Kaçırılan Amerikan rüyasına özlem

“…Mısır Valisi Said Paşa’nın Fransız mühendis Ferdinand De Lesseps’e 1854’te hazırlattığı ve Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbirine bağlayacak olan Süveyş Kanalı projesini  de onaylaması için Osmanlı hükümdarına sunmuştu. Sultan Abdülaziz, 1866’nın 19 mart’ında yayınladığı fermanla Kanal’a izin verirken Kanal şirketi ile Said  ve Sadi Paşa öldükten sonra yerine geçen İsmail Paşa arasında varılan anlaşmaları onayladı, üstelik Mısır’ın kanal inşaatı için yaptığı dış borçları da devlet garantisi altına aldı ve kendisi de Kanal Şirketi’nin hisselerine oldukça yüksek bir meblağ yatırdı.


Said Paşa ile kanalın Mühendisi olan Ferdinand De Lesseps arasında 1854’te varılan anlaşmanın çok ilginç bir maddesi vardı: kanal’ın Akdeniz’e açıldığı yere dev bir heykel dikilecekti. Heykel, firavunlar zamanının giysilerine bürünmüş bir kadın şeklinde olacak ve elinde Asya’nın ışığının Mısır’dan geldiğini sembolize eden bir meşale tutacaktı. Sultan Abdülaziz’in ödediği paralar arasında yapılacak heykelin masraflarının bir bölümü de vardı.


Paşa ve mühendis, eseri Fransa’nın tanınmış heykeltraşlarından olan Frederic Auguste Bartholdi’ye sipariş ettiler. Dikileceği yerde monte edilecek şekilde parçalar halinde hazırlanan heykel birkaç sene sonra tamamlanmış, kanalın Akdeniz’e açıldığı yerde birkaç hafta içerisinde yerleştirilecek hale getirilmiş ve Marsilya’dan bir gemi ile Mısır’a nakledilmesinin hazırlıklarına bile girişilmişti.


Ama Said Paşa’dan sonra Mısır’ın başına geçen İsmail Paşa, Müslüman bir memlekette böylesine büyük bir heykelin dikilmesinin halk arasında hoşnutsuzluk yaratacağını düşündü ve mühendis Ferdinan De Lesseps’e, heykelin Mısır’a getirilmemesi talimatını verdi. Mühendis’in Paşa’yı ikna çabaları yetersiz kaldı. Süveyş Kanalı 1869 kasımında dünyanın dört bir tarafından gelen davetlilerin katıldığı büyük ama heykelsiz törenlerle açıldı. Bartholdi’nin eseri ise, Mısır’da bu yaşananlardan sonra Paris’te bir depoya kondu ve tozlanmaya terkedildi.


O yıllarda dünyanın bir başka tarafında, Fransa ile Amerika Birleşik Devletleri arasında büyük bir muhabbet yaşanıyor ve taraflar birbirilerine jest üstüne jest yapıyorlardı.
Paris’te kurulan  Fransız- Amerikan  dostluk grubunun lideri olan Edouard Rene Lefebvre De Laboualaye, Fransız Hükümeti’nin Amerikalılar’ın Fransa’nın dostluğunu daima hatırlamaları için bir hediye gönderilmesi konusunda ikna etti ve hediyenin devasa bir heykel olması kararlaştırıldı. Heykel bir elinde hukuğu simgeleyen bir kitap tutacak, diğer elinde de dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü olan bir meşale taşıyacaktı.


Sipariş gene aynı heykeltraş’a, Bertholdi’ye verildi. Bertholdi’nin eseri zaten hazırdı, senelerden beri bir depoda beklemekteydi ve tek eksiği üst kısmında, yani elleriyle kollarında ve yüzünde bazı değişiklikler yapılmasıydı. Amerikalılar heykelin New York’un hemen girişinde bulunan ufak adalardan birine yerleştirilmesine karar verdiler. Bertholdi, kaidenin yerini görmek için New York’a gitti ve Paris’e döndüğünde yeniden işe başladı. Bakır ve çelikten yaptığı heykelin, mühendisliği ilgilendiren taraflarını Paris’e kendi adıyla anılan bir kule dikmiş olan Gustave Eiffel ile beraberce çalışarak tamamladı ve 1884  haziranın ilk günlerinde eserini Fransız hükümetine teslim etti.


Bartholdi, heykelin yüzünü tamamen değiştirmiş ve metale annesi Charlotte’in siluetini işlemişti. Birbirine monte edilecek şekilde yapılmış 350 parçadan oluşan heykel bir Fransız gemisine yüklendi ve 4 kasım 1885 günü New York’a ulaştı..

679500cookie-checkKaçırılan Amerikan rüyasına özlem

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.