sordular…
-Atlıkarınca… 
-Dün haberini aldım…
-AY bilmecesi… 
-Karanlıktan korktuğumu nereden bildiniz? 
-Yüreğimin tozunu aldım… 
-Ne zaman yağmur düşse bu şehre… 
-Onlarca onlar...
-Kimsin sen?
-Bir sevgililer günü klasiği…_
-Nakış… 
-Rüya 
-Bilmen gerek… 
-Olgunluk… 
-İlk şiir 
-Kadınlar ne ister? 
-Meraklanınca 
-Sekiz onbeş vapuru 
-Olmayınca bir adamın gözleri 
-Biz İstanbulu sevdik 
-Tatiiil…. gel artık ben delirmeden…
-Ey kalbim…
-Sana yazdığım son şiirin içindesin şimdi…
-Tamiri zor oyuncaklar

Hayat bir köprüdür oğlum… 
-Kim 
-Kol düğmesi 
-Nasıl anlatsam… 
-Gökte yakut, yerde zift karası… 
-Hadisene 
-Gökte yakut, yerde zift karas -3- (adam) 
-Gökte yakut, yerde zift karası -5 (kör olursun) 
-Gökte yakut,yerde zift karası – 6 (Gardiyan) 
-Gökte yakut, yerde zift karası – 8 (ilaç)
-The Fountain…
-En uzun cümlelerim 
-Öyküler
-Birvarmış, bir yokmuş…
-Buluşma 
-En kısa cümlelerim…
-Eyvallah           
-Of the record
-Yaşarız yaşanacak ne varsa bahtımızda…
-Çok insani bir takıntı 
-İki kaşın arasından geçiyordu 
-Adı yok 
-Murtaza, Cavidan ve sardunyalar…. 
-Bir hancı bir de yolcu… 
-Sayın İstanbul
-Bir şarkının çağrıştırdıkları…
-Yağmur ikindisi
-Bir ağustos bakıyorsun ki… 
-Hayat durduk yere bitmez gülüm
-Özgürlük mü yoksa bir kafes mi?
-İstanbul da bir sabah…
-Az şekerli çay 
-Ekvator çizgisi
-Kızmaktan daha marifetli işimiz yok mu şu dünyada?
-İşte bir gün daha bitti
-Yaz
-İstanbl’da yağmur ikindisi…
-Önemli olan neydi?
-İki kelime             
-Bir şiirin içinden geçmek
-Aşk olmasaydı ne olurdu?
-Basit miydi?
 
-İnsan biliyor… 
-Bir fotoğrafın içinden yıldızlar geçiyordu…
-Herşey biraz yalnızlık mıydı?…
-Rüzgar ne anlatır?
-Kader diye bir şey
-Yalnızlığın işaretleri

712010cookie-checkKalbim asi bir atdır, zaptı zor..

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.