Kaş’ta Bakanlık desteğiyle kültür talanı!

“Kaldırım taşlarının altında skandal var!”

AKP’li Kaş Belediyesinin sit alanı olan bölgede yaptığı düzenleme tam anlamıyla bir skandala dönüştü. Yerel seçimler öncesinde oy avcılığı uğruna yapılan çalışmayı, Koruma Kurulunun onayını beklemeden başlatan Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer, Antalya Koruma Kurulunun,  “çalışmayı derhal durdurun” yazısına rağmen uygulamadan geri adım atmadı. Turizmciler ve STÖ’ler, ilçe meydanına döşenen yarım metrekarelik taşların kaldırılmasını istedi. Kaymakam öncelik alıp, “ turizm sezonu öncesi durdurmak kirlilik olur. Yapıştırılmadan döşensin, sonra kaldırılır” dedi.  Yüklenici firma, “yapıştırarak” döşemeye devam etti. Ve bütün bunların üstüne Kaş Belediyesi, düzenleme yapılan meydana bu hukuksuzluğun “Kültür ve turizm Bakanlığı’nın desteğiyle” yapıldığı levhasını dikti!

İşte yerel seçimler öncesi Kaş’ta yaşanan ibretlik bir Türkiye fotoğrafı…

Akdeniz’in incisi olarak gösterilen, Antalya’nın gözde turizm beldesi Kaş’ta bir haftadır tam anlamıyla bir “kültür talanı” yaşanıyor. Üstelik bu talan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, yasalar hiçe sayılarak ve Kaş halkının gözleri önünde, tam anlamıyla “meydanda”  olup bitiyor. Ve en acısı da bu talanın yerel seçimlerin hemen öncesinde ülke genelinde tanık olmaktan bıkıp usandığımız o en iç burkucu biçimiyle, “oy avcılığı uğruna” yapılıyor olması.

Kaş’ta yaşanan kültürel talanın haberini 6 Mart’ta Açık Gazete’den duyurmuştuk.* Bu haberin ardından yaşanan gelişmeler akıllara durgunluk verecek bir skandalı da ortaya çıkardı. Bu skandalın ayrıntılarına geçmeden önce Kaş’ın özgün mimarisi ve sosyo-kültürel dokusu hakkında birkaç not aktaralım…

Kaş, sivil mimari açısından özgün ve her şeye rağmen korunabilmiş örnekleri barındıran bir yerleşim yeri. Akdeniz ve Ege’nin kıyı şeridinde örneklerine rastladığımız taş ve ahşabın adeta “sevişmesiyle” ortaya çıkan, “Levanten Mimari” de denilen yapı türüne ev sahipliği yapıyor. Müslüman Türklerle, Gayrimüslim Rumların uzunca bir süre bir arada sürdürdüğü yaşama tanıklık etmiş bir saklı ülke olan Kaş, turizmin gelişimiyle birlikte bu özelliğinden bedel ödese de yine de Akdeniz’in en iyi korunmuş kasabalarından biri…

Şimdi gelelim AKP’li Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer’in o ünlü deyimdeki gibi “Kaş yapayım derken göz çıkaran” uygulamasının ayrıntılarına.

Geçtiğimiz hafta Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer’le görüşerek, özgün mimari dokusuyla kentsel sit alanı ilan edilen ilçe meydanına yapılan düzenleme hakkındaki tepkilerini dile getiren Kaşlı turizmciler ve STÖ temsilcileri, yapılan bu görüşmeden sonra Kocaer’den “kimi alanların korunacağı” yönünde söz alırlar. Ancak bu görüşmenin ve verilen sözlerin ardından uygulamada hiçbir değişikliğe gidilmediğini gören STÖ temsilcileri, düzenlemenin teknik ayrıntılarını ve mutabakata varılmış olan değişikliklerin projeye nasıl dâhil edileceği konusunda bilgi sahibi olmak isterler. Ve bu sorunun yanıtını almak için Antalya Koruma Kurulu’na başvururlar.

Koruma Kurulu’nun “ Kaş Belediyesi’nin düzenleme için kurula sunduğu projenin henüz onaylanmadığı” yönündeki yanıtı üzerine STÖ temsilcileri tam anlamıyla bir şok yaşarlar.

Bunun üzerine Antalya Koruma Kurulu, aynı gün, hem Kaş Kaymakamlığı’na hem de Kaş Belediyesi’ne, 26-27 Mart 2009 tarihlerinde yapılacak olan kurul toplantısına kadar “yapılan çalışmanın derhal durdurulması” için resmi bir yazı gönderir…

Bundan sonrası ise tam bir hukuk tanımazlık ve aymazlık örneği sayılacak gelişmeleri de beraberinde getiriyor…

Bu gelişme üzerine STÖ temsilcileri bu kez de dertlerini Kaş Kaymakamı Süleyman Yılmaz’a anlatmak isterler. Dolaylı ya da direkt olarak yaşamlarını turizmle sürdüren “platonik” Kaş âşıkları, yaşamlarının önemli bir parçası olan ve en güzel anılarını barındıran o güzelim meydanlarının göz göre göre ellerinin arasından kayıp gitmesine seyirci kalmak istemezler…

Belediye Başkanı Kocaer’in de hazır bulunduğu toplantıda STÖ temsilcilerini dinleyen Kaymakam Süleyman Yılmaz, ‘öncelik’i ele alıyor ve turizm sezonu arefesinde meydanın bu çirkin şekliyle, molozlar içinde bırakılamayacağını belirttikten sonra, Koruma Kurulundan çıkacak karara kadar, taşların “yapıştırılmadan döşenmesine ve sonrasında kurul kararına göre uygulamanın değiştirilmesi” kararını veriyor. Ve bu konuda STÖ temsilcilerine “sözlü” teminat veriyor.

Peki kaymakamın bu kararı uygulanıyor mu?

Tabii ki hayır. Çünkü yüklenici firma elemanları ‘yapıştırarak’ döşemeye devam ediyorlar.
STÖ temsilcilerinin şaşkınlığı sürerken, Kaş Belediyesi çalışma yapılan alana kocaman bir levha yerleştirmeyi de ihmal etmiyor. Levha, bir anlamıyla Türkiye’de tuzun da kokmaya başladığının bir belgesi niteliğinde. Zira levhada yazan “ Bu meydan düzenlemesi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla yapılmaktadır. Kaş Belediyesi” sözleri, başka söze gerek bırakmıyor.

Kaş ve çevresini uzun yıllardır yakından bilen, bölgede yakın dostlukları, Demre’de bir yazlık evi bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın bu levhadan haberi var mı bilmiyoruz. Ancak Günay’ın Kuşadası’nda AKP’li seçmenlere söylediği “adayımızı seçin ilçe ne isterse ona vereceğim” sözlerinin ardından bununla çok da ilgilenmiyoruz.

 29 Mart seçimlerinin hemen öncesinde yaşanan ve oy avcılığı uğruna tarihin, kültürün ve insanın hiçe sayıldığı bu skandalın bir an önce son bulmasını isteyen Kaşlı STÖ temsilcileri ve turizmciler, “Bakanlık desteğiyle” yapılan bu talandan Kaş’larını koruma kararlılıklarını hiç elden bırakmıyorlar. Ortadaki hukuksuz uygulamayı durdurabilmenin yollarını arayan Kaşlılar, Kaymakamlık, Belediye Başkanlığı, Valilik ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne, ayrıca AKP il ve ilçe teşkilatlarına Koruma Kurulu’nun durdurma kararıyla birlikte birer dilekçe yollayarak meydanlarını korumanın yollarını aramayı sürdürüyorlar.

Ancak bu yolla da bir sonuç alamamaları durumunda ki, durum onu gösteriyor, yargı yoluna gitmeye kararlılar. Çünkü onlar bir kentin meydanının, sokaklarının o kentin insanlarının kolektif belleği olduğu bilincine sımsıkı sarılmış durumdalar ve Türkiye’nin her şeye rağmen bir hukuk devleti olduğuna inanmayı sürdürüyorlar. En azından buna inanmak istiyorlar.

Bütün bu yaşananların ardından, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay’a sormak gerekiyor. Türkiye nasıl bir ülke haline getirildi ki, Bakanlığınıza bağlı olan Antalya Koruma Kurulunun “durdur” yazısına rağmen yine Bakanlığınızın bütçesi ve desteğiyle oy avcılığı yapılabiliyor?

Anadolu’da sivil halkın binlerce yılda damıtarak biriktirdiği kültürel mirası ve sosyal dokuyu, elli yıldır betonarmeyle parçalayıp un ufak eden, son on yıldır da Paris-Dubai arasına sıkışmış ultra-modern ucubeliklerle yutan vahşi kapitalizmin kent meydanlarını insansızlaştırmak isteyen ‘küresel mahalle baskısı’na karşı ürettiğiniz bir çözüm var mı?

* Kaşlı STÖ’lerin sesine kulak vermek ve onlara destek olmak isterseniz:
Nur Keçeci: 0536 331 38 11
Erdem Aydın: 0536 660 40 09
Kadriye Hacımusaoğlu: 0532 355 10 50

İLGİLİ HABER: Kaş’ta 1 milyonluk meydan savaşı 

__________________

* Yusuf Yavuz- [email protected]

 

1195800cookie-checkKaş’ta Bakanlık desteğiyle kültür talanı!
Önceki haberÇetin Emeç’e Mektuplar (XII)
Sonraki haberLiderler bölgeyi ve ABD’yi konuştu
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.