O kapılar son kez kapandı ve bir daha açılmayacak…

Adı Hürü Korkmaz… Yaşı 85’in üstündeydi… Onu Isparta Yukarı Köprüçay’ın kalbindeki Darıbükü köyündeki evinde pek çok kez ziyaret etmiştik… Bölgede inşa edilen Kasımlar Barajı ve HES projesinin sularına gömülecek olan Darıbükü köyündeki evinde 25 yıldır yalnız yaşıyordu. Ha bir de kedisi vardı… Arada kendisi gibi yaşlı komşu kadınlarla dertleşiyor, başlarına ne geleceğinden habersiz belirsizliğin ortasında yaşayıp gidiyordu…
Bir belgesel çalışması için 2012 yılında evinin önünde konuştuğumuzda, “Biz artık ölümü gözlüyoruz, baraj yapılırsa devlet ha zaar bizi bir yere koyar, atacak değiller ya” demişti…
Hürü Nine bekledi…
Devlet onu bir yere koymadı…
Evine üç kuruş bedel ödeyip ardından hoparlör ilanıyla “evlerinizi boşaltın, su altında kalacak” diye bağırdı.
O da diğerleri gibi hoparlörden bağıran sesin dediğini yaptı ve evini içi acıyarak ve yakınlarını yardımıyla boşalttı.
Yusuf Yavuz, Hürü Korkmaz ile…
Yusuf Yavuz, Hürü Korkmaz ile…
Ve o ev, her köşesinde yaşanmışlıklar sinen o şiir gibi ev birkaç gün önce yıkıldı gitti. Tahtaları, kiremitleri, pencereleri ve tüm anılarıyla bombalanmış bir kentin ortasındaki harabeye döndü…
Birkaç gün önce Darıbükü köyüne gittiğimde, barajın sularının hızla yükselirken gözlerim Hürü Korkmaz Ninenin evini ve kendisini aradı. Köylülere sordum, “Isparta’ya, yakınlarının yanına gitti” dediler.
Evinin önüne gelince içim yandı, elim ayağım boşaldı. O evden geriye sadece bir hayalet kalmıştı.
Bir ampul uğruna ne ocaklar sönüyor ya Rab!
Ah Hürü Nine! Bizi bağışla. Senin o naifliğini anlatamadık kimseye. “Bizi bir yere koyar zaar” dediğin devletin çoktan öldüğünü, vahşi bir kapitalizmin tüm ülkeyi esir aldığını, yüzlerce yıldır atalarından öğrendiğin insani değerleri bir sel gibi önüne katıp Kocasu’ya döktüğünü söyleyemedik sana. Söylesek de anlamayacaktın. Senin bir suçun yok ki. Hiç böylesi bir yıkıma tanık olmadın ki! Yıllar önce yol inşaatında tarlanın kıyısında geçen devletin greyderi değildi ki gelen. Nereden bilecektin ki, ipinden boşanmış bir vahşetin, içine doğduğun dünyanın bütün değerlerini sadece paraya takas edip nice ocağı herkesin gözü önünde söndüreceğini…
Ah Hürü Nine!
“Hürüarı uzun yaşayacak diye baraca garşı mı çıkalım” diyen köyünün yeti yetme aklı evvellerine mi yanarsın, ocağının söndüğüne mi, parçası olduğu o naif uygarlığın yıkılışına mı?
Bağışla bizi, seni koruyamadık…
2018960cookie-checkO kapılar son kez kapandı ve bir daha açılmayacak…
Önceki haberARTI EKSI 7 LONDRA SEZON 10 BOLUM 3
Sonraki haberNeşet Ertaş’a yakılmış bir ağıt: Neşe’Dert’Aşk’ Antalya’da
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.