KÜBA NOTLARI (I): Havana’da 1 Mayıs, nostalji yaşamak…

ABD’nin burnunun dibinde, yıllardır ambargolara karşı yaşayan bir ülkede, Fidel Castro’nun sağlığında, 1 Mayıs, acaba Küba’da nasıl geçiyor. Yıllardır hem bu ülkeyi, hem de Castro’nun sağlığında neler yapılmış, görmeyi arzuluyorduk. Beş yıla yaklaşan süredir de, gitmek istediğimiz halde, bu kez gerçekleştiriyoruz.

1 Mayıs 2013 Çarşamba günü. Gece, 04.00 kalkıp, yollara düşüyoruz. Saat. 05.OO. Gece yollar bu saatte dolmuş. Değişik ülkelerden gelen bir çok insan. Coşkulu bir kalabalık. Dedğişik ülkelerin enstrümanları, çalınıyor, dansediliyor. Küba’nın değişik amatör grupları, vurmalılar, ilk kez gördüğüm değişik çalgılar, bakır üflemeliler, ortalık bayram yeri gibi. Kırmızı tişörtleri ve ellerinde Türk bayrakları taşıyan, 50-60 kişilik bir grubla karşılaşıyoruz. Bu gün için gelmişler.

Kalabalığın, ortasından, kıyısından, yararak ilerlemeğe çalışıyoruz. Caddelerin kıyılarında sıralanmış Küba’lı kızlı erkekli gençler. Yaş ortalamaları 20 civarında, yeşile çalan haki renk pantalonları, temiz, ütülü, postal türü ayakabılar boyalı. Küba bayraklı tişörtleri, yıldızlı bereleri. Bellerine takılı olan ise silah değil, su mataraları. Hiç ama hiç silah yok. Sabaha karşı gülümseyen yüzleri. Soruyoruz. Polis ya da Belediye görevlisi memurlar değil. Gençlerin oluşturduğu sivil kurluşlardan. Grup grup, caddelerde bekleşen dünyanın değişik yerlerinden gelen, ülkelerinin bayraklarını taşıyan gruplar.

Gece, yavaş yavaş, aydılığa dönüşmeye yakın. Alana yaklaştığımızı hissediyoruz. Sendikal örgütlenmelerin grupları. Özellikle de sağlık sektörü mensupları. Beyaz, önlükleri ve bereleri ile gelmişler. Dansediyorlar. Gecenin içinde sürekli müzik sesleri durmuyor. Gözlerde, yorgunluk yok. Herkes neşeli, bayram yerina gider gibi, giyinmişler, hazırlanmışlar, neşe ve sevinç okunuyor.

Ellerdeki pankarlartlar da, 1.Mayıs belirtiliyor. Üç resim, üç portre yoğunlukta. Fidel CaSTRO, Ernesto Che Guevera ve de Chavez. Bu denli Chavez, resimlerini görünce şaşırıyoruz. Ancak bu şaşkınlığımız daha sonra geçiyor. Sovyetler dağılınca, Rusya’dan gelen yardımlar bıçak gibi kesilmiş. Bu dönemde, Chavez, Küba’ya çok yardımcı olmuş. Petrol vermiş, Küba’dan da sağlık hizmeti almış. Sağlıkçılar, Venezuela’ya çok gitmişler. Küba’da da petrol çıkıyor. Ama çoğunlukla petrol ihtiyacı, Venezuela’dan karşılanıyor.

Yolda yürümeğe çalışıyoruz. Coşkulu bir kalabalığın içinde Türk bayrakları taşıyan bir grup görüyoruz. Önlerine geçiyoruz. Büyük bez bir afiş. “Halkın Takımı” ve altında dizeler “Terketmedi Sevdan Bizi” Coşkulu bu Beşiktaşlı grupla sabaha karşı sarmaş dolaş oluyoruz. Ve sualtı sporcularıdan genç bir grup ile birlikte.

Gün ışıdı, yavaş yavaş, biraz da zorlanarak, kalabılığı yararak alana yaklaşmaya çalışıyoruz. Yolların kıyılarında bu kez üniformalı, Belediye görevlileri ile polisleri görmeğe başladık. Çünkü, uzaktan geniş Devim Meydanını görüyoruz. Alışık olduğumuz görüntüler yok. Cop yok, panzer yok, su fışkırtan araçlar yok, biber gazı yok, taş atan yok, sopalar yok, yüzleri kapalı insanlar yok. Değişik bir dünya. Değişik br grup, herkesin yüzü gülüyor ve şarkı söylüyor. Sert bakış, bağıran, küfreden ses yok. Sesin yükselmesi, şarkılarda, ve “Viva” diye başlayan sloganlarda, o kadar.

Gün ışıdıkdan sonra, alana yaklaşırken, caddelerdeki haporlörlerden Küba müziği dinlemeğe başlıyoruz. Güneş biraz yükselmeye başladığında, sesler müziğin yerini aldı. Meydana girdik ve protokol yerini görüyoruz. Kısa konuşma, tanıtım ve kutlama. Protokol yeri önünde, bakır nefesli sazların oluşturduğu orkestre. Haporlörlerden sesi caddelerde yaygınlaşıyor. Katılanlar ise müziklerini sürdürüyorlar.

Konuşmalar bitti. Saat 08.00 e geliyor. Yaklaşık üç saatlik bir yürüyüşden sonra, alana ulaşabildk. Ama yorgunluğumuz yok. Elimizde Türk bayrağı, sıranın kıyısından, protokol kortejini selamlayarak geçiyoruz. Bir ara, bir grubdan birden bir alkış sesi koptu. Dönüp baktığımızda, bize el sallayıp alkışlıyorlar. Uzaktalar, yüzlerini seçemiyoruz tabii ki. Biraz daha dikkatli baktığımızda, gerçeği anlıyoruz. Değişik ülkelerden gelen parti temsilcileri, protokolün ön sıralarında yer almışlar. Alkışlayanlar ve el sallayanlar Türkiye’den gelen partliler. Bizi Tük bayrağı ile geçerken görünce bizi alkışlıyorlar. Bizde alkışlayarak el sallayarak selam göndererek, onların mesajını aldığımızı gösteriyoruz.

Protokol kortejinin önünden geçtik. Devrim Meydanı’nın sonuna doğru geldik. Yürüyüşünü sürdüren grup, buradan dörde ayrılarak, meydanı terkediyor. Meydann boşalması kolay değil. Ayrıca meydana ulaşmak için bekleyen gruplar, geçit yürüyüşünün devam etmesi ile yavaş yavaş alana giriyorlar. Alanın boşalması ve her grubun alana girerek protokol önünden geçmesi de yaklaşık iki saatten fazla sürüyor. Orada bekleyip gelenlere ve alan ile caddelerin kalabalığını izlemeğe çalışıyoruz. Dikkatimizi hemen çeken gruplar, daha sonrada gelen öğrenci grupları va sağlıkla ıle ilgili okullarda ve üniversitelerde okuyanlar. Düzenli gruplar yürüyüşü tamamlıyor.

Bu bekleyiş ve izleme sırasında başka Türk bayrağı taşıyan gruplara da rastlıyoruz. Daha ötesi tanıdık dost ve kardeşlerle de şaşkınılıkla Devrim Meydanı’nda karşılaşıp, kucaklaşıyoruz. Gözlemlediğimiz alanda, en az 300 kişinin üzerinde, Türkiye’den gelen ya da Türk bayrağı ile yürüyüş kortejinde yar alan insan vardı.

Gençlerde ve yürüyüşe katılan değişik güney Amerika ülkelerinden gelenlerin saç traşlarında ki benzerlik. Chavez stili saç traşının olması. Güney Ameraika’da, günümüzde en çok iz bırakan liderin, Chavez olduğunu görüyoruz. Fidel Castro’nu kardeşi, şimdi yönetimin başında olan Raul Castro’nun pek o kadar fazla fotoğrafı yok. Küba tarhinde önemli yeri olan kahraman ve Jose Marti gibi kişilern fotofrafları da var.

1 Mayıs 2013 de Küba’da Havana’da gördüğümüz. Çoşkulu bir halk kutlamasınını ötesinde, tüm ambargolara karşı direnen Küba’ya bir destek olunması. Küba, Güney Amerika’nın siyasi geleceğinde bir fenomen ve çok önemli bir ülke. Elli yılı aşkın süredir Castro efsanesi sürüyor. Güney Ameraikada önemli bir simge. Devrimden sonra öne çıkmayan ve yaşamını Güney Amerika’ya adayan, öldürülen Che ise bir efsane olarak, sadece buralarda değil, dünyanın her yerinde tanınıyor ve biliniyor. Tişört ve berelerde hep Che var.

1 Mayıs coşkusu, beklediğimizden öte Küba’da kutlanıyor. Güney Amerika ülkelerinin geleceği, adeta Küba’da ki gelişmelere göre şekillenecek. ABD, yıllardır burnunun dibindeki bu ülkeye ambargo uygulayıp, uygulatarak, kendi halkına ne mesaj vemek istiyor. Bunlar bir yana Ambargo altında ki KÜBA’da, 1 Mayıs gerçeği dışında, yaşam gerçeği nasıl, Fidel Castro’nun yaşamı süresince olanlar, son yıllardaki gelişmeler ve sonrası ne olur.

Bu konuda ki gözlem ve düşüncelerimizi, haftaya aktarmayaı sürdüreceğiz. Ama, 1 Mayıs kutlaması ve gerçeği, Havana’da yaşanıyor. Anlatması çok zor. Bazı resimleri vermeğe çalıştık. Son söz. 1 Mayıs KÜBA’da HAAVAda yaşanır. Anlatması aktarması zor. Yaşamak ve o havayı solumak gerek.

____________________

* KÜBA, Havana . 7 Mayıs 2013. [email protected]

1550040cookie-checkKÜBA NOTLARI (I): Havana’da 1 Mayıs, nostalji yaşamak…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.