KKTC ile Kıbrıs Rum kesimi arasında geçişleri sağlayan 7. sınır kapısı Yeşilırmak Kapısı bundan dört yıl önce açılmıştı.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi’nin o dönemki başkanı Dimitris Hristofyas’ın yanısıra, AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, ABD Güney Kıbrıs Büyükelçisi Frank Urbancic, BM Kalkınma Programı Avrupa Bölge Bürosu Başkan Yardımcısı Haoliang Xu’nun da katıldığı törende ben de vardım.
Konuşmacılar umutluydu. “Barışa açılan kapı gibi” ifadeler kullandıklarını hatırlıyorum.
BM’ye göre Yeşilırmak ile Aşağı Pirgo arasında 1964’den sonra ilk geçişler 7 Ağustos 2009’da ambulans araçlarının seferleriyle başladı. Aşağı Pirgo sakinleri Lefkoşa’ya gitmek için Trodos dağını aşmak zorunda kalıyordu. Yeşilırmak Kapısı’nın açılışıyla Aşağı Pirgo-Lefkoşa arasındaki seyahat süresi 3 saatten 1.5 saate düşürülmüş oldu.
Yani bu kapının açılması Rumlara yarayacaktı, nitekim yaradı da…
O gün liderler ve diğer katılımcılar Lefke’ye de uğradı. Bir soluklanma arası verildi. Kahveler içildi Lefke’de…
Lefkeliler Aplıç Kapısı’nın açılması taleplerini yinelediler o gün ilk ağızdan. Ki, yaklaşık 44 yıldır kapalıydı Lefke-Marasata köyü arasındaki Aplıç sınır kapısı. (O zaman 44’tü, şimdi 48 oldu)
Hristofyas geçiştirdi bu talebi…
Vehip Nekipzade Başkanlığındaki Lefke Platformu Heyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu ziyaretinde, Aplıç Kapısı’nın “güven Artırıcı Önlemler” kapsamında masaya taşınmasını talep ettiğinde Cumhurbaşkanı Eroğlu, Aplıç kapısının açılması için Rum lider Hristofyas’ın Başkanlığı döneminde komite kurulduğunu hatırlatmış, Hristofyas’ın inadı yüzünden kapının açılamadığını söylemişti.
Dün yine tekrarladı Cumhurbaşkanımız –benim hiç unutmadığım- bu sözleri…
***
Rumların yeniden “kapı” talebiyle gelmeleri, “akıllarında yine hangi hinlik var” sorusunu akla getirdi zira Türklerin istediği kapıları açmamakta inat eden Rumların, iki tarafın mutabakatıyla açılan ancak en çok kendi çıkarlarına hizmet eden Yeşilırmak Kapısı’nda Kıbrıslı Türklere ne zorluklar çıkardıklarını bilmeyen yok.
Hatırlayalım; Geçtiğimiz günlerde Erenköy Mücahitleri Cemiyeti Başkanı Kutlay Keço, Erenköy’e geçişlerde Rum ile Türk tarafları arasında protokol imzalandığını ve Yeşilırmak-Pirgo Kapısı’ndan, Erenköy’e geçiş için salı, cuma ve cumartesi olmak üzere 3 gün kararlaştırıldığını, fakat Rum tarafının geçişler için hafta içi izin vermediğini açıklamıştı.
Önceden yapılan müracaatlara rağmen izinlerin verilmemesini eleştiren Keço, cemiyet olarak kendilerinin de geçişlerle ilgili tedbir alacaklarını ve Yeşilırmak Kapısı’nda geçişlere engelleyeceklerini belirtmişti.
Keço, Türk tarafının tüm geçişlere zorluk çıkarmadan izin verdiğini, kuzeyde ayinlerin yapıldığını fakat Rum tarafının, öğrencilerin Erenköy ziyaretlerine bile zorluk çıkardığını kaydetmişti.
Keço ve bu düşüncede olanlar yerden göğe kadar haklı. Sadece kendi çıkarlarına olan konulara “evet” diyen Rumlar, bundan Türklerin azıcık fayda sağlayacağını düşünürlerse, hiç çekinmeden, tek taraflı feshedebiliyorlar.
Durum böyleyken Rumlara sormak gerekiyor; Tüm kapılar size mi açılacak? Ya da niye ısrarla Lefkoşa’da yeni kapılar istiyorsunuz? Güven artırıcı önlemlerde kapıların payı varsa Lefkelilerin kapı feryadını niye duymazdan geldiniz? Siz Yeşilırmak kapısının açılmasıyla kendi yolunuzu kısaltırken, niye Türk tarafından geçişlerde zorluk çıkarıyorsunuz? Yeşilırmak’tan bugüne kadar kaç Türk ve kaç Rum geçiş yaptı?
