Kanada notları (III)

Montreal’i sıcaklar bastı.
Sincaplar birden çoğaldı her yerde.
Sanki bahçelerden, ağaçlardan sincap fışkırıyor.
Parklar ise onların vazgeçilmez mekanları.
Tabii hayvana karşı duyarlık had safhada.
Sadece sincaplar değil, kedi ve köpekler halk için son derece değerli varlıklar.
Gerçi karların tam da eridiği Nisan ayı sonlarında, köpek pislikleri de minik adacıklar halinde kendini gösteriyor ama bu kadar ihmal ve hata Kadı kızında dahi olur derler ya o türden.
Bunlar ihmalci ve duyarsız takımından örnekler.
Genelde gerek parklarda ve gerekse caddelerinde gezdirilen köpeklerin çevreyi pislememesi için herkes tedbirli.
Sokak köpeklerine, yani başıboş hayvanlara hiç rastlamadık.
Ya gözümüzden kaçtı, ya da gerçekten sokaklarda kalmış köpek yok.
Kediye düşkünler…Evlerde beslenen kedi sayısını tahmin etmek oldukça zor.
Bizim Ankara Çankaya’daki sitede yaşayan iki-üç kediyi çekemeyenler utansın…
O kedileri besleyenleri “düşman” belleyen kafalar burada yok.
Hele kediler için konmuş su kaplarına tekme atan psikopatlar hiç yok.
Buralarda köpek ve kediler evlerde, ya da barınaklarda bakılıyorlar.

Mayıs ayı burada da, doğanın adeta tüm renklere boyanmasıyla kendisini gösteriyor.
Her taraf renkli ağaçlar ve çiçeklerle dolu ve insanın ruhuna iyi geliyor.
Doğaya düşkünler ve evlerinin önlerindeki minik bahçelerinde dahi çiçekler dikmekten büyük keyif alıyorlar.
Belediyesi de çiçek konusunda çok duyarlı.
Caddeler ve yol boyu her yer, çiçeklerle süsleniyor.
Havalar ısındıkça, minikler, anaokulu öğrencileri öğretmenleri tarafından okul dışına çıkarılıyor. Ya okulun bahçesinde, ya bir parkta doğa sevgisi aşılanıyor.
Çeşitli sporlara yönlendiriliyorlar.
Bizdeki gibi anaokulu öğrencileri, toplumsal olayları önlemekte orantısız güç olarak halka karşı kullanılan adeta “ cinayet aracı” olarak algılanan Toma’lara bindirilip, su fışkırtma talimi yaptırılmıyor buralarda.
O minik yavrular da, oyuncak sandıkları TOMA içine girip kullandıkları suyun, 15-20 yıl sonra kendilerine sıkılacağından habersizler.
Şırnak’ın Silopi ilçesindeki emniyet müdürlüğü bahçesinde, traji-komik olayın göbeğine oturtulan bu yavrularımızın, hiçbir şeyden habersiz sevinç çığlıkları atmasından kimlerin utanması gerektiğini yazmaya bile gerek yok.
“Kediye işkence” diye bir şey ve de TOMA denen araç burada henüz icat edilmiş değil.
Dün Silopi’de bizim minikler TOMA ile tanışırken, aynı yaşlardaki Montreal’li anaokulu öğrencileri Galt Sokağındaki anaokulu bahçesinde öğretmenleri ile birlikte ip atlıyorlardı neşe içinde…
(Son)

1630480cookie-checkKanada notları (III)

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.