Karşınızda “Kara Murat”ın oğlu “Kare Murat”

-Bize biraz kendinizden bahseder misiniz ?

“1975 İstanbul doğumluyum. İlkokulu Özel Dost, lise Koç Lisesi ve üniversiteyi de Marmara Üniversitesi’nde Almanca enformatik okuduktan sonra İngiltere’ye gittim.İngiltere’ye gitmemin sebebi yüksek lisans yapmaktı, bir sene kalıp dönecektim. Bir baktım 13 senedir ordayım. Benim orada kalma sebebim şu oldu ;yurtdışından gelen öğrenciler her nedense AB öğrencilerinden üç misli kadar bir fiyat ödüyor okullara, bende dedim ki bu kadar para harcamışken burada geçici bir iş bulalım, okulumuza ödediğimiz paramızı çıkartalım ondan sonra dönelim. O bir senelik iş oldu 4 sene , 4 senelik iş oldu oturum, oturum oldu pasaport, pasaport derken evlilik, derken üç çocuk, derken bir baktım 13 sene geçmiş ve kendimi bir anda burada buldum, bu dizi çekimleri için.”

-Özlemiyor musunuz buraları?

“Ben Türkiye’yi çok seven biriyim. Kendimi İngiltere’de yaşıyormuş gibi görmüyorum. Bu dizi işleri başlamadan önce ben sadece yılda 1-2 defa buraya geliyordum ve inanır mısın her Londra’ya geri dönüşümde önce benim bacak ağrılarım tutardı. Bunun için tam 5 sene tedaviye gittim,bel ağrısı dediler, içerdeki diskler ezilmiş dediler. Ben İnternet yazılımcısı olduğum için uzun süre boyunca bilgisayar karşısında oturuyorum bu yüzden diskler ezilmiş dediler,fizyoterapi gördüm. Sonunda hiçbiri çıkmadı sadece ve sadece psikolojik olduğu anlaşıldı ve buraya geldiğimden beri ağrılarımın hepsi geçti, şu anda süperim”.

-Pis Yedili’de ki rolünüz için siz yurtdışındayken mi teklif geldi ?

“Evet,teklif yurtdışındayken geldi. Ama bunun öncesi var. Cüneyt Arkın’ın oğlu olduğum için bu işin içinde büyüdüm. Özellikle annemlerin,babamların zamanındaki sorunlardan dolayı olsun kendi özel hayatlarının olamayışlarından olsun bizi hep bu dünyadan uzak tutmaya çalıştılar. Ben üniversiteye giderken bize çok teklifler gelirdi. Bizi hep küçüklük resimlerimizle hatırlardı insanlar. Bizi hep çocuk sanıyorlardı. Bize gelen teklifler bize ulaşmadan anne baba tarafından elenirdi. Bu dizi ve film sektörünün güvencesi olmaması ve bizim eğitimimiz nedeniyle bu teklifler geri çevrilirdi. Yurtdışına gidip 13 sene elle tutulur işimiz olduktan sonra bu teklifleri değerlendirmeye başladık. Özellikle Gani Müjde projesi olması çok önemli. Bu dizide çok önemli kişilerle çalıştım. Deneme çekiminden sonra yönetmenimiz beğendi ve Pis Yedili dizisine başladık.”

-Teklif geldiğinde ne hissettiniz? İlk projenizdi sanırım.

“Büyük isimlerle oynuyorsun. Ayşegül Aldinç gibi büyük oyuncularla oynamak beni çok heyecanlandırdı. Tam anlamıyla sanatçı bu insanlar. Biraz da benim sıcak ve konuşkan olmama güvendiler sanırım. İlk gün çok heyecanlandım. Biraz da şans herhalde. Şans da çok önemli. İlk rolüm üçlük basket atmaktı. İlk atışımda 3 lük atış girdi ve herkesin hoşuna gitti. Çok heyecanlandım.”

-İsminizin bir hikayesi varmış, paylaşır mısınız?

“Murat ismi mi?”

-Evet

“Az önce televizyonda babamın bir filmini seyrettim. Orada da babamın ismi Murat. Babam 1975 yılında ‘Kara Murat Kara Şövalyeye Karşı’ filmini çekerken ben doğmuşum. Gazete küpüründe annem hastanede babam sette beni kucağına almış altında başlık: ‘Kara Murat doğdu.’ İsmimin hikayesi bu.”

-Asıl mesleğiniz nedir?

“Yazılım, internet, programcılık. Okullarımda tiyatrolarda hep geride durdum hiçbir oyun için özel bir çabam olmadı. Çok eskiden beri yazılım ve programcılıkla uğraşırdım. O zamanlardan merak saldım yazılıma ve programcılığa. Ne istediğini bilmesi önemli insanın. Üniversiteyi o konuda Almanca okudum ve İngiltere’ye gittim bunun üzerine yüksek lisans yaptım. Kafama koyduğum şeyi bir yerlere getirmeye çalıştım. Okuduğum kitaplarım arasında da birçok bilgisayar kitabı hala vardır ve okumaya devam ederim.”

-Oyunculukta babanız dışında kimleri örnek alıyorsunuz?

“Ben Kemal Sunal hastasıyım. O vefat ettiğinde çok ağladım. Bir de Tarık Akan’ı örnek alırım. Onu da çok seyrederim. Bütün Yeşilçam filmlerini seyrederim.
Örnek aldığım kişiler hep o dönemlerin insanları. Babam da aynı şeyi söyler, ‘biz hep kahramanlar yaratmışız. O insanların yerini kimse tutamıyor’ der.”

-Pis yedilide Öğretmen Murat’ı oynuyordunuz. Gerçekten öğretmen olmak ister miydiniz?

“Öğretmen olmak çok zormuş. Hele hele Pis Yedili gibi bir takım da öğretmenlik yapmak çok zor. Mesela sınıfa giriyorum. Herkes bir hareket halinde, herkes konuşuyor, biz de öyleydik hatırlıyorum. Sette olmak tabii daha avantajlı ama öğretmen olmak gerçekten zormuş. Bu dizide basit bir roldü ama gerçekten öğretmenlerin elini öpmek lazım. Çok zor bir iş yapıyorlar.”

-Sizi okuduğunuz kitaplardan hangisi en çok etkilemiştir?

“Ben üniversite bitene kadar çok kitap okumadım. Kitap okuma alışkanlığım ve kitaplara merakım yurtdışına gittikten sonra oluştu. Avrupa’da bizi hala eski Türkler olarak, hala Barbarlar olarak bilirler. 75 milyon kişiyi kesinlikle aralarına almazlar. Avrupa Birliğine kesinlikle almazlar. Avrupa Birliğine girmemiz kesinlikle mümkün değil. Orada bize Türklerle ilgili söylenen şeylerden sonra ben biraz daha okumaya başladım. Artık köşe yazarları ve kitaplar okumaya başladım. Mesela Metin Aydoğan’ın Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı, Banu Avar’ın Kaçın Demokrasi Geliyor, Turgut Özakman’ın Diriliş ve diğer seriler, Kurtuluş, Kıbrıs serisi kitapları çok önemli ve etkileyici kitaplardır. Okullarda okutulan kitaplara ek olarak bu tarz kitapları da daha fazla okuyarak destek olmak gerek.”

Bugünlerde “Harem” dizisinde “Kare Murat” olarak karşımıza çıkan Murat Cüreklibatır 1975 yılında doğdu. Çocukluk yıllarında babasının oynadığı 1979 yapımı “Vatandaş Rıza” ve 1981 yapımı “Önce Hayaller Ölür filmlerinde oynadı. Yüksek lisans için gittiği Londra’da eğitimini tamamladıktan sonra yerleşen Murat Cüreklibatır’ın Polat Timur, Arkın Bora, Tara Tuana adında üç çocuğu var.

735450cookie-checkKarşınızda “Kara Murat”ın oğlu “Kare Murat”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.