KANADA’DAN… Dertli Divani

Dertli Divani, Toronto’da Anadolu kültürünü tanıttı… Kanada Alevi Kültür Derneği, Toronto’da varlığını hissettiriyor. Yapılagelen etkinliklerle adından sıkça söz ettiren dernek, şubat ayında, hafta boyunca Alevi kültürünü tanıttı.

Etkinliğe Türkiye’den Dertli Divani, Almanya’dan Hıdır Şenol, Toronto Üniversitesi etnomuzikoloji profesörü ve Alevi kültürü araştırmacısı Irene Markoff, Kanadalı türkü bacı Brenna McCrimmon ve yerel sanatçılar katıldı. Markoff ve Crimmon türkülerin yanısıra, çok güzel Türkçe konuşuyorlar.

5 Şubat 2005’ de başlayan etkinlikler dizisinin ilki, Ukrayna Kültür Merkezinde oldu!

Ne Alevi Derneği’nin, ne Kanada Türk Dernekleri Federasyonu’nun, ne de diğer derneklerin kendilerine ait bir kültür salonunun olmayışı, yer bulma sorunu yaratıyor. Düğün, toplantı, müzik dinletisi, tiyatro gibi etkinlikler için, başka toplumların salonlarına binlerce dolar kira akıyor.

Salon bir yana, Toronto’da kendine ait lokali olan bir Türk derneği yok. Kiralık lokalde olan dernek sayısı bile, bir-iki tane.Derneklerin çoğu kağıt üzerinde.

Oysaki Kanada yasaları, dernekleşmeyi ve sosyal örgütlenmeyi destekliyor, teşvik ediyor. Her nedense Kanadalı Türkler, camilerin ve kahvelerin dışında pek bir araya gelemiyor.

12 Şubatta Dertli Divani’nin yönetiminde yapılan Birlik Ceminde, Alevi derneğine lokal ve salon olabilecek yer satın alınmasına karar verildi.

Şimdilerde cebe atılacak eller, çocuklarının düğünlerinin maliyetini düşüreceğe benzer.

Salt düğünleri kapsamayan bu tez, Türk Kültür Derneğine’ de, Federasyon için de, diğer derneklere de geçerli.

Dertli Divani, bağlamanın filozofu oldu çağladı. Hıdır Şenol gitarıyla yürekleri dağladı.

5 Şubat 2005’ de  başlayan ilk  etkinliğe 200’e yakın katılım oldu. Alevi Kültür Derneği’nin önceki etkinliklerine göre, bu sayı çok azdı. Yetkililer, “Dertli Divani ile ücretsiz etkinlikler silsilesinin süreceğinin önceden duyrulmasından ötürü, izleyicinin bölünmüş olabileceğini” belirttiler.

Öte yandan, Ali Mahsuni’nin vizesinin yetişememesi üzerine, Almanya’dan Hıdır Şenol’u davet eden kurul, Hıdır Şenol’u da  yeterince duyuramayınca izleyici sayısı sınırlı kaldı.

Hıdır Şenol duyurulabilseydi ne kadar izleyici toplardı bilinmez. Ama bilinen bir gerçek var ki, Şenol’u izleyemeyenler çok şey kaybetti.

Bağlamasıyla sevişen, sesin her rengine girebilen, gitarıyla resital veren ozan, ‘Haydar Haydar’ ı klasik müziğe dönüştürerek, gitarını şelpe tekniğiyle yorumlarken, ayakta alkışlandı.

Köln Üniversitesi’nin Müzik ve Tarih bölümünde okuyan sanatçı, “Gurbet Düğünlerinde Türk Müziği” adlı tez çalışmasını bitirdikten sonra, batı  çalgılarıyla Halk Müziğini buluşturarak  ‘doğu’ ve ‘batı’ sentezi oluşturacağı yeni albümünün çalışmalarına başlayacak.

 “Alevi  Kültürünü Tanıtma ve Toplumsal Dayanışma Gecesi”  adıyla düzenlenen etkinlikte; küçük Melike Palta’nın sazıyla eşlik ettiği çocuk korosu ve çocuk semah ekibi de gösteri yaptı.

Dernek başkanı Ali Kılınç, Alevi inancı ile ilgili olarak Türk hükümetinin takınmış olduğu tutumu eleştiren konuşmasında: “Alevi insanların nüfus kağıtlarına hala çağ dışı bir biçimde zorla ‘İslam’ yazılmamasını, Alevilerden toplanan vergilerle devletin dini kurumlarına  milyarlarca dolar para aktarılmamasını, taleplerinin eşit  şekilde dinlenmesini ve Sivas Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen 37  insanın anısına saygı gösterilerek ve hala Madımak Oteli’nin kebapçı olarak  kullanılan bölümünün ‘insanlık müzesi’ne dönüştürülmesini talep ettiklerini” söyledi.

Yerel sanatçılar, Yılmaz – Özgür ikilisi, ozan Kubilay’ın bağlaması ve türküleri, piyanist Murat Toy ve  Celal-Kemal grubunun dinletisi geceyi renklendirdi.

Yarin yanağından gayrı herşey paylaşılır

100’ ün üzerinde bestesi olan ve besteleri çokça sanatçı tarafından okunan Dertli Divani; 12 Şubatta yönettiği cem töreninden önce, hafta boyunca söyleşiler düzenledi.

Aşık-ozan geleneğinden gelen Divani, bağlamasının yanısıra, dünya görüşünü ve felsefesini de sık sık dile getirdiğinden, televizyon kanallarında pek yer bulamıyor. O’nun da  televizyonlarda görünmek gibi bir derdi yok. Dertli Divani’nin tek derdi: İnsanın ezilmesi .

Türkü aralarında Alevi felsefesinden sıkça söz eden Divani, söyleşilerinde Aleviliğin din ve mezhep olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Alevilik, tüm dinlerin en güzel yanlarını almış, bunu kendine göre yorumlamış, tanrıyı insana indirgeyen ve insanı en yüce varlık olarak kabul eden  bir görüştür. Alevilik doğuştan veya soydan olmaz. İnsanlık felsefesini özümseyen ve benimseyen herkes Alevi olabilir. Belimden gelen değil, yolumdan giden benimledir” dedi.

Bir filozof titizliğiyle soruları yanıtlayan ozan, Alevilik ve halk ozanlığı arasındaki ilintiyi şöyle açıkladı “Bağlama, Alevi kültürüyle özdeşleşen bir sazdır. Halk edebiyatını, halk türkülerini, semah ve deyişleri genel olarak Alevi halk ozanları yorumluyor. Ancak, Alevi kökeninden gelmeyen  ozanlarımız da var. Örnegin Kaygusuz Abdal, Alevi olmadığı halde bu kültür içinde çok belirgin bir yere sahip. Cemlerin sonunda lokmalar yenir ve en son ‘Kaygusuz Lokması’ alınır. Şeh Bedrettin Alevi değil, fakat ‘yarın yanağından gayri her şey  paylaşılır’ diyebilen ve kendi çağına çok büyük hizmetler veren bu kişiyi Alevi toplumu bağrına basmıştır. Dolayısı ile deyişler, türküler Alevi toplumuna özgüdür demek yanlış olur, ama ana kaynaklarından biridir diyebiliriz.”

Aleviğin özünün ‘insan’ olduğunu vurgulayan  ozan, Alevi inancını ise şöyle özetledi:

“Alevilik yazılı değil, sözlü kaynağa dayanır. Felsefeden uzaklaşmadan  sürekli kendini yenileyen, çağa göre yorumlayan bir inançtır.  Alevilik şekle değil öze yöneliktir. İbadetin şekli olmaz. Eline, beline, diline sadık olursan; aşına, işine, eşine bağlı kalırsan, tüm dünya halklarını dostça ve kardeşçe kucaklayabilirsen, en büyük ibadeti yapmış olursun.”

Konfüçyüs, Eflatun, Sokrates’i okuduğunu ama bir şey bilmediğini savunanlardan olduğunu belirten  Dertli Divani : ” Çağa ayak uydurmanın tek yolu okumaktan araştırmaktan ve üretmekten geçer, bunun için ne bulursam okuyorum. Herkese yemek, içmek gibi okumalarını tavsiye ediyorum.” dedi.

Alevi öğretisinin ders kitaplarına gireceğinin hatırlatılması üzerine, Divani şunları söyledi: 

“Bunlar göz boyama taktikleridir. Ben bunda samimiyet görmüyorum. Aleviliği kendi sabit bakışıyla yorumlayacak olan, Aleviliği Emevi kültürüne çekmek ve onu eritmek için yapılan bir taktiktir.”

Ozan Dertli Divani’nin aşağıdaki sözleriyle söyleşiyi noktalıyorum:

“Sevgi en yüce değerimizdir. İnsanlar sevgiyi üretebilir ve paylaşabilirse yer yüzünde hiç bir sorun kalmaz. Herkes, kardeşçe bir arada yaşar.”

[email protected]

 

 

1088340cookie-checkKANADA’DAN… Dertli Divani

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.