Kaçıncı Kocatepe kazası?

Ne kadar kolay, ne kadar kanıksanmış, ne kadar klasik değil mi? Hani savaşırken ölseler, bu ifadeye bir de, “ kanları yerde kalmayacaktır “ kalıbı eklenir, olur biterdi… Gel gör ki, bugüne kadar verdiğimiz onbinlerce şehidimizden, kanı yerde kalmayan bir tekine bile rastlamadık…
Sarışın bir kurda benziyordu,
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.
Bıraksalar, ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkla akan bir yıldız gibi kayarak,
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.
diye destanlar yazılan Kurtuluş savaşımızın o kader kavşağında, o odak noktasında, hani toprağı kazsan şüheda fışkıracak o kutsal cephesinde, tam göbeğinde zaferin ilk kıvılcımlandığı Afyon Karahisar’ın, ne tesadüftür ki, nerdeyse asırlık zafer bayramımızın köküne kibrit suyu döküldüğü ana denk getirip de, hani tarihle dalga geçer gibi elde patlatılırken bombalar, güzel Atam’ın silüeti belirdi fonda yanan ciğerlerimizin önünde… Geride yangın, önünde bağrı yanan Atatürk figürü…
Bu figür aslında, yanmakta olan memleketin verdiği elemden dolayı, elini çenesine koyup da, yanıp, kaygılanan güzel Atam’ın, acı çekmekte olan ruhunun tasviriydi bir nevi… Güzel Atam’ın o eski güzel ordusunun, böylesine planlı şekilde kahredici kayıtsızlığa sürüklenişinin patlayışıydı o cephanelik…
O Kocatepe, Kıbrıs savaşında da, aynı kafalarca, tıpkı böylesine bir kazayla ihmalkarlığın sularına gömülmüştü… Kendi kendimize koskoca Kocatepe krüvazörümüzü batırıvermiştik kazayla!!! Kaynadı gitti suçlular, birbirini suçlama yöntemiyle nötralize ettiler vahim sebepleri… Ölen öldü, biz kalan sağlar ise, işte hala böyle kelle koltukta yaşamaya çalışmaktayız… Fidanlarımız kazayla! ölürlerken, bizler ise kazayla yaşıyoruz, Allah’tan menkul yönetimlerin elinde…
Düşmana ihtiyacımız yok. Bir yandan içerden kemirenler, bir yandan dışardan olta atanlar, bir yandan derin dümen sularında yüzenler, bir yandan sığlıklarda karaya vuranlar… Ama hep sırtımıza vurulan davullar, ama hep yaban ellerde tokmaklar… Tıpkı patlayan Afyon cephaneliği gibi gafletimizi gümbür gümbür başımıza yıkan kaderciğimiz, vatan için canları çıkan milli servetimiz, gençliğimiz…
Onca yokluktan ülke yaratmışken birileri o topraklardan, birileri ise şimdi dinamitliyor, o gün kurtuluşumuzu müjdeleyip, bugünlere bizi getiren o yerleri… Ot gibi otistikliği, adam olmayacak adam sendeciliği her dönemde baki olan o kağıttan zihniyetin, içi çürümüş, içi boş, dışı kontrol altına alınmış o yıpratılmış emir komuta sinsilesinin aymazlığıyla, velev ki, cebren ve hile ile yaban ellere geçirilmiş tezahürüdür dünkü tablo… Patlamıştır çürümüşlük, uzaktan patlatılmıştır çürütülmüşlük…
Gaflet ve delalet sapır sapır telef ederken güzel Atam’ın o kıymetli gençlerini, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve her köşesi bil fiil işgal edilmiş memlekette, bundan daha elîm ve daha vahim olmak üzere iktidara sahip olanlar, gaflet, dalâlet ve hattâ hıyanet içinde olmasalar da, hattâ şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit etmediklerini iddia etseler de zırt pırt, nedense hep fakr u zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş kesimden verilmekteyse onca şehit,
Ve öte yanda, para karşılığı zengin çocuklarına satılan kahraman askerlik için, banka veznelerinden verilebiliyorsa tezkere…
Yazık değil mi, o tertemiz alnından vurulmuş yatan askere?
Ve uzaktan deforme edilmiş o kahrolası atalet silsileleri yüzünden kazaya kurban edilip, usulca o kurtuluş savaşı şehitlerinin tam da yanına uzanan vatan evlatlarına… Yazık değil mi? Ha bre hariçten ahkam kesen şarlatanlar? Ha bre vatansevmez hainler? Attığınız vatana kazık değil mi?
“ Elim bir olay sonucu hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve meslektaşlarına sabır, yaralılarımıza acil şifalar dileriz” diyen kadim şarlatanlar;
Elim olay da sizsiniz, rahmetlik olan da, acil şifaya ihtiyacı olan da…
O pırıl pırıl genç askerlerimizin sizin dileklerinize ihtiyacı yok artık… Onlar artık sizin emir komutanızda değiller… Bırakın rahat uyusunlar… Bugün satılmış vatanı, o gün kurtaranların tam da yanı başında… Bırakın rahat uyusunlar… En az, bizi yönetenleri seçen o kayıtsız kitleler kadar rahat… Bizi savunmayı, bizi yönetmeyi haketmeyenler kadar rahat…

761620cookie-checkKaçıncı Kocatepe kazası?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.